Paylaş
Alpay’ın “Eylül’de Gel”i...
Ve Natalie Imbruglia’nın “Come September”ı..
Bu sonbaharı da geçen perşembe Şarköy’e giderken bu şarkıları dinleyerek açtım...
*
Tabii benim için sonbahar açılışı çocukluğumdan beri bağbozumlarıdır...
Bu yılki Baküs mevsimimi de Kayra’nın Şarköy Dedeçeşme Bağları’nda yaptım...
Son yıllarda daha çok Denizli Güney ve Urla bağlarında dolaşıyor, Trakya bağlarına gidemiyordum...
Oysa Trakya Türkiye’nin en önemli üç bağ bölgesinden biri...
*
Bu yılki bağbozumu yolculuğumun özel bir nedeni de var...
Sadece Dedeçeşme Bağları’nı görmeyeceğim...
Aynı zamanda çok önemli bir şarap yapımcısı ile bu bağlarda sohbet edeceğim...
Daniel O’Donnell, Kaliforniyalı bir bağcı...
16 yıl önce Türkiye’ye geldi ve Türk şarapçılığına çok büyük katkılar yaptı...
Epeydir görmüyordum ve ona sormak istediğim sorular vardı...
Mesela dünya şarapçılığındaki yeni trendler nedir?
Damak tadı değişiyor mu...
İklim değişikliği şarapları etkiliyor mu...
*
Ama kafamdaki asıl soru şuydu...
Daniel O’Donnell’a göre Türk şarapçılığının en büyük “millesime” yılı hangisiydi...
Yani en iyi yılı...
Ona soruyu şöyle sordum:
“Türkiye’nin en iyi şarabı hangi yıl yapıldı?”
O bana cevabını şöyle verdi:
“Şarapçılıkta en iyi yıl...”
Böyle demesinin nedenini de anlattı.
Bu sorunun cevabını vereceğim ama gelin önce, Kayra’nın Dedeçeşme Bağları’nda, çoğu kadın bağcılarla üzümü toplamaya başlayalım.
1. TÜRKİYE’DE HANGİ BÖLGE DÜNYANIN HANGİ BÖLGESİ GİBİ
HEP şöyle bir ayrım vardır kafamda...
- NAPA: Denizli Güney, Türkiye’nin Napa’sıdır diyordum... Ama son zamanlarda sanki İspanya’nın yükselen bölgesi Ribero de Duero gibi oldu diyorum.
- TOSKANA: Urla, Türkiye’nin Toskana’sıdır...
- BORDEAUX: Trakya ise Bordeaux’su...
2. GELDİĞİMDEN BERİ YAŞADIĞIM EN İYİ YIL HİÇ TARTIŞMASIZ 2005’Tİ
İKİ ay önce New York Times’ın şarap yazarlarından biri şunu yazdı:
Bordeaux’da şarapçılık tarihinin en iyi yılı 2005’ti...
O yılı çok iyi hatırlıyorum.
Çünkü daha şarap şişelere konmadan uzmanlar 2005’in şahane bir yıl olacağını söylemişlerdi.
Ama şarapçılık tarihinin en iyi yılı demek fazla iddialı değil mi...
Konuştuğum birçok şarap uzmanı 2005’te ısrarlı...
Daniel O’Donnell’a aynı soruyu sordum.
Bordeaux’nunki 2005, Türkiye’ninki hangi yıl...
Cevabı şu oldu:
“Geldiğimden beri en iyi yıl hiç tartışmasız 2005’ti...”
Arkasından şunu ekledi:
“Ama ondan da iyi bir yıl var...”
Gözlerim meraktan açıldı ve anında sordum tabii:
“Hangi yıl?”
“Gelecek yıl” dedi...
“Çünkü her şarapçı için en iyi yıl gelecek yıldır... Hep daha iyisini yapmayı hedefler...”
3. TÜRKİYE’DE EN İYİ YILIN ŞARABINI NEREDE BULABİLİRİZ
YUKARIDA sözünü ettiğim New York Times yazarı, 2005 yılı şaraplarının artık bütçesi sınırlı insanlar için hayal olduğunu yazmıştı... Özellikle Çin zenginlerinin piyasaya girmesi ile şarap fiyatlarının uçması sonucu artık fazla yıllanmış şarap içmenin bile zorlaşacağını söylüyordu.
O nedenle 2005 benim gibi kaynakları sınırlı şarapseverler için artık hayal...
Bağları birlikte gezdiğim Diageo-Mey’in Türkiye Genel Müdürü Levent Kömür’e “Elinizde 2005 rekoltesi şarap var mı?” diye sordum...
“Ancak arşivimizde kalmış beş, on şişe vardır” cevabını aldım. Anlayacağınız 2005 rekoltesi şarapseverler için kayıp bir Atlantis haline geliyor.
Ama “Para mesele değil” diyenlerdenseniz, Christie’s Müzayedeleri’nde bir şişe Bordeaux için Çinli ve Rus oligarklarla rekabete girebilirsiniz...
Gerçi bir Türk olarak fazla kazanma şansınız olmaz ama...
“Guguk Kuşu” filminin McMurphy’si (Jack Nicholson) gibi “Hiç olmazsa denedim” diyebilirsiniz.
4. ÜZÜM BAĞINDA ‘EN İYİ’ DİYE BİR KAVRAM YOKTUR
BENİM gibi sıradan bir şarapsever için “en iyi şarap”, “en iyi teruar” (bağın özel parçaları) normal kavramlardır.
Dedeçeşme Bağları’nı gezerken Daniell O’Donnell’a bağın tepeye doğru bölümünü işaret edip, en iyi üzümü o bölgeden mi alıyorsunuz diye soruyorum.
“Şarapçılıkta en iyi yer diye bir şey yoktur. Farklı bölge vardır. O bölge farklıdır, burası farklıdır. Bağın sıraları arasında bile fark vardır. Bir bölümü sabah güneşini alır, diğeri öğleden sonra güneşini.”
O an anlıyorum 2005 yılı için neden “en iyi şarap” demediğini.
En iyi yıl olabilir. Ama bağın en iyi bölümü diye bir kavramı o kabul etmiyor.
5. 2021 MEVSİM OLARAK ÖZELDİ, ŞARAPTA NASIL BİR YIL OLACAK
DEDEÇEŞME Bağları tek kol ve fazla yüksek olmayan dallar şeklinde düzenlenmiş.
Üzümün neredeyse sadece en alttaki salkımları bırakılmış, üsttekiler kesilip atılmış.
Bu yıl nasıl olacak sorusunu sorunca Daniel, kıdemli bağ uzmanı Hakan Hece’ye dönüp “Sen söyle” diyor.
2021 iyi bir yıl olacakmış.
Kış karlı geçmiş. İlkbahar çok sert olmamış. Bazı bölgeler yazı çok sıcak geçirdi ama burada çok sıcak günlerin sayısı fazla olmamış.
Kısaca 2021’den beklentileri yüksek.
6. STİNG’İN ŞARAP YAPIMCISINA GÖRE ÖKÜZGÖZÜ ÜZÜMÜN RENÉE FLEMİNG’İ
DANIEL O’Donnell, üzümle yatıp üzümle kalkan bir insan.
Dünyada da şöhreti giderek artıyor.
Şu sıralar ünlü şarkıcı Sting’le de çalışıyor.
Onun şarkısından esinlenip “Sister Moon” adlı bir şarap yaptılar. Çok da başarılı oldu.
Ancak O’Donnell için hayatının en büyük keşiflerinden biri “öküzgözü” üzümü.
“16 yıl önce bu ülkeye geldim, öküzgözüne âşık oldum ve burada kaldım” diyor.
Mesleki hayatının yüzde 80’ine yakın kısmını Türkiye’de geçirdiğini söylüyor.
“Türkiye toprağı bana çok cömert davrandı, harika üzümler verdi” diyor.
Her üzümü bir kadının şahsiyetinde anlatıyor.
- Ona göre öküzgözü ünlü soprano Renée Fleming...
- Son yılların yükselen yıldızı Cabernet Franc, Audrey Hepburn.
- Zinfandel ise Pamela Anderson.
7. BAĞLARDA VE FIÇILARDA KADINLARIN YÜKSELİŞİ
BAĞBOZUMUNDA bölgenin kadınları çalışıyor. Üzerlerinde turuncu renkli giysileri var.
Seçimini kendileri yapmışlar.
Sayfanın üzerindeki bu fotoğrafı Türk bağcılarının her yerde giderek sayıları artan kadınları ile çektirdiğim için çok mutlu oldum.
Sadece bağda değil...
Kayra’nın Şarköy’deki şarap üretim yerinde de çalışan kadın sayısı fazla.
Mesela Şarap Üretim Müdürü Özge Kaymaz...
Daniel’in “Başka Özge yok” diyerek övdüğü yeni nesil kadın şarap yapımcılarından biri...
Erkek kadrosundan ise, Kıdemli Şarap Üretim Müdürü Murat Üner var.
Bir de Şarköy’deki fabrikanın müdürü Aşkın Kartal...
Hepsi işlerini aşkla yapan insanlar.
Türk şarapçılığı böyle tutkulu insanların sırtında yükseliyor.
YENİ MÜZİK 1
SOHBAHAR ROMANTİKLERİNE 1962 YILINDAN BİR ‘CANZONE’
- SERGIO Endrigo: “Io Che Amo Solo Te”. Çok az İtalyan şarkısı Sergio Endrigo’nun bu parçası kadar kalmıştır hafızalarda. 1960’lardaki İtalya “Canzone Rönesansı”nın en güzel şarkılarından biridir. 15 yaşımdan beri hiç bıkmadan dinliyorum. Spotify cuma günü Sergio Endrigo’nun en iyi şarkılarından oluşan bir albümü platforma koydu. Benim gibi iflah olmaz sonbahar romantiklerine, hafif cazımsı “La Dolce Estate” adlı şarkıyı da tavsiye ederim.
YENİ MÜZİK 2
HAFTANIN YENI CAZ PARÇASI
- JAIMEE Paul, Danny Gottlieb, Jacop Jezioro, Pat Coil: “For Once in My Life”.
Bu hafta streaming platformlara konan yeni şarkılar arasında en çok dikkatimi çekenlerden biriydi. 1968 yılında Stevie Wonder’ın meşhur ettiği bir şarkı. Grammy ödüllü. Bu yeni versiyonu da öğleden sonra cazı sevenlere iyi gelebilir.
YENİ MÜZİK 3
PASTIRMA YAZI PARTİLERİ İÇİN BİR ISINMA ŞARKISI
- FRANÇOISE Sanders, Urban Love: “Hold on, We’re Going Home”. Tam da dediğim gibi. Yaz sonu, sonbahar başlangıcında akşam üzeri partilemelerine başlangıç için “Allegro ma non troppo”, yani “hızlı ama tam hızlı değil” ritminde yumuşak bir cıstak cıstak...
YENİ MÜZİK 4
MOZART’IN DA SONBAHARI OLUR MU? OLURMUŞ İŞTE
- WOLFGANG Amadeus Mozart: “III. Adaggio”, Reinhard Goebel, Mozarteum Orchester Salzburg.
Bu hafta çıkan klasik parçalardan da dikkatimi bu çekti. Dinlerken resmen sonbaharın yerlere serilmiş yapraklarını görür gibi oldum...
YENİ MÜZİK 5
HAFTANIN BANKO TÜRKÇE ŞARKISI SÜRPRİZ İKİLİDEN
- AYLA Çelik, Hakan Altun: “Seviyoruz Hâlâ” .
Biri “Bağdat” şarkısının Ayla Çelik’i... Öteki “Yorgun Yıllarım”ın Hakan Altun’u...
İkisi bir araya gelince çok güzel bir sonbahar şarkısı çıkmış.
Bence banko haftanın Türkçe şarkısı...
YENİ MÜZİK 6
HAH İŞTE BENİM ÖZDEMİR ERDOĞAN’IM BUDUR
- ÖZDEMİR Erdoğan: “Efkâr”.
Son yıllarda onu Zeki Müren polemikleri ile, genç müzisyenlere öfkeli çıkışları ile konuştuk hep. En çok eleştirenlerden biri de bendim. Nerede benim o harika Özdemir Erdoğan’ım diyordum...
Bu cuma çok güzel bir şarkı ile geri döndü... Özdemir Bey ne olur, hep böyle müziğinizle konuşun...
O kadar özlemişim ki bu sesi, bu şarkıları... Tebrikler...
Paylaş