ATİNA’daki ruh durumumuzu tek kelimeyle özetlemek gerekirse; şaşkınız.
Ufak tefek kızımız Elvan’ın 5 bin metre finaline büyük ümitlerle gelmiştik. Kafamızda hep O’nun alacağı altın madalya sonrası yapacağımız kutlamaların hesabı vardı. Bu anı bekliyorduk. Gerçi, yarı finaldeki koşusundan sonra biraz ürkmüş ve endişelenmiştik. Ama yine de Elvan’dan, altın değilse bile bir madalya beklentisi içindeydik.
Sanki bitmişti
Yarış başladığında ön grupta koşan Elvan’ı görünce içimiz rahatladı. 2 bin 400 metreye kadar da büyük rakibi Etiyopyalı Meseret Defar ile başa baş bir tempo içinde gözüktü. Hatta bir ara düşük giden tempoyu artırıp öne fırladığında Etiyopyalılar’ın kendisini yorma tuzağından da kurtulduğunu düşündük.
Ama 3 bin metreden sonra inanılmaz bir şey oldu. O ceylan gibi seken, rakiplerini rahatça gerisinde bırakan Elvan birden bire yok oldu. Bizler de endişe dolu gözlerle avucumuzun içinden kaçıp giden madalyaya bakmaya başladık. Elvan sanki bitmişti. Koşmuyor, yürüyordu.
Metreler geçtikçe en arka sıralara düşmeye başladı. Şaşkındık, bir anlam veremiyorduk. Elvan’ı bu kadar ürkek ve bu kadar korkak görmemiştik. Bildiğimiz kadarıyla bir sakatlığı da yoktu.
Galiba dünya rekoru kırarken en üst form düzeyine vurmuş, ondan sonra da gerilemeye başlamıştı. Buna bir de Türk sporunun geleneksel final sendromu eklendi, diye düşünüyoruz. Ya da hepimiz, bu ufacık tefecik kızcağızın üzerine, kaldıramayacağından daha fazlasını yükledik. O da yükün altında ezilip gitti.
Hayal kırıklığı
Bildiğimiz, tanıdığımız Elvan’ın böylesine kötü koşup hepimizi şaşırtmasına başka bir anlam da veremiyoruz. Yarı finaldeki kötü koşusunu, taktik olarak yorumlamıştık. Ama finalde daha da kötü koşacağını hiç düşünmemiştik. Kısacası, Atina’da inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşadık. Şaşkınız ve de üzgünüz.
Ama ne diyelim, spor bu. Bazen coşar, bazen de beklenmedik bir şekilde hayal kırıklığı yaşarsınız. İnanıyorum ki, Elvan en kısa süre içinde kendini toparlayacaktır. Dün Atina’da final koşusuna çıkıp herkesi şaşırtan Elvan’ın, gerçek Elvan olmadığını hepimiz biliyoruz.