Yenersek şansımız yüzde 40'a çıkar

BEŞİKTAŞ’tan sonra dün de Fenerbahçe yönetimiyle kahvaltıda bir aradaydık.

Fenerbahçe tarafında Başkan Aziz Yıldırım, Asbaşkan Murat Özaydınlı, Yönetim Kurulu üyesi Ömer Temelli ve Neşet Yalçın vardı.

Hürriyet olarak da benim dışımda Hürriyet Spor Dergisi’nin Sorumlusu Mehmet Arslan ve Ercan Saatçi katıldı.

MUSTAFA ORTAMI YUMUŞATMAK İSTİYOR

Mustafa Denizli’
nin sözlerini nasıl karşıladınız? Derbi maçlarının gerçekten öteki maçlardan hiç farkı yok mudur?

"Derbinin ayrı bir psikolojisi olmaz olur mu, var elbet. Mustafa yumuşatmak istiyor. Bu nedenle seyirci sayısı bile fazla oluyor. Galatasaray maçında saha ful oluyor. Biletli seyirci 50 bini geçiyor. Beşiktaş maçında 45 bini buluyor. Öteki maçlarda 35 ile 37 bin arasında kalıyor."

Denizli’
nin performansını nasıl buluyorsunuz? Galiba iyi gidiyor değil mi?

"İşler iyi giderken iyidir. İş kötü gitmeye başlayınca durum belli olur. Biz o göreve gelmesine sevindik. Arayıp kutladık."

Sizin Beşiktaş’ta en çok çekindiğiniz kişi kimdir? Denizli, Fenerbahçe’de Uğur ve Kázım’dan çekindiğini söylüyor.

"Haklı, her ikisinin de ne yapacağı belli olmaz. Biz de Mustafa’nın bir sürpriz yapmasını bekliyoruz. Hiç umulmadık bir şey yapabilir. Mesela, karşımıza gizli bir santrfor çıkarabilir. Nereden biliyoruz derseniz, Fenerbahçe’deyken Ali Güneş’i gizli santrfor olarak oynatmış ve başarılı olmuştu. Mustafa Hoca şanslıdır. Futbolda şans önemli. Dört ayak üzerine düşer."

EN AZ KÜFRÜ NEREDE YİYORUZ

Peki baklava konusunda ne diyorsunuz?

Gülüyor.

"İleri dörtlüye baklava dendiğini hiç duymamıştık. Bizdeyken böyle demezdi. Herhalde İran’da öğrendi."

Denizli’
yle yaptığım söyleşiyi dikkatle okumuşlar. Ertunç Soğanoğlu’nun, "En az küfrü Saracoğlu’nda yiyoruz" sözleri çok hoşlarına gitmiş.

Özaydınlı, "Kendisine teşekkür ederiz" diyor.

Peki siz en az küfrü nerede yiyorsunuz, diye sorduğumda Özaydınlı, "Saracoğlu’nda" cevabını veriyor.

Aziz Yıldırım, "Bizim statta 200 kişi var, en çok onlar küfrediyor. Geçen hafta bir avukatı dövmüşler" diyor.

Ya medyada ve internet sitelerinde yazılanlar, hakaretler?

Yıldırım, "Bıktım artık uğraşmaktan, usandım. Kim ne yazarsa yazsın umurumda değil" cevabını veriyor.

DIGITURK’ÜN GENEL MÜDÜRÜNE DİYECEĞİZ Kİ

Tekrar derbiye dönüyorum. Derbi psikolojisi nedir?

"Bir kere derbiye yenmek için çıkarsın. Derbinin şöyle bir etkisi var. Taraftar rahatlıyor. Medya daha insaflı oluyor."

Peki derbi sırasında heyecanlanıyor mu? Antrenörler o strese nasıl dayanıyor?

"Antrenörler o kadar heyecanlanmıyor. Onlar parasını alıyor. Ama biz hesap verme durumundayız."

Özaydınlı
sözü alıyor:

"Lyon Kulübü Başkanı bize ne demişti? ’Şampiyonluğu antrenörler kazanır, yöneticiler kaybeder."

Aziz Yıldırım
tekrar saha atmosferine ve spor medyasına geliyor:

"Türkiye’de sporu başka bir anlayışa sokmalıyız. Onu bir kavga vesilesi olmaktan çıkarıp eğlence haline getirmeliyiz."

Digitürk yayınlarından çok şikáyetçi. Digitürk’ün genel müdürünü pazartesi günü toplantıya çağırmış.

Yayınlar böyle kırıcı ve kavgacı, gerginleştirici havada giderse, naklen yayınlara izin vermeyeceklerini söyleyeceklermiş.

"Aynı şeyi öteki televizyon yöneticileriyle de görüşeceğiz. 5 dakikalık görüntüler bile vermeyin diyeceğiz."

Beşiktaş derbisi öncesinde sporcularla konuşacak mı?

"Artık sporcularla konuşmuyorum. Galatasaray maçı öncesi konuşmadım. Bu maç öncesinde de konuşmayacağım. Hocayla 2 aydan beri, oyuncularla 3 aydan beri hiç konuşmuyorum. Bir tek Kayseri maçında soyunma odasına girip hemen çıktım."

ERDOĞANAMCA’DAN SPONSORLUKİSTEDİK


Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören maça geliyormuş. Aziz Yıldırım, babası Erdoğan Demirören’i de arayıp maça davet etmiş.

Temelli espriyi patlatıyor:

"Erdoğan Amca’dan sponsorluk istedik. Sahaya Milangaz pankartıyla çıkıyoruz."

Derbinin ekonomisine geçiyoruz.

En az 2.5 milyon YTL bilet geliri bekliyorlarmış.

Böyle derbilerde 400 bin YTL’ye yakın forma ve malzeme satışı oluyormuş.

Özaydınlı, "Şimdi siz bunları yazarsınız ve Maliye hemen başımıza gelir. Biz her şeyi açıkça söylüyoruz ama en çok incelemeyi de bize yapıyorlar" diyor.

Doğru, ben de Hürriyet’ten biliyorum. İşini en iyi yapan, hesabını en şeffaf yapan şirketler neredeyse cezalandırılır.

KİM NEYİ UĞUR SAYIYOR

Geçen Galatasaray maçında başıma bir şey geldi.

Çok heyecanlandığım için maç esnasında hep locanın dışına kaçarım.

Son Galatasaray maçında, durum 1-0 olunca yine dışarı kaçtım.

Daha sonra içeri girip Zafer Mutlu ile Mustafa Taviloğlu’nun arasına oturdum.

Tam o sırada Fenerbahçe bir gol atınca, Zafer ve Mudo "Uğur getirdin" diyerek maç sonuna kadar beni orada oturttular.

O zaman anladım ki, futbol meraklılarının uğur saplantıları var.

Aziz Yıldırım’a sordum.

Derbi için uğuru var mı?

"Her derbi öncesi kurban keserim, bir de Eyüp Sultan’a giderim" dedi.

Murat Özaydınlı, Samsun maçında Yıldırım’ın hediye ettiği kravatın uğurlu geldiğine inanıyormuş.

O kravatı her maçta takıyormuş ve hiç temizleyiciye göndermemiş.

Nihat Özdemir, kenara oturup cep telefonlarını önüne dizermiş.

Ömer Temelli, belli bir elbisesini giyer, hep aynı kravatı takarmış.

Ali Koç ise kenardaki demirlerin üzerine otururmuş.

Yıldırım, "Maç kaybedilince en çok yöneticiler üzülür. Ben öyle akşamlarda eve gider yatarım" diyor.

BİZİKİKUPAYI BİRDEN ALIRIZ

Gelelim Denizli’nin en büyük iddiasına.

Fener bu derbiyi kaybederse, yarıştan büyük ölçüde çekilir demişti.

Aziz Yıldırım aynı fikirde değil.

"Biz geçmişte 11 puan geriden gelip şampiyon olduk. 9 puan önde giderken şampiyonluğu kaybettik. Mustafa’nın şu dediği doğru: Lig asıl 26’ncı hafta başlar."

Bu yılla ilgili tahmini ise şöyle:

"Her yıl 4 takım lige eşit şansla başlasa, bu yüzde 25 şans demektir. Beşiktaş’ı yenersek bu şans yüzde 40’a çıkar. Yenilirsek, öteki takımların alacağı sonuçlara bağlı kalırız. Bu yıl için benim tahminim şu: Biz iki kupayı birden alırız. Yarınki (bugünkü) maça gelince. Yeneriz diyorum. Stat dolu, atmosfer çok iyi."

O PANKARTI SON ANDA YAKALADIK

Derbi günü açılacak pankartlarda rahatsız edici bir şey olup olmayacağı konusunda ise ilginç anekdotlar dinliyoruz.

Stattan sorumlu yönetim kurulu üyesi Ömer Temelli anlatıyor:

"Giren her pankartı kontrol ediyoruz. Bir akşam önceden hazırlanan sloganlara bakıyoruz. Son Porto maçından önce bir slogan hazırlanmış. Son dakikada kontrol edip önlemeseydik, stat en az 3 hafta kapatılırdı. Bütün kontrollere rağmen bazen bellerine sarıp içeri giriyorlar. Önleyemiyoruz. Ama görünce müdahale ediyoruz."

Derbi öncesi Fenerbahçe tarafında da hava böyleydi.
Yazarın Tüm Yazıları