AVRUPA Basketbol Şampiyonası’nın ilk 2 gününde girdiğimiz komadan dünkü Çek galibiyetiyle çıktık. "Hastamız tamamen iyileşmiş mi?" diye sorarsanız, cevabımız "Tamamen değil" olacak.
Bu galibiyet bizi bir üst tura taşıdı. En önemlisi de umutlarımızı yeşertti. Şimdi önümüzde yeni bir turnuva var. Aslolan geçmişi unutup, her şeye sıfırdan başlayabilmek. Eğer bunu başarabilirsek, belki amaçladığımız noktalara ulaşabiliriz.
İlk iki gün yaşadığımız kabustan sonra dünkü karşılaşmayı oynamak gerçekten güçtü. Kazanma baskısının oyunculara bir stres yüklediği işin bir başka gerçeği. Ancak dün oyuncularımız kazanmayı kafalarına koymuşlardı. Verdikleri mücadele de bunu gösteriyor. Uzun süre sonra ilk kez bir topu kapmak için yerlere atlayan oyuncularımızı gördük. Bu işin sevindirici noktası. Zaman zaman yaptığımız etkili savunma da bir başka artımız.
Tempo artmalı
En önemlisiyse, başta Hidayet olmak üzere Mehmet Okur ve İbrahim’in yıldız oyuncu olma özelliklerini sahaya yansıtmaları. Dünkü karşılaşmayı zaman zaman krizler yaşamamıza rağmen kazanıp İspanya’daki yaşamımızı sürdürmek tabii ki sevindirici.
Şimdi önümüzde Slovenya, Fransa ve İtalya maçları var. Bunların hiçbirisi şakaya gelmeyecek ciddi ekipler. Mallorca’daki görüntümüzle 2. turda işimiz zor olur. Eğer bir yerlere varmak istiyorsak önce tempomuzu artırmalı sonra dün akşam yine çok sıkıntı çektiğimiz faul atışlarımızı (18/31) düzeltmemiz gerekir. Bu arada Tanjeviç’in çok sık oyunçu değişikliği yapması da takımımızın biraz balansını bozuyor. Bence artık oyunun büyük bölümünü oynayacak bir takımımızın da olması şart. Bundan sonrası için devamlılık, tempo ve daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatalım.