İnancın zaferi

DERLER ya, "inanmak başarmanın yarısıdır." İşte dünkü muhteşem Litvanya zaferinin tek kelimeyle özeti, genç oyuncularımızın sahada verdikleri inançlı ve bitmek tükenmek bilmeyen enerji dolu mücadeleydi.

Maç öncesinde tüm arkadaşlarını etrafına toplayan kaptan İbrahim onlara, "Çıkıp savaşacağız ve bu devleri yeneceğiz" diyordu. Ve ardından ekliyordu: "Geri düşsek bile mücadeleyi bırakmayız." Koç Tanjevic ise, maç öncesi oyun planını, "Her alanda iyi savunma yapacağız. Oyunun kontrolünü sürekli elimizde tutacağız. Rakibin en büyük silahı hızlı hücum. Eğer buna izin vermezsek, fizik mücadelede ezilmezsek, kazanırız" diyordu. Tanjevic’in bu planı sahada kelimesi kelimesine uygulandı. Şimdiye kadar bize hep ters gelen Litvanya karşısında ribaund zaafiyetimizi onlardan daha fazla mücadele ederek kapattık. Tanjevic’in istediği sert savunmayı oyun kuruculardan başlamak üzere öyle etkili yaptık ki, dünya basketbolunda önemli yeri olan rakibimiz zaman zaman çemberi göremez oldu.

Eğer biraz daha deneyimli takım olabilsek ve başarıya giden yolda küçük detaylara biraz daha dikkat edebilsek, belki de işi ilk yarıda bitirebilirdik. Ancak, dün gördük ki, gençleşen takımımız birbirine kenetlenmiş ve yıllardan beri özlemini çektiğimiz bir takım haline gelmiş.

İbrahim Kutluay faktörü

İbrahim Kutluay,
deneyimi ve skorer kimliği ile tartışmasız bu takmın lideri. Gerek oyunda olduğu sırada, gerekse kenardan arkadaşlarını müthiş motive ediyor. Paylaşımcılık ruhunu bütün takım gibi o da fazlasıyla benimsemiş. Etrafa yaydığı pozitif enerjiyle genç arkadaşlarının mücadele gücünü artırması da bir başka önemli faktör. Takımın diğer deneyimli oyuncuları Serkan ve Kaya da özveriyle mücadele ediyorlar. Hata yapanı hemen teselli edip, oyundan kopmamasını sağlıyorlar.

Oyun kurucu pozisyonunda sıkıntı çektiğimiz bir gerçek. Ancak Tanjevic, Ender-Hakan ikilisini sık sık değiştirerek onların daha diri kalmalarını sağlıyor. Tanjevic’in oyunun her bölümünü yaşaması, hatta bir ara kendini kaptırıp sahanın içine kadar girmesi takıma verdiği inancın ve hırsın bir başka göstergesi.

Kerem, devlerle boğuştu

Dün görev alıp da altından kalkmayan hiç kimse yoktu. Ama Kerem Gönlüm’e ayrı bir bölüm açmak istiyorum. Dev gibi Litvanyalılar’la inanılmaz şekilde boğuştu. Ribaund aldı, skora katkı yaptı. Genç Ersan dünkü performansıyla dünya basketbolu için gelecekte önemli isimlerden biri olacağının işaretini verirken, Cenk, Ermal, Ender, Fatih ve Semih de sahaya girdiklerinde bu takımı takım yapan parçalardan birileri olduklarını gösterdi.

Dünkü zaferin kilit noktası Tanjevic’in dediği gibi rakibe fast break imkanı tanımamaktı. Düşünün, bu işin uzmanı Litvanya takımı sadece 6 hızlı hücum sayısı üretirken, bizim ürettiğimiz sayı 9’du. Litvanya takımının en etkili olduğu çember altı bölgesinden onlara sadece 34 sayı izni verirken, biz daha zayıf olduğumuz boyalı alanda 30 sayı ürettik. Tüm bunlar bir kere daha gösterdi ki, mücadele ve savunma bu işin temel anahtarı. Böylesine yüreğini ortaya koyan bir Türk takımı her zaman dünya basketbolunda söz sahibi olur. Yeter ki, rakipten korkmadan, ürkmeden yürekle yola devam edelim.
Yazarın Tüm Yazıları