Yetti artık, yeter artık

O sınıfı gözümün önüne getirmeye çalışıyorum.

Haberin Devamı

Diyelim ki, “1A” sınıfı...
Veya hemen yandaki “1B”, “1C” sınıfı...
İçeride 30, 40 çocuk sıralara oturmuşlar...”
Yaşınız 50’yi geçmişse, bir zamanlar kendinizin de oturduğu o sınıfları unuttuysanız, son seçimi hatırlayın..
Oy vermek için önünde beklediğiniz, sonra içeri girip, etrafı perdeyle çevrilmiş kabini gözünüzün önüne getirin...
İşte öyle bir sınıf...


* * *


Sonra düşünün...
Küçücük bir çocuksunuz... Bir zamanlar ortasına kum masası konmuş o sınıfa bombalar yağıyor...
Arkadaşlarınız gözünüzün önünde paramparça oluyor...
Küçücük sırt çantalar kan rengine bürünmüş...


* * *

Haberin Devamı


Biliyor musunuz, küçükken arkadaş kaybetmek bambaşka bir şeydir...
Büyümüş, zamanı gelmiş de kaybedilmiş arkadaş gibi değildir...
Hiç çıkmaz aklınızdan...
İsrail ordusunun geçen salı gecesi Gazze’de saldırdığı okuldan aktarılan sahneleri okuyunca, içimden ıstırap dolu bir haykırış geldi..
“Yetti artık” dedim.
“Yeter artık... Yeter...”
O emir veren İsrail yetkilisinin yakasına yapışıp haykırmak istedim.
“O çocukların ailelerine seslendiniz. Evlerinizi terk edin dediniz.
Terk ettiler... Gidip Birleşmiş Milletler’in güvencesindeki okula yerleştiler...”
O emiri veren zalim subay, zalim siyasetçi...
Biliyor musun...
O aileler, o çocuklar senin sözüne güvendiler...
En büyük düşman bile olsan, senin sözüne güvenip evlerini terk ettiler.
Gidip o okulun 1B sınıfına, 1C sınıfına sığındılar...
Ve sen, ey zalim...
Senin sözüne güvenip evini terk eden o küçücük çocukları, gidip sığınabilecekleri en masum yerde vurdun ve öldürdün.
Bütün semavi dinlerin manevi beyaz bayraklar çekip inancın güvencesine emanet ettiği yerde...
Okulda vurdun ey zalim adam...
Şimdi söyle bana...
Ne bahane uyduracaksın?...
HAMAS deyip, uydurduğun bahaneye bizim de inanmamızı mı bekleyeceksin?...
Bak arkadaş, bu dünyada yalnız kalıyorsun...
Yakında yapayalnız kalacaksın...
Tek başına bile kalamayacaksın, kendi toplumun vicdanı bile seni tecrit odasına gönderecek.
Yeter artık... Yetti artık...
Bu dünyada İsrail halkının dostu olan, onun çektiği acıları, ıstırapları ta şurasında, yüreğinde hisseden dostlarını bile kaybediyorsun.
Hadi benim Müslüman yakarmama kulak vermiyorsun, Hıristiyan vicdanından yükselen feryatlara kulak ver...
Kendi içinden, Musa’nın vicdanlı evlatlarından gelen haykırışlara kulak ver bari...
Bil ki artık seni savunacak bir bahane bulamıyoruz...
Bil ki yüreğimiz artık Gazze’nin 1A sınıfında atıyor...

Haberin Devamı

Hamas’a da bir çift sözüm var

SANMA Kİ, okulu bombalama emri veren o zalim siyasetçiye, o zalim komutana olan öfkem, öfkeme de bahane uyduruyor.
Ey Hamas komutanı, ey o uzlaşmaz anlaşmaz adam...
Sana da iki çift lafım var.
Farkında mısın, şu an İslam dünyasında Türkiye ve Katar dışında hiçbir dostun kalmadı...
Hiç sordun mu kendi kendine neden diye...
Sen bakma o İslam dünyasına durmadan “Eyy” diye seslenen Türk siyasetçisine...
Bil ki, o siyasetçi sana değil, Türkiye’deki seçim meydanına bağırıyor.
Hiç kendi kendine sordun mu?...
Niye bütün İslam âlemi senden “İllallah” dedi...
Hep onlar mı suçlu, vurdumduymaz, insani duygudan nasibini almamış olmaktan dolayı...
Ya senin acımasız füzelerin, canlı bombaların...
Hiç mi kabahat yok sende...
Sana da aynı şeyi söylüyorum.
Yetti arkadaş... Yeter artık...
Bırak şu siyasi ihtirası da, biraz da halkını düşün...
Uzlaşmayı öğren...
İsrail’deki dürüst insanların da yaşama hakkı olduğunu göğsünü gere gere haykır...
Haykır ki, Musa’nın vicdanlı evlatlarının sesi de daha yükselsin...

Haberin Devamı


Bir anne çocuğunu kaç ay karnında taşır


HAMİLE bir kadın yavrusunu 9 ay 10 gün karnında taşır.
Hiç düşündünüz mü bu süre 4 yıl olsa, acaba kaç kadın çocuk sahibi olmak ister...
İngiltere’nin tanınmış bilim dergisi “Plus One” son sayısında deniz bilimcilerinin çok ilginç bir keşfini yayınladı.
“Graneledone boreopacifica” adlı bir derin su ahtapotu, yumurtalarını 53 ay boyunca koruyormuş.
Yani 4.5 yıl boyunca yumurtadan yavrunun çıkmasını başında bekliyormuş.
Bugüne kadar bilinen en uzun canlı hamileliğini Alp semenderi gerçekleştiriyormuş.
O da 4 yılmış...
Şimdi düşünün...
Kadın olsanız veya kadınsanız, 4.5 yıl hamile kalmaya kaçınız tahammül edebilir...
Hayvan olmak zor zanaat...

Haberin Devamı


Erkekler ağlamaz kadınlar gülmez

BİR ülke düşünün...
“Erkekler ağlamaz” diye şarkıları var...
Siyasetçisi ise “Kadınlar gülmez...” diye fetva veriyor...
Bir ülke düşünün ki...
Gülüyor ağlanacak haline.
Ağlıyor gülünecek haline.
Bir ülke düşünün ki, erkekleri ağlıyor eften püften şeylere...
Kadınları ise kahkahalarını hâlâ kafes arkasında atmaya teşvik ediliyor...
Peki bu toplumsal iş bölümünün bize verdiği görev ne oluyor?
Erkekler gülecek, kadınlar ağlayacak...
Türkiye’nin yeni muhafazakâr rol dağılımı bu mu yani...

Yazarın Tüm Yazıları