Paylaş
Ancak ‘yeni muhafazakârlar’ böyle şeylere çok bozulduğu için, daha ‘edepli’ bir başlık koydum.
İyi tahmin ettiniz.
Eski IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn olayındaki yeni gelişmeleri aktarmaya devam ediyorum.
MÜSLÜMAN KADININ TARİF ETTİĞİ O TAT
Hatırlayacaksınız, bundan bir süre önce ‘Oral Seksin Ayrıntıları’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Bazı ‘yeni muhafazakâr’ arkadaşlar, bu yazıyı, ailelerin okuduğu bir gazetede nasıl yazabildiğimi sormuşlardı.
Oysa anlattığım o şeyler dünyanın neredeyse bütün ciddi gazetelerinde yayınlanmıştı.
Üstelik anlatan kişi, ‘Kuran kursuna gitmiş’ Müslüman bir kadındı.
Hatta o yazıya koymadığım çok ilginç bir ayrıntıyı bile anlatmıştı.
Şimdi sıkı durun:
Müslüman kadın, yere tükürdüğü spermin tadını bile tarif etmişti.
‘Sourd’muş...
Yeni muhafazakârların manevi recmine uğramamak için Türkçesini yazmıyorum.
Merak eden, sözlüğe bakıp spermin tadını öğrenebilir.
Tacize uğrayan kadın o ayrıntıları neden anlatmıştı?
Dünya kamuoyu önünde haklı çıkabilmek için.
Çünkü bu olay çok ilginç bir ‘küresel hukuk’ olayı haline dönüşüyor.
Hazırlanın, şimdi bu olayın ilginç gelişmelerine dalıyoruz.
17 TEMMUZ’DA KANADA’DAN GELEN İMZASIZ MEKTUP
17 Temmuz 2011 günü, Nafissattou Diallo’nun savunmasını üstlenen Thomson Wigdor avukatlık bürosuna bir zarf gelir.
Kanada’dan postalanmış olan zarfın içinden imzasız bir bilgi notu çıkar.
Üzerinde ingilizce, ‘bilginiz için’ ifadesi bulunmaktadır.
Mektupta kelimesi kelimesine şunlar yazılıdır:
“Air France’ın (Fransız Hava Yolları) elinde, müşteriniz Bayan Diallo’yu taciz ettiği ileri sürülen kişi hakkında, müşteriler, görevliler ve uçaktaki ekip tarafından yapılmış yüzlerce şikayet bulunmaktadır.
Bunun neticesinde, şirket, söz konusu şahsın uçtuğu günlerde first class kabininde sadece erkek görevlilerin çalıştırılması kararı almıştır.”
İmzasız mektupta verilen bilgi doğruysa, Bayan Diallo’nun avukatlarının eline büyük bir koz geçmiş demekti.
Ancak orası Amerika Birleşik Devletleri ve bizdeki gibi imzasız ‘word dokümanları’ ve ‘imzasız mektuplar’ kanunen bir şey ifade etmiyor.
O nedenle Avukat Kenneth Thomson, Air France’ın özellikle kadın personeline bir çağrı yaptı ve gelip DSK aleyhine şahitlik yapmalarını istedi.
O ADAM UÇTUĞUNDA SADECE ERKEK GÖREVLİ Mİ VERİLİYOR
Fransız Hava Yolları mektuptaki bilgiyi doğrulamadı. Dahası ‘çalışanlar sendikası’ kendilerine iletilmiş bu yönde bir şikayetin de bulunmadığını açıkladı.
Ancak Fransa’nın atak dergisi VSD, isim vermeden konuşacak bir kabin amiri buldu.
“Evet, DSK seyahat ettiği zaman, her zaman bir erkek görevli ona VIP salonundan uçağa kadar refakat ediyordu.”
Ama o kadar. Yani uçağın içinde de sadece erkek görevlilerin hizmet ettiği doğru değildi.
Bu arada Radio Monte Carlo, Washington’da konuştuğu bir erkek kabin görevlisinden şunu dinlemişti:
“Bir defasında kabinde DSK bir hostese asılmış ve sonunda suratında bir tokat patlamış ve bu olay bütün ekibi şoke etmişti.”
İsmini vermeden konuşan bazı Air France yetkilileri bugüne kadar DSK ile ilgili 20’ye yakın olayın konuşulduğunu işitmişler.
AYRINTILARDA SAKLI BİR KÜRESEL HUKUK OLAYI
Bu dava, her bakımdan ilginç bir ‘küresel hukuk’ olayına dönüşüyor.
İki tarafın avukatları arasında tam bir ‘taktik’ savaşı yaşanıyor.
İşte o nedenle, Kuran kursu görmüş Müslüman bir kadının ‘spermin tadını’ bile tarif etmesi, bizdekilerden başka kimseyi yadırgatmıyor.
Çünkü herkes biliyor ki,
hukukun aradığı gerçek, ayrıntılarda saklı.
Müslüman kadın, yere tükürdüğü spermin tadını bile tarif etmişti. ‘Sourd’muş... Yeni muhafazakârların manevi recmine uğramamak için Türkçesini yazmıyorum.
HOSTESE SARKINTILIK YAPAN YOLCUYA NELER YAPILIR
- GÖZ YUMULAN DURUMLAR: Air France’ta basit çapkınlıklar, mesela kadın personele yapılan, “Çok güzelsiniz” falan gibi komplimanlar, gizlice kartvizit vermeler, ‘normal davranışlar’ olarak kabul ediliyor.
- DAHA İLERİ GİDENLER: Yolcu daha ileri giderse, önce hostes tarafından, sonra kabin amiri, hatta uçağın kaptan pilotu tarafından sözlü olarak uyarılıyor.
- DAHA İLERİ TACİZ DURUMUNDA: Yolcuya çeşitli dillerde kaleme alınmış yazılı bir uyarı belgesi veriliyor.
- TAVIR SUÇA DÖNÜŞMÜŞSE: Kaptan pilot gideceği havalimanının emniyet yetkililerine durumu bildiriyor ve yolcu uçaktan köprüye geçtiği anda, alınıp karakola götürülüyor.
- HOSTESİN GÖREVİNİ DEĞİŞTİRMEK: Bir yolcuyla bu veya benzeri sorunlar yaşandığında kaptan pilot, hostesin uçaktaki görev yerini değiştirebiliyor. Mesela bir A 320’de P2 bölümünde görev yapan bir hostes uçağın arka tarafındaki P4 bölümüne alınabiliyor.
TÜRK HAVA YOLLARI TACİZ DURUMLARINDA NE YAPIYOR
Peki Türk Hava Yolları’nda buna benzer durumlar olabiliyor mu? Evet, olabiliyor. Böyle durumlarda THY ne yapıyor?
Yukarda aktardığım uygulamalar, aslında uluslararası kurallar. Yani THY de aynı prosedürleri uyguluyor.
Ancak olay polis aşamasına geldiğinde, bizde durum biraz farklı. Çünkü, Türk Ceza Kanunu’nda, uçaktaki bu gibi olaylarla ilgili kesin bir suç tarifi yok. Dolayısıyla tacize uğrayan kişinin ve şirketin de şikayetçi olması gerekiyor. Bu da, bir hostesin karakola gidip en az 3-4 saatini harcaması anlamına geliyor.
Netice; tacizci her zaman hak ettiği işlemleri görmeyebiliyor.
Paylaş