BÜYÜK ümitlerle geldiğimiz Dünya Şampiyonası'nda umduğumuzu bulamadık. Niye?
Çünkü biz oyun şekli olarak öncelikle geriye yavaş koşuyoruz. İkinci olarak hücumda az hareket edip, az pas yapıyoruz. Ve şut seçimimizi iyi yapamıyoruz. Tüm bu şut seçimini dengesiz yaptığımızdan da çabuk fast-break yiyoruz. Dolasıyla iyi yaptığımız savunmayı beceremiyoruz.
Teknik heyet çok fazla hata yapmadı, ama Tolga Öngören ile Murat Özyer'in görevi bırakması bir eksiklik olarak gözüktü. İkisi de iyiydi. Oyuncularla iyi diyalog içindeydiler. Maçlara yeterince konsantre olamadık. Takım olamadık. Herkes iki tane oyun kurucu ve 2 guardla oynarken biz bütün yükü Kerem'in üzerine yıktık. Dolayısıyla da onu günah keçisi yaptık. Oysa bizim artık bundan sonra yapacağımız bir liderin etrafında yeni bir takım oluşturmak.
NBA SENDROMU
Milli takım turnuvaya sakatlıkların da etkisiyle istediği gibi hazırlanamadı. Bu yüzden kim yedek, kim görev adamı belli olamadı ve bir organizasyon kurulamadı. Tabii bunların üzerine Indianapolis'te bir de NBA sendromu bindi. Çünkü NBA ile Avrupa'da basketbol çok farklı oynanıyor. NBA'de bire bir oyuncular öne çıkıyor. Sacramento'da Chris Webber oynarken Hidayet'e hep elinin tersiyle ‘‘Köşeye git, orada bekle’’ diyordu. Şimdi Hidayet geldi, burada aynısını yapmaya kalttı. Avrupa'da böyle bir şey yok. Bireysel oyun üste çıkınca takım içinde kopmalara neden oldu. NBA'de kilit adam bire bir oynarken diğerleri onu anlıyor. Avrupa'da ise diğerleri bakıyor. Bundan çok fazlasıyla etkilendik.
Takımın içinde oyuncuların güveneceği, korkacağı, lafını dinleyeceği bir saha içi lideri yok. Kimse kimseden korkmadığı ve saymadığı için herkes maçı kurtarmaya gidiyor. Birisi abuk subuk bir şut attığında, diğeri sıra bana geldi deyip tekrarlıyor.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:
Artık kendini değil, milli takımı düşünen oyuncuları ve birbiri ile arkadaş olan oyuncuları biraraya getirmemiz lazım. Bu forma çok önemli. Milyarlar kazanan oyuncuların 100'er dolarlık yövmiyeleri, kötü yemekleri ve kötü kamp yerini bahane etmemeleri gerekiyor. Çünkü sonuçta bu bizim ülkemizin takımı.
Malesef özellikle NBA'e giden ve NBA hayali kuranlar yeteri kadar profesyonel olmadan hava atmaya başlıyorlar ki, bu da düzeni bozuyor. Federasyon da buraya gelirken, çocuklara primlerini açıklamayarak ve hakettikleri yevmiyeleri vermeyerek yanlış yaptı.
Bazı federasyon yöneticilerinin sahaya atlayıp, oyunculara bağırmaları ve bazı oyunculara taviz vermeleri takım içindeki dengeleri bozdu. Artık milli takım, İbrahim'in liderliğinde yeniden oluşturulmalı.