Baskı kalkınca

INDİANAPOLİS'te gerçekten çok ilginç bir Dünya Şampiyonası yaşadık. Biz büyük hayallerle geldiğimiz bu turnuvadan, istediğimizi bulamadan ayrılırken, asıl büyük şoku evsahibi ABD yaşadı.

NBA oyuncuları ile şampiyon olmayı düşleyen evsahibi, önce Arjantin, sonra da Yugoslavya'dan öyle birer tokat yedi ki, sanırım uzun süre kendine gelemez. Divac'ın onur mücadelesi yaparak sürüklediği Yugoslavya, ABD'ye tarihi bir ders verirken, NBA karşısında dünya basketbolunun da artık söz sahibi olacağını gösterdi. Neyse, gelelim bize... İlk sekiz hayallerimizi yitirdikten sonra dokuzuncu olarak avunmak amacındaydık. İşte bu düşünce ile çıktığımız Çin karşısında, üzerimizdeki baskıdan arınmış bir şekilde oynayınca istediğimizi aldık.

KOLAY KAZANDIK

Şurası bir gerçek ki, Çin bize rakip dahi olamaz. Biz onlardan çok daha iyi bir takımız. Dün de bu açık açık gözüktü. İstediğimiz anlarda tempoyu yükselttik, rahat fast-breakler bulduk ve hep önde götürdüğümüz maçı kolayca kazandık. Üç sakatla çıktığımız maçta baskıdan kurtulmuş oyuncularımız hem savunmada hem hücumda gayretli bir görüntü içindeydiler. Özellikle bugüne dek çok eleştirdiğimiz Hüseyin'in, o durgun görüntüsünü atması gerçekten sevindiriciydi. Dün görev yapan Hidayet, Mehmet Okur ve Mirsad, birlikte oynadıkları zaman neler yapabileceklerini ortaya koydular.

Dokuzunculuk mücadelesi için Çin'i mutlaka geçmemiz gerekiyordu ve iki takımın arasındaki klas farkı ve kapasite, maçı bize kazandıran faktörlerin başındaydı. Şimdi sırada Rusya maçı var. Hiç olmazsa bunu da kazanıp, çeyrek final beklentisiyle geldiğimiz Indianapolis'ten dokuzunculuk tesellisiyle ayrılalım. Bu Milli Takım'ın dünkü görüntüsüyle bunu başaracağına da inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları