Paylaş
Önceki akşam CNN Türk'ün açılışından önce Conrad Oteli'nin 1225 numaralı suitindeyiz. Suitin salon kısmının önündeki geniş balkondan Boğaz'ın girişi görünüyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, açılış töreninden önce CNN'in Başkan Yardımcısı Eason Jordan'ı kabul ediyor.
MEDYA TRENLERİ
Jordan, CNN'in efsanevi başkanı Ted Turner'in yardımcısı.
İleride CNN'in başkanı olmasına muhakkak gözüyle bakılıyor.
Jordan, Cumhurbaşkanı'na CNN'nin yerel ortaklık için İspanya'dan sonra neden Türkiye'yi seçtiğini anlatıyor.
Türkiye için kullandığı ifadeler fevkalade heyecan verici.
Türkiye'nin dinamizmine, ekonomik gücüne, genç nüfusuna, arkasındaki koskoca Türk hinterlandına yatırım yaptıklarını söylüyor.
Bunlar tam Cumhurbaşkanı'nın duymak istediği sözler.
Yıllardır ‘‘Büyük Türkiye’’ diye savunduğu bir idealin somutlaşmış portresi var önünde.
Önceki akşam büyük bir iş gerçekleşti.
Bu, yeni Türkiye'nin başardığı bir işti.
Önceki akşam Conrad Oteli'nde yaptığımız tören, basit bir medya işbirliği değildi.
Türkiye'nin uluslararası planda yeni bir kulvara girişinin töreniydi bu.
Türk medyası bu olayla makas değiştiriyor.
Medya trenleri iki istikamete ayrılıyor.
Modern bir gazetecilik anlayışı, Türkiye'nin yerleşmiş gazetecilik anlayışları, ilkel medyatik tavırlar ve yeraltı dünyasının kabadayı üslubuna dayalı yumurta topuk zihniyeti ile raylarını ayırıyor.
Mahalle kabadayıları, sonu belli olan bir istikamete, metruk bir dünyaya doğru gidiyor.
YENİ MEDYA
Yeni Türkiye ve onun yeni medyası ise, haberciliğin evrensel standartlarına, medyanın global coğrafyasına doğru yol alıyor.
Önceki akşam çok heyecanlıydım.
CNN'le yapılan ilk görüşmelerden beri bu sürecin içindeyim.
CNN bir haber efsanesi.
Bir uluslararası standart.
Görüşmeler sırasında, habercilik anlayışının en ince ayrıntılarına kadar konuştuk.
Ortaya 600 sayfalık doküman çıktı.
Aynı çalışmayı, İspanya'da Kanal Plus ile işe başlarken de yapmışlar.
Sonuçta ortaya, uluslararası bir medya davranış ve anlayış belgesi çıktı.
Dünya giderek ortak standartlara doğru gidiyor.
ŞANTAJ BUMERANGI
Bir zamanlar, bu sektörde gerçekçiliğin en basit tarifi şuydu:
‘‘Burası Türkiye, o anlayış bizim buraya gitmez.’’
Bugün ise bu zihniyet tersine çevriliyor.
Bugünün gerçekçiliğini, ‘‘Burası Türkiye, gelişmiş ve demokratik ülkelerde ne varsa buraya da o gider’’ anlayışı temsil ediyor.
Böyle olması da zorunlu.
CNN Türk olayı Türk medyası için bir dönüm noktasıdır.
Türkiye geçtiğimiz hafta, daha uzun yıllar konuşulacak bir medya şantajı olayına tanık oldu.
Zorla ilan almak isteyen bir gazete, akıl almaz bir şantaja başvurarak bir süt üreticisi ile bir uluslararası reklam şirketinin Türkiye ortağını batırmak istedi.
Geçmişte olsa, bu şantaj yöntemi sonuç verebilirdi.
Ama bu defa şantaj bumerang gibi dönerek, şantajcının kafasına çarptı.
YOL BİTTİ
Neden?
Cevabı basit.
Çünkü Türkiye makas değiştiriyor.
Çünkü Türkiye, evrensel standartlara doğru gidiyor.
Gelişmiş demokrasilerde gazeteleri, televizyonları Kalaşnikof gibi kullanmaya kimse cüret edemez.
Artık Türkiye'de de etmemesi lazım.
Makas değiştiren Türkiye, yeraltı dünyasının medyadaki temsilcileri ile yolunu ayırıyor.
Artık medya, medyanın gerçek temsilcilerine...
Yeraltı dünyası ve şantajları da, önünde ‘‘Dikkat yol bitti’’ levhası yazılı metruk ve terk edilmiş istikamete...
Paylaş