Paylaş
SORU: ABD neden bu kadar savaş ve böyle bir güç kullanma arzusu içinde?
PEARSON: : Irak'taki rejim ve kitle imha silahları hem bölgeyi hem de ABD’yi tehdit ediyor. Bunların ortadan kaldırılması gerekiyor.
SORU: başbakan Abdullah Gül'ün barışın temini yönünde çabaları var. Türkiye, Arap ülkeleriyle ortak bir deklarasyon hazırlığı içinde. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
PEARSON: Biz ABD olarak bu görüşmeleri ciddiye alıyoruz. Umarız, barışa katkı sağlayacak bir sonuç çıkabilir.
SORU: BM silah denetçilerinin Irak'a ilişkin raporu temiz çıkarsa, "savaşı gerektirecek bir bulgu yok" denirse, hala savaş için diretecek misiniz?
PEARSON: Meşruiyeti biz de arıyoruz. BM Güvenlik Konseyi’nin ikinci kararının beklenmesi gerektiğini biz de söyledik. Ancak, ABD’nin kendisine doğrudan tehdit oluşturan ülke ve terör odaklarına karşı kendisini savunma hakkı vardır.
SORU: Peki, bu barış istediğini söyleyen ABD için bir çelişki değil mi?
PEARSON: Biz 11 Eylül'de büyük bir teröre maruz kaldık. Ve bu terörün kaynağı da ABD’nin dışındadır. Bu nedenle ABD’nin her şeye rağmen teröre karşı kendisini savunma hakkı vardır.
SORU: Peki, Saddam Hüseyin bırakıp giderse, yönetimden çekilirse sorun çözülür mü?
PEARSON: Evet... Irak'ta bir yönetim değişikliği olursa, Saddam çekip giderse şu anki savaş koşuları da ortadan kalkar.
SORU: ABD’nin taleplerinin karşılanması için alınacak kararların TBMM’den çıkması gerekiyor. Savaşa katılma, asker konuşlandırma, geçişler ve diğer istekler için Türkiye'nin çok zor karar verebileceğini biliyor musunuz. Çünkü Türkiye'nin neredeyse tamamı savaşa karşı.
PEARSON: Evet, ABD’nin taleplerine ilişkin kararların TBMM’den çıkmasının zor olduğunun biliyoruz. Bu yüzden de Türkiye'nin Anayasal sürecine saygılıyız. Ancak, ABD olarak biz Türkiye'nin zararlarının karşılanması için elimizden geleni yapacağız.
SORU: 90'daki Körfez Savaşı’nda da aynı şeyi söylediniz. Ve Körfez Savaşı’nın zararını en çok Irak ve Türkiye çekti. Bugünkü ekonomik krizin nedeni de buraya dayanıyor.
PEARSON: ABD, Türkiye'nin ekonomik durumunu biliyor. Size, gerekli desteği de vermeye çalışıyor. Ancak, şunu da söylemem gerekir ki, ABD ve Başkan Bush henüz savaş konusunda böyle bir karar vermiş değil. Bu yüzden Türkiye'den de savaşa ilişkin bir destek bekliyoruz diyemeyiz.
SORU: Konuşmalarınızda sık sık barış diyorsunuz. Ama bir yandan da bölgeye asker ve güç yığıyorsunuz. Bu ABD’nin savaş istediği anlamına gelmiyor mu?
PEARSON: Biz gücümüzü göstererek Saddam'ı "acaba caydırabilirmiyiz" diyoruz. Bu yüzden bölgeye yığınak yapıyoruz.
SORU: 80'li yıllarda İran- Irak savaşında ABD Irak'ı destekledi. Kitle imha silahları da bu dönemde ortaya çıktı. Bunda ABD’nin de sorumluluğu yok mu. Yani, "bu canavarı biz yarattık" diyor musunuz?
PEARSON: Evet... Belki 80'li yılların koşullarıyla sonuçların bugüne böyle yansıyacağını bilemiyorduk. Bunda bizim de biraz sorumluluğumuz olabilir.
SORU: BM kararlarına uymayan sadece Irak değil. Başka ülkeler de var. Onlara da aynı kararlılığı gösterecek misiniz?
PEARSON: İsraliden mi bahsediyorsunuz?
SORU: İsrail veya bir başka ülke bu çok önemli değil...
PEARSON: ABD olarak biz Ortadoğu'da İsrail ile Filistin arasında kalıcı barışın sağlanmasından yanayız. İsrail'in de işgal ettiği topraklardan çekilmesini istiyoruz. Bunu da bir çok kez dile getirdik.
SORU: Peki, ABD’nin Irak'a operasyon düzenlemesinde petrolün rolü nedir?
PEARSON: Petrol bu işin gerekçesi değildir. ABD öncelikle tehdit unsurunun ortadan kalkmasını istiyor. Bunun için çaba harcıyoruz. Asıl amacımız bu. Yoksa, petrol çok küçük bir ayrıntıdır.
Paylaş