Paylaş
Moskova
DÜN sabah Moskova'nın Metropol Oteli'nde kahvemi içerken ‘‘Moscow Times’’ Gazetesi'ni okuyorum. Gazetenin manşeti: ‘‘Amerika'nın bir numaralı komünisti öldü.’’
Gözümden kaçmış. Amerikan Komünist Partisi Başkanı Gus Hall geçen cuma günü hayata veda etmiş.
İtiraf edeyim, Gus Hall'in hayatı hakkında çok şey bilmiyorum.
Merak ettiğim tek şey, insanın Amerika gibi bir ülkede nasıl komünist olabileceğiydi.
Gazetede hayatı hakkında çok ilginç ayrıntılar vardı.
Ama bu ayrıntılara geçmeden önce aynı gazetenin ikinci manşetini aktarayım.
Rusya'da halkın en beğendiği ürün markaları seçilmiş.
***
Kazanan markalardan birinin adı ‘‘Krasni Oktyabar’’.
Türkçesi ‘‘Kızıl Ekim’’.
Yani 1917 Bolşevik İhtilali'nin simgesi.
Sovyetler Birliği döneminde her yıl Kızıl Meydan'da Sovyet askeri ve ekonomik gücünü gösteren törenler yapılırdı.
Hani Lenin mozolesinin üzerine dikilen Komünist Partisi'nin kalın enseli babalarının da buz heykeller gibi izlediği o törenler.
İşte onun adı.
Bu törenler artık yapılmıyor. Sadece üç-beş komünizm nostaljiği kutlamalarına devam ediyor.
Krasni Oktyabar artık yok, ama adı bir ürün markası olarak yaşıyor.
Hangi ürün mü?
Kırmızı renkli bonbon şekeri.
***
Evet, Rus halkının en sevdiği bonbon şekeri markası ‘‘Krasni Oktyabar’’.
Aslından daha iyi ve tatlı bir marka olduğu kesin.
Şimdi yoldaş Gus Hall'in hayatına döneyim.
20. yüzyılın başlarında Finlandiyalı bir göçmen babanın 10 çocuğundan biri olarak dünyaya gelmiş.
Amerikan Komünist Partisi'ne babası tarafından sokulmuş. 1930'lu yılların başlarında Moskova Lenin Enstitüsü'nde ‘‘saygın’’ bir parti eğitimi almış.
Eğitiminin konusu, sabotaj ve gerilla taktikleri.
Bütün hayatı boyunca Amerikan Komünist Partisi'ni legal ve illegal yollardan iktidara getirmek için çalışmış, başkanlık seçimlerine girmiş.
Ama 250 milyonluk Amerika'da alabildiği en yüksek oy sayısı 58 bin 992 olmuş.
Yani bizim özgürlükler ve aşkın partisinden bile az.
New York'un ekonomik başkenti sayılan Manhattan'daki odası bir tarih müzesi gibi.
Odasında Brejnev'in hediye ettiği bir Lenin portresi, Castro'dan gelmiş bir ağaç heykel ve Erich Honeker'in hediye ettiği, üzerinde Karl Marx deseni bulunan bir duvar halısı varmış.
***
Bütün hayatı boyunca Amerikan Komünist Partisi'nin bağımsız bir parti olduğunu iddia etmiş.
Ama 1992 yılında Rus İzvestiya Gazetesi, yoldaş Gus Hall'in 1971-1990 arasında Sovyetler'den 40 milyon dolar yardım aldığını açıklamış.
Kruşçev'den Gorbaçov'a kadar bütün Sovyet liderlerinin ilgisine mazhar olmuş.
1981 yılında Sovyet Komünist Partisi'nin kongresinde Brejnev'in daveti üzerine bir konuşma yapmış.
Tabii ki 1989'da duvarların yıkılışı, bütün kesin inançlı komünistler gibi onun da hayatının en büyük düş kırıklığı olmuş.
1991 yılında bir basın toplantısı düzenleyerek yeni bir ‘‘cadı avının’’ ve ‘‘McCarthy'cilik’’ dalgasının geldiğine dikkat çekmiş.
Ama bu defa Amerika'da değil, Rusya'da komünist avının başladığını söylemiş.
Yoldaş Gus Hall'in artık dünyada sığınabileceği bir tek Stalinist ada kalmış, Kuzey Kore.
***
Ölümünden kısa süre önce Amerikan halkına bir çağrı yaparak şu mesajı vermiş:
‘‘Eğer güzel bir tatil geçirmek istiyorsanız, Kuzey Kore'ye gidin.’’
New York'un zengin banliyölerinden birinde oturuyormuş. Ev kendisine aitmiş.
Çünkü hiçbir ev sahibi, müseccel bir komüniste ev kiralamak istemiyormuş.
Şoförlü bir limuzine biniyormuş. Çünkü New York yönetimi, şoför ehliyeti vermeyi reddediyormuş.
Ölümünden sonra ailesine Rusya'dan bir tek Komünist Parti Lideri Gennady Züganov'dan bir başsağlığı mesajı gitmiş.
O da üç gün gecikmeyle. Çünkü yoldaş Gus Hall'in ölüm haberi bile Moskova'da üç gün gecikmeyle haber olabiliyor.
‘‘Krasni Oktyabar’’, Bolşevik İhtilali'nin sembolü idi. Aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı'ndan beri bonbon üreten fabrikanın adıydı.
İhtilal tarihin çöplüğünde kaybolup gitti, gerçek Krasni Oktyabar ise insanların hayatını tatlandırmaya devam ediyor.
Paylaş