Tüp bağlatma kararı kimin

DÜN sabah toplantısında ilginç bir konuyu tartıştık.Gazetenin şehir baskılarına şöyle bir haber girmişti:

Haberin Devamı

"Sağlık Bakanı eşinin tüplerini bağlattı."

Bu haber Akşam Gazetesi’nin bir önceki günkü sayısında vardı.

AKP çevrelerinde nüfus kontrolüne sıcak bakılmadığı biliniyor.

O nedenle haber ilginçti.

* * *

Ben haberin başlığına itiraz ettim.

Tüplerini bağlatan kişi bakanın eşi Şeyma Akdağ’dı.

Ama bizim başlıktan kararı bakanın kendisi almış anlamı çıkıyordu.

Bana göre şöyle denmeliydi:

"Sağlık Bakanı’nın eşi tüplerini bağlattı."

Ya da "Bakan ve eşi doğum kontrolü karar aldı."

Bazı arkadaşlarımız başlığın doğru olduğunu savundular.

Gerekçeleri de şuydu:

"İslami çevrelerde böyle kararları erkek alır."

Bence bu aşırı bir önyargı.

Ama son zamanlarda İslami çevrelerden bazı kişilerin ilişkileri hakkındaki haberler ve eşlerinin durumu, bu önyargıları haklı çıkarır mahiyette.

Tüp bağlama işinin bir benzerini (Vazektomi) erkeklerde de uygulamak mümkün.

O halde niye bakan değil de eşi bu yola başvurmuştu.

* * *

Konunun hassasiyetini dikkate alarak Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı aradım.

"Sayın Bakan, tabii ki konu aile mahremiyetinize giriyor. Ama sizin ailecek böyle bir uygulamaya geçmenizi ilgiyle karşıladık. O nedenle soruma cevap vermeyebilirsiniz."

Bakan son derece nazik bir ifadeyle şunu söyledi:

"Bu haber beni şu açıdan çok üzdü. Ben sağlık bakanı olarak uzunca bir süredir hasta hakkı diye bir hak üzerinde çalışıyorum. Eşim hakkındaki bu haber işte tam böyle bir hakkın ihlali anlamına geliyor."

Ben bu kararı eşinin mi, kendisinin mi aldığını, yoksa birlikte mi kararlaştırdıklarını öğrenmek istiyordum.

Bu konuda bir şey söylemeyeceğini, çünkü söylediği takdirde bu hakkın ihlalini kendisinin de kabullenmiş olacağını belirtti.

Ben de ısrar etmedim.

* * *

"Hasta hakkı" konusunda çok geniş bir çalışmayı sürdürüyorlarmış.

Bir hastaya ait bilginin, kendi onayı olmadan kimseye verilmemesi gerekiyormuş.

Bu bilgi ve dosyaların özellikle internet ortamında nakli sırasında ciddi güvenlik sorunları oluşuyormuş.

Onu çözmeye çalışıyorlarmış.

* * *

Peki bakan ve eşi bu kararı "Doğum kontrolü" amacıyla mı aldılar?

Bu mahrem soruya cevap vermedi.

Ama ondan sonra yaptığımız konuşmada, bana göre sorunun dolaylı bir cevabını da vermiş oldu.

Sağlık Bakanı, "nüfus kontrolü, doğum kontrolü" gibi kavramların artık gelişmiş ülkelerde bile kullanılmadığını söylüyor.

Çünkü bu kavramlar bazen ters etki bile yapıyormuş.

Onun yerine "sağlıklı üreme" kavramı tercih ediliyormuş.

İnsanlara "Fazla çocuk yapma" demenin yanlış olduğunu düşünüyor.

Onun yerine ailelerin çocuk konusundaki bilincini, "farkındalığını" artırmanın ve çocuk sayısını ailelerin özgürlüğü olarak kabul etmenin daha doğru bir yol olduğunu savunuyor.

* * *

Bu arada Türkiye hakkındaki son istatistiki bilgileri de veriyor.

Türkiye’de ailelerin ortalama çocuk sayısı 2.1’miş.

Eğitim seviyesinin yüksek olduğu kesimlerde bu rakam 1.7’ye düşüyormuş.

Eğitim seviyesi düşük kesimlerde ise 3.7’e kadar yükseliyormuş.

Peki bu sözlerden ne anlam çıkıyor?

Bana göre bakan ve eşinin kararı, "doğum kontrolünden" çok başka bir sağlık nedeninden kaynaklanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları