Paylaş
Hani şu “Üç çocuk yapın” sözlerini.
Başta eşim Tansu olmak üzere, hepinize kötü bir haberim var.
Daha doğrusu kötü haber anlamına gelebilecek bir soru:
“Acaba Erdoğan haklı olabilir mi...”
Dur, hemen başlama bağırmaya Tansu...
Ne olur önce şu anlatacaklarımı dinle, sonra konuşalım.
Ayrıca sana da iyi bir haberim var.
BÜYÜK ŞİRKETLER GÜNEY AVRUPA’DAN ÇEKİLİYORLAR
Dünkü Wall Street Journal gazetesinin ikinci manşetinde bir haber vardı.
Son 20 yılda, Avrupa’nın güneyindeki ülkelere yatırım yapan büyük uluslararası şirketlerin bir bölümü geri çekiliyormuş.
Yani İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz’den...
Rakamlar çok çarpıcı:
- Bu 4 ülkede, 2007 yılından bu yana doğrudan yabancı yatırımlar yüzde 38 oranında düşmüş.
- Bu yabancı yatırımlar, mesela İtalya’da istihdamın yüzde 10’unu sağlıyormuş.
- Ama en önemlisi, yine İtalya’daki Ar-Ge, yani araştırma ve geliştirme yatırımlarının yüzde 30’unu çokuluslu büyük şirketler yapıyormuş.
Yani bu şirketlerin çekilmeleri öyle hafife alınacak bir şey değil.
ARTIK BİR ÜLKEYE GİTMEK İÇİN ÜÇ ŞART ARAYACAĞIZ
Gelelim asıl meseleye...
Avrupa’nın güneyinden çekilen bu şirketler nereye gidiyor?
Ayrılan şirketlerden birinin üs düzey yöneticisi, yeni yatırım alanlarını şu üç şarta bağlıyor:
- Büyüyen bir nüfus.
- Büyüyen bir etki.
- İyi kontrol edilmiş devlet bütçesi.
Evet yabancı sermayenin yeni adresi burası.
“BDO International” adlı bir kuruluş için yapılan ankete konuşan büyük şirketlerin finans yöneticilerinin söyledikleri şöyle özetlenmiş:
“Bugün Yunanistan’a yatırım yapmak Suriye’ye yapmaktan daha risklidir. İspanya, Mısır’dan daha risklidir.”
GELELİM TANSU’YA İYİ ERDOĞAN’A KÖTÜ HABERE
Öyleyse Avrupa’nın güneyinden kaçan bu sermaye şimdi nereye gidiyor?
Kafa yormanıza gerek yok, gazete iki ülkenin adını veriyor.
Brezilya ve Türkiye...
Tansum, ikna olmadığını biliyorum ama dünyanın en önemli iki ekonomi gazetesinden biri olan Wall Street Journal böyle yazıyor...
Ama üzülme, çünkü sana iyi bir de haberim var.
Başbakan Erdoğan “üç çocuk” talimatı verdi ama son istatistikler gösteriyor ki, Türkiye’de aile başına çocuk sayısı hızla 2’ye iniyor.
Senin Urla’da ikinin altına inmiş bile olabilir...
Sizce göbeğini kaşımayan bir adam nasıl düşünür
“GÖBEĞİNİ kaşıyan adam” nasıl düşünür?
“Bidon kafa...”
Ya göbeğini kaşımayanlar...
Sonra, Beyaz Türkler? Siyahiler...
Kürtlerin beyazı ve siyahı?
Yani “Türkiye” nasıl düşünür?
Metin Üstündağ’a hayranım.
Türk mizahına bir sürü yenilikten sonra şimdi tuttu, bir de “Tek kişilik dev dergi” adı altında olağanüstü bir şey yaptı.
Derginin adı “MetÜst”. “Kafası estiğinde” yayınlanıyor.
Şimdi bu derginin ikinci sayısını çıkardı.
Hepinize şiddetle tavsiye ediyorum.
Şahane bir dergi olmuş, okumaya doyamadım.
Bugün biraz tembellik edip o derginin hemen girişindeki “Sen Türkiye’sin büyük düşün” başlıklı bölümden bazı parçalar aktaracağım:
Sen Türkiye’sin arkadaş ona göre büyük düşün
- sen türkiye’sin büyük düşün
bir gün de işin düşmeden ara be!
- sen türkiye’sin büyük düşün
önce paraları görelim moruk!
- sen türkiye’sin büyük düşün
bir ihbarda bulunmak istiyorum!
- sen türkiye’sin büyük düşün
bana halk’ınmışım gibi davranma!
- sen türkiye’sin büyük düşün
charles darwin mi gibi mesela!
- sen türkiye’sin büyük düşün
ben azınlığım, gidebilir miyim abi!
- sen türkiye’sin büyük düşün
ama biz, hiçbir şey düşünmemek için seni seçmiştik zaten bebişim!
Paylaş