NBA'in All-Star organizasyonu kenti heyecana boğuyor. Philadelphia iki gündür uyumuyor. Bu büyük şölen nedeniyle düzenlenen partiler geceleri renklendirirken, gündüzleri de çocuklara yönelik aktiviteler ve muhteşem basketbol şöleni kitleleri heyecandan heyecana sürüklüyor.
All-Star 2002'nin ilk gecesi hiç kuşkusuz bizler için bu kez daha farklıydı. Yıllardır NBA yıldızlarının bu görkemli şölenini hayranlıkla izlerken, bu kez bizden birinin onların arasında olmasından duyduğumuz gurur, bu dev organizasyonun gözümüzde daha da büyümesine yol açtı.
Hidayet Türkoğlu, NBA'deki ikinci yılında All-Star'a renk katan oyuncuların başında gelirken, çaylaklar maçının atmaktan çok attırmayı seven tek ismiydi. Herkesin kendine oynadığı bu maçta Hidayet takım arkadaşlarına verdiği paslarla ve savunmadaki gayretiyle tribünlerin haklı alkışını toplamayı başardı. Ayrıca ilk yarıda attığı isabetli şutlar da onun buraya seçilmesinin ne kadar haklı olduğunun bir başka göstergesiydi.
3'E 3'TE ŞOV YAPTI
Hidayet asıl şovunu bu sezon ilk kez düzenlenen 3'e 3 organizasyonuna bırakmıştı. Önce efsanevi Magic Johnson ve Lakers'ın etkili ismi Derik Fisher ile kapıştı. Litvanyalı Marciulionis ile birlikte onları alt edip, finale çıktılar. Finalde karşılarında evsahibi Philadelphia takımı vardı. Ve herkes bir başka yaşayan efsane Moses Malone'un takımının şampiyon olmasını istiyordu. Ancak Hidayet'in Malone ile renkli mücadelesi finali daha da tatlandırdı. Büyük bir çekişme içinde geçen finalin ‘‘Altın Sayı’’ ile biten son basketinin Hidayet'ten gelmesi de bir başka gurur oldu bizler için. Bu basketle takımını şampiyonluğa ulaştıran Hidayet'e ödül töreninde arkadaşlarının ‘‘Kupayı sen al’’ demeleri de Türkiye için sanırımı unutulmayacak bir onurdu.
Kısacası All-Star'da devlerden önce sahne alan Hidayet, Türk yıldızı olarak soğuk Philadelphia gecesini ısıtırken bizlere de ayrı övünç verdi. Teşekkürler Hedo.