Basketbol öyle bir oyun ki, en ufak hatayı kaldırmıyor. İşte Efes, dün ‘‘aldığım’’ dediği Olympiakos maçını böyle bir-iki minik hata sonucu kaybetti.
Bitime 14 saniye kala Brown iki serbest atıştan birini kaçırıyor. Efes, 2 sayı önde ve bitime 5 saniye var. Olympiakos topu kenardan içeri sokacak. İşte o anda Efes'ten mola geliyor. Bu neyin molası? Olympiakos'a hücum etme planını kurmak için mi alınmış bu mola? Hadi bu hatayı yaptın, rakip ilk 3'lüğü attı, sokamadı. Ribaund gene alınamadı. Peki, bir 3'lük atma şansı daha tanınır mı? Yap faulü, hiç olmazsa iki atışla en kötü ihtimalle maç berabere bitsin.
YAZIK OLDU
İşte böyle olmayacak hatalar yüzünden Efes, Olympiakos'u elinden kaçırdı. Efes Pilsen'in Olympiakos'u yenebilmesi için ilk şartı kendi temposunu oyuna koymak ve hızlı hücum etmekti. Hızlı hücum için de iki temel şart var. Bunlardan ilki iyi savunma yapmak, ikincisi ise ribaund almak. Efes, uzun oyunculardan kurulu Olympiakos karşısında bunları yapamadığından geri düştü. Ancak, Ömer ve Arda ile canlanan savunma direncine Brown'un tutamadığı Ford'u kilitleyen Alper de katılınca Efes'in savunma organizasyonu düzeldi ve takımımız maça ortak oldu.
Hızlı oynadığı vakit rahatlayan Efes, bu istikrarını tüm maça yayamadığı ve Ford ile Forest'i durdurmakta güçlük çektiği için kazanabileceği bir maçı kaybetti. Bence akıllı oynayan Kerem'in, savunma gayreti içinde görülen Arda, Alper ve Mehmet Okur'un da çabalarına yazık oldu.
Bu arada maçın hakemlerinin de aleyhimize çaldıkları düdüklerle bu sonu hazırladıklarını ifade edelim.