Paylaş
Son 24 saat içinde olay, bir basket takımından Amerikan basket ligine, Amerika Birleşik Devletleri’nden İngiltere’ye sıçradı.
Dün İngiliz Guardian gazetesinin internet sitesinin ana sayfasında Enes Kanter’in, ağır propaganda kokan bu dramatik fotoğrafı vardı.
Takımı New York Knicks, Londra’da 20 bin kişi önünde Washington Wizards takımı ile oynuyor.
O New York’ta, formasını giymiş televizyondan takımını seyrediyor.
Belli ki olayı daha da dramatik hale getirmek için bu mizansen hazırlanmış.
Ama bundan çok daha vahim bir şey var.
Guardian gazetesindeki haberden, onun elini çok kuvvetlendiren bir ayrıntıyı öğreniyoruz.
Enes Kanter aynen şunu söylüyor:
“Londra’ya gitmeme kararı almakta çok haklıymışım. Çünkü Türk hükümeti, takım Londra’ya giderken uçaktayken hakkımda kırmızı bülten yayınladı. Yani ben Londra’ya indiğimde kırmızı bültenle aranan biri olacaktım.”
Bu cümle doğru değil.
Çünkü Enes Kanter’in takımla gitmeyeceği daha önceden biliniyordu. Yani o uçakta olması söz konusu değildi.
Ama gerçekten uçak havadayken kırmızı bülten çıkarıldıysa, çok büyük bir stratejik hata yapılmış demektir.
FETÖ’cü oyuncu, günlerdir “Türk istihbaratı beni takip ediyor, yakalatıp Türkiye’ye getirtilmemi istiyor” diye kara propaganda yapıyor.
Şimdi onun eline “Bakın görüyor musunuz, takım uçağını bile izliyorlar” propagandası yapması için büyük bir koz verildi.
Nitekim o ana kadar bu konuda sessiz duran NBA liginin CEO’su Adam Silver da önceki gün itibariyle konuşmaya başladı ve olabilecek en açık dille “Biz lig olarak oyuncumuzun arkasındayız” dedi.
Dünyanın en büyük haber ajansı Reuters de bunu bütün dünyaya duyurdu.
Bir kere daha söylüyorum.
Bu strateji çok yanlış.
Ve sizin yaptığınız bu vahim hatanın faturası bütün dünyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çıkarılıyor.
Bu da sadece ve sadece FETÖ’ye yarıyor.
CHP’DE İZMİR KRİZİ PATLADIĞI SIRADA BEN ZEYBEKCİ İLE BAKIN NE KONUŞUYORDUM
Dün CHP’de İzmir krizinin patladığı dakikalarda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İzmir belediye başkan adayı Nihat Zeybekci’nin iletişim sorumlusu aradı. “Nihat Bey sizinle İzmir projelerini konuşmak istiyor” dedi ve ekledi:
“Nihat Bey ekonomik olarak her alanda İzmir’i bir dünya markası haline getirmek istiyor...”
Arkasından markalaştırma çabasını hangi alanlarda yoğunlaştıracağını söyledi.
“Teknoloji parkından tutun uluslararası fuarlara kadar her alanda projeler... Bunlar için her türlü altyapıyı hazırlıyor...”
Buraya kadar normaldi...
Ama birçok proje arasında öyle birini telaffuz etti ki şaşırdım.
Bir yanlış anlama olmasın diye onu da iletişim danışmanının ağzından iletiyorum:
“Mesela İzmir’in bağcılığı ve şarapları... İzmir şarabı neden bir dünya markası olmasın ki? İzmir’de bağcılığı ve şarabı nasıl bir dünya markası haline getirebiliriz onu da konuşmak istiyorum.”
CHP’de, epey tahribat yapacağı anlaşılan İzmir krizinin patladığı saatlerde ben rakibi ile bunları konuşuyordum.
Zeybekci ile 7 Şubat günü buluşup bu projeleri konuşmak konusunda mutabık kaldık.
BEN AYRILDIM AMA SİTCOM FELSEFEM DİMDİK İKTİDARDA
HÜRRİYET’in genel yayın yönetmenliğini yaptığım süre içinde kendime özgü bir “sitcom gazeteciliği” geliştirdim. Yazılı basının klasik ağır abileri hiç sevmediler bu konsepti.
Ben ayrıldıktan sonra da “sitcom gazeteciliğinin ölüm ilanını” büyük bir keyifle verdiler.
Üzgünüm arkadaşlar...
Sitcom gazeteciliği Atlantik’in öteki yakasında müthiş bir geri dönüş yaptı. Ve bunun öncülüğünü de New York Times gazetesi yapıyor.
Önce “Modern Loves” yani “modern aşklar” diye bir bölüm açtılar. Aşk hikâyeleri yayınlıyorlar. Sonra magazin haberlerini çoğalttılar.
Ve şimdi de bunu okura mektupla özel bir servis haline getirdiler. Yani dünyanın en ciddi gazetesi New York Times ayakta kalma mücadelesini, magazin haberlerine, sitcom gazeteciliğine sarılarak veriyor.
Şimdi size o bölümden harika bir haber.
Gay penguenler...
‘GAY PENGUEN’ ÇİFTE EVLİLİK HAKKI VERİLSİN Mİ
NEW York Times’ın haberine göre...Bugünlerde Avustralya’nın en ünlü hayvanları iki “gay penguen”... Yanlış okumadınız eşcinsel iki erkek penguen... Sphen ve Magic adlı erkek penguenler Sydney Hayvanat Bahçesi’nde birlikte yaşıyorlarmış.
Ama asıl tartışılan konu onların gay’liğinden çok yavrulara bakışları.
Çünkü heteroseksüel penguen çiftlerin bazıları yumurtalarına bakmıyorlarmış.
Bazıları ise iki yumurtadan sadece biriyle ilgileniyormuş ve ötekini ölüme terk ediyormuş. İşte hayvanat bahçesinin gay penguen çifti bu terk edilmiş yumurtalara bakıyormuş.
Heteroseksüel penguenlerden daha güzel, daha güvenli, daha geniş yuva yapıyorlarmış.
Hem yumurta döneminde, hem de yumurtadan çıktıktan sonra yavrulara çok daha iyi bakıyorlarmış. O yüzden gay penguenlere meşru evlilik konusu bile tartışılıyormuş.
Görüyorsunuz değil mi...
Yaşasın sitcom gazeteciliği...
YAHU BAŞKAN... AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYDU MU
SÖZLERİNİ onun ağzından tırnak içinde veriyorum.
Adalet ve Kalkınma Partili Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven aynen şöyle demiş:
“Cumhur ittifakı olarak Türkiye genelinde yüzde 52’nin altına düşersek tahmin ediyorum ki bizi darağacına çekip kazığa oturtacaklar...”
Ben okuduğum için gözlerime inanamadım...
Merak ediyorum bu lafı eden arkadaşın kulağı ağzından çıkan bu lafı duydu mu...
Ne demek bu ya...
Paylaş