TAM 31 yıl sonra İtalya'yı yenip, Avrupa Şampiyonası öncesinde moral bulmak elbette çok önemli. Ancak, asıl önemlisi takım olma yolunda attığımız dev adımlar.
Turnuvanın ilk günündeki Milli Takımımız ile son gün şampiyonluğa uzanan 12 Dev Adam arasında oldukça önemli farklar var. Her şeyden önce, mücadele ediyor, savaşıyor ve istediğimiz zaman çok iyi savunma yapıyoruz. İtalya gibi skor gücü yüksek bir takımı 56 sayıda tutmak gerçek bir savunma başarısıdır. Özellikle üçüncü periyotta yaptığımız savunma ile İtalyan takımına 8 dakikada sadece 5 sayı izni vermememiz, devlerimizin en olumlu yanı idi.
Her top için savaşan, birbirleriyle iyi yardımlaşan, savunma ve hücum dengesini olumlu kuran ay yıldızlı basketbolcularımız, bu savunma güçlerini tüm maça yayabilirlerse Belgrad'dan, hedeflediğimizin çok üstünde bir sonuçla dönebiliriz. İtalya karşısında ilk çeyrekteki savunma zaaflarımızı ikinci periyottan itibaren giderip, daha dengeli hücum ettik. İstediğimiz şut yüzdesini yakalayamamıza karşın, savunma gücümüz İtalyanlar'ı eritti.
Beklenen patlama
Dün, 31 yıllık hasrete son vermeyi kafasına koymuş 12 Yürekli Adam'ın inançlı ve hırslı mücadelesinde bizleri en çok sevindiren nokta; oyun kurucularımızın maça ağırlığını koymalarıydı. Kerem Tunçeri ve Ender takımı iyi yönetirken, skora da katkı yaptılar. İbrahim, beklenen patlamasını üçüncü çeyrekteki muhteşem atışlarıyla gerçekleştirdi. Mirsad, Ermal, Mehmet ve Kaya ise çember altında hem yürekli hem savaşçıydılar. Hidayet ve Serkan da özverili oyunlarıyla kupada pay sahibi oldular.
Sonuç olarak; yapılan her güzel hareket sonrası birbirini kutlayıp kenetlenen yıldızlarımızın sundukları bu tabloyu çok özlemiştik. Şimdi önümüzde iki haftalık bir süreç var. İnanıyorum ki, Tanjeviç bu süre içinde devlerimizi daha iyi bir takım haline getirecek ve yaptığımız küçük hataları da ortadan kaldıracaktır.