İzlemeyi bilmiyoruz

Futbol bütün dünyada büyük ilgi gören, kitleleri peşinden sürükleyen son derece cazip bir oyun. Ne zaman neyin olacağının belli olmayışı, sürprize son derece açık olması ve kurallarının herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek kadar basit oluşu, bu oyunu cazip kılan faktörlerin en başında. Adı üstünde, bu bir oyun. İnsanlar oyundan keyif ve zevk almalı ve bu oyunun tadını doyasıya çıkarmalı diye düşünüyoruz. Ancak bizde durum öyle mi...

Haberin Devamı

Fanatik taraftarlık topluma egemen olan şiddet duyguları zaman zaman bu oyunu oyun olmaktan çıkartıp bir savaşa dönüştürebiliyor. Açıkca söylemek gerekirse, biz futbolu seyretmeyi, futboldan keyif almayı pek beceremiyoruz. Bunu beceremediğimiz gibi statları bir şiddet alanına dönüştürmekte de üstümüze yok.

Bakın son haftaya... Olay bağıra bağıra geliyor. Ankaragücü-Beşiktaş maçı öncesi ev sahibi takım ile uzunca bir süredir Beşiktaş'a açıkca savaş ilan eden Bursaspor taraftarlarının işbirliği ile bir takım hazırlıklar yapıldığının dedikodusu tüm futbol çevrelerinde kulaktan kulağa dolaşıyor. Beşiktaş yöneticileri de bunun duyumlarını alıp gerekli uyarıları yapıyorlar. Hal böyle iken yapılacak iş gerekli güvenlik önlemlerinin artırılması ve olası olayların önüne geçilmesi. Ama nerede... Maç öncesinde stadın yakınlarında neredeyse bir Ankara meydan savaşı çıkıyor. Kafalar gözler yarılıyor. Taraflar birbirlerine kıyasıya giriyorlar. Emniyet güçleri olayları önleyebilmek için havaya ateş açmak zorunda bile kalıyorlar. Oysa, alınacak basit önlemlerle birbirlerine düşman gibi bakan iki grubun temas etmesi önlenebilir ve böyle üzücü durumlar ortaya çıkmaz. İş stat dışında kalsa gene pek fazla bir şey demeyeceğiz, ama ortam öylesine gergin ki, olaylar maç süresince de sık sık yineleniyor.

Haberin Devamı

Yangına dönüşmesin

Sadece Ankara'da değil sorun. Diğer statlar da gerilim artıkça patlamaya hazır bomba durumunda. Bakın Galatasaray-Trabzonspor karşılaşmasına. Maç öncesi Galatasaray taraftarının yönetimine bir tepkisi var. Bu doğal. Tepkilerini de uygar bir biçimde dile getirip pankartlarla ve sloganlarla yönetimi istifaya davet ediyorlar. Buna bir şey demiyoruz, ama o sahaya atılan çakıya ne diyeceğiz. O bıçak o stada nasıl sokuluyor? Bildiğimiz içeri giren herkesin üstünün didik didik arandığı. Ama yine de bu delici alet ucu açık bir şekilde hakeme doğru fırlatılıyor. Şans eseri kimseye gelmiyor. Bu neyin tepkisi? Hangi öfkenin dile getiriliş biçimi... Futbol oyununda hatanın yeri çok fazla. Bunu futbolcu da yapacak hakem de. Hatanın karşılığı sahaya fırlatılan bıçak mı olmalı?

Haberin Devamı

Biz adam gibi futbol seyretmeyi öğrenemedikçe, öfkemizi kontrol etmeyi bilmedikçe ve fanatizmin pençesinden kurtulmadıkça, bu filmleri daha çok izleriz gibi geliyor. Böyle bağıra bağıra gelen olayları önlemek için sporda şiddet yasasını bile çıkardık. Ama yasanın gerektirdiği yaptırımları uygulamayıp statlara girmesi yasak olan kişilere bile göz yumuyorsak, işte sorun burada. Liglerin sonu geldikçe gerilim ve öfke daha da artacaktır. Yetkililer umarız ufak ufak parlayan bu kıvılcımları bir yangına dönüşmeden önlerler ve gerekli tedbirleri alırlar. Yoksa, olayların ardından ağlamak ve üzüntü söylemleriyle bu işin üstüne gitmek hiçbir çözüm getirmez.

Yazarın Tüm Yazıları