Ayıkla pirincin taşını

FUTBOLDA hedefine ulaşmak için öncelikle kararlı olacaksın. Dün bizim için kazanmaktan başka çare yoktu. Kazanırsak çok rahatlayıp, avantajlı konuma geçecektik. Üstelik bunun için de her şey hazırdı.

Dünya Kupası futbolun vitrini. Burada bir şey yapmak istiyorsan, önce kafaca hazır olacaksın. İnanacaksın ve bunun için de sonuna kadar savaşacaksın. Savaşmak dedik ya, aklımıza geldi. Ümit Davala yeni saç stiliyle savaşçılara benzemiş ama futbol savaşçılığını yitirmiş.

Biz, koskoca ilk yarı boyunca kazanmak için hiçbir şey yapmadık. Hedefe varmak için oyunun kontrolünün sende olması yetmez. Golü bulabilmek için pozisyon üretmek şart. Görünürde topu oynayan bizdik ama pozisyon üretimimiz yoktu. Bireysel savunma hataları da işin cabası...

İkinci yarıda biraz daha ileri gitmeye başlayıp golü düşününce, pozisyonlar da peş peşe geldi. Ve dünün muhteşem bücürü Emre'nin golüylede aradığımız avantajı yakaladık.

Asıl şaşırtıcı nokta; golü attıktan sonra moralman coşup daha iyi oynayacağımız yerde, gereksiz bir panik içine girmemizdi. Herhalde dünyanın hiç bir yerinde öne geçen takımın, böylesine anlamsız bir paniğe düştüğü görülmemiştir. Nitekim oyunu kendi alanımızda kabul edip, rakibe davetiye çıkarınca olanlar oldu.

ÖĞRENMEMİZ GEREK

Elimizdeki avantaj, avucumuzun içinden kayıverdi. Futbolun en basit kuralı topu kalenden uzak tutmaktır. Bunun için de meşin yuvarlağın sende kalmasını sağlamak ilk prensip olmalı. Ama deneyim fakiri futbolcularımız ve de bu görevi kendilerine bir gömlek fazla gelen kenar yönetimimiz bu gerçeği nedendir bilinmez, göz ardı etti. Nitekim panik içinde, ‘‘Gol yemeyelim’’ derken, bizi kahreden o top filelerimize gitti. Böylesine önemli turnuvalarda nasıl oynandığını öğrenmemiz gerek.

Şimdi artık direksiyon bizim elimizden çıktı. Bundan sonra kazanmamız bile yetmeyebilir. Dün öyle bir gol yedik ki, tam ‘‘ayıkla pirincin taşını’’ dedirtecek biçimde. Artık hayıflanmanın hiçbir yararı yok. Dilerim bugüne kadar almadığımız dersi burada almışızdır. İşte tecrübe denen şey de bu olsa gerek.

Şunu da hemen söyleyelim, maç öncesi çok korkup güvenemediğimiz Benin'li hakem Codjia'nın da hiçte korktuğumuz gibi olmadığını gördük.
Yazarın Tüm Yazıları