Önce “Kimlikler bitte”. Lütfen kimlikler...
İnsanlık bizde kalsın, sorayım.
Nasıl bir insansınız? Mesela, feci bir karakteriniz var mı? Riyakâr, sahtekar, üçkağıtçı...
Saman altından su yürüten; ne bileyim feci bir karakter misiniz?
Yani solucan gibi bir adam mısınız?
Anladınız değil mi; kadınlardan fena halde korktuğum için, solucan karakterini erkeklerden seçtim.
Evet, böyle biriyim diyorsanız, hiç çekinmeyin, göğsünüzü gere gere “Evet var” deyin.
Çünkü size iyi haberlerim var. Hem de çok iyi...
ŞUNUN ŞURASI KAÇ KİŞİ KALACAĞIZ BİLİYOR MUSUNUZBugün Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan 85 yaş üzerindeki insan sayısı 5.7 milyon kişi. Toplam nüfusun yüzde 1.8’i ediyor.
Bizdeyse 85 yaş üzerindeki insan sayısı 346 bin kişi. Evet, içimizden sadece 346 bin kişi, 85 yaş üzerini görebilmiş durumda.
Bu da nüfusun aşağı yukarı yüzde 0.5’i ediyor.
90 yaş üstünü görebilenimizin sayısıysa sadece 72 bin. Bunların 54 bini kadın, 17 bini erkek.
Bunca bilim, tıp, DNA, genetik, ilaç, tedavi, sağlık harcaması...
Peki bizim hayatımız daha ne kadar uzayacak? Hani bize vaat edildiği gibi, 10 yıl daha yaşayabilen, 120 yaşını görebilecek mi?
Türkiye’de bir rakam bulamadım.
Ama ABD’de 2050 yılında 85 yaş üzerine kadar yaşayabilecek nüfus oranı yüzde 4.34’e çıkacakmış.
Gelişmişlik düzeyini vs. dikkate alıp, buna Türkiye’nin büyüme hızının daha büyük olduğu varsayımını da katarsak, Türkiye’de de o yıl ancak yüzde 2.5, bilemediniz yüzde 3’ümüz, 85 yaşını geçebilecek.
Biliyorum çok iyi haber değil. Ama unutmayın ki geçmişte çok daha kötüleri vardı.
SOLUCAN DÜNYASINDAN ÇOK MÜJDELİ SON HABERLER
Bu kadarcık mı? Yani önümüzdeki 300 yıl boyunca insan ömrü sadece 23 yıl mı uzayacak?
Teorik olarak hayır. İşte size ‘Solucan dünyasından’ çok güzel haberler.
1000 yıllık bir ömür belki hayal. Ama bilim insanları 150 yıllık bir ömrü hayal olmaktan çıkaracak gelişmelere imza atıyorlar.
¡ California Üniversitesi, ‘daf-2’ denen tek bir gen sayesinde bir solucanın ömrünü iki katına çıkarmayı başardı.
Buna ‘daf-16’ adı verilen bir başka geni ve bazı hücreleri de ekleyince, şanslı solucanın ömrü altı katına çıkarıldı.
Arkansas Üniversitesi’nde bir grupsa başka bir tür solucanın ömrünü dokuz kat uzatmayı başardı.
Peki, bu uzama insan ömründe kaç yıla tekabül ediyor?
İyi haber: 500 yıllık bir ömüre.
Demek ki ‘solucan karakteri’ acayip uzun bir hayat vaat ediyor.
MÜSLÜMAN’A VE YAHUDİ’YE BİR İYİ BİR KÖTÜ HABERİnsan ölümlerinde bir numaralı neden kalp hastalıkları.
O konuda da iyi haberlerim var.
¡ Minnesota Üniversitesi’nden bir ekip, fareden aldığı kalp hücreleriyle bir kalp üretmeyi başardı.
Ancak kötü haber şu; Fareler faredir ve kalpleri insana uzak özelliktedir. Onun için daha yakın bir canlı üzerinde aynı şeyi yapmak gerekecektir.
İyi haber de şu: Kalp boyu insana daha yakın başka bir hayvan üzerinde de benzer kalp üretildi.
Ancak Müslümanlara ve Yahudilere kötü haber: İnsan kalbine hizmet edecek olan bu hayvan domuz.
Merak etmeyin, siz Müslüman ve Yahudi kardeşlerime de iyi haberim var.
MONA LISA RÖPRODÜKSİYONU GİBİ 3D ORGAN BASKISI¡ Aklınıza hiç gelmeyecek bir yöntemle, canlı organı üretmeyi başardılar. Bu teknik, bildiğimiz ‘baskı tekniği’. Yani bir Rembrandt tablosunun reprodüksiyonunu yapar gibi, 3D, üç boyutlu organ baskıları deneniyor.
Üstelik 3D gözlüğüne de ihtiyacınız yok.
Atmıyorum, gerçekten böyle. İsterseniz adres de vereyim.
2010 yılında Organovo adlı bir şirket, baskı tekniğiyle kan hücresi ürettiğini açıkladı.
Bu bilgilerin çoğunu aldığım, dünkü Wall Street Journal’ın yalancısıyım.
ÖMRÜNÜZ HANGİSİ OLSUN İSTERSİNİZ BEN ‘HERGELE BONOBO’ DİYORUM
Yani arkadaşlar; hayatın uzatılmasında en şanslı canlılar ‘solucanlar’.
Iııhhh...
Uzun yaşamak için insanın ille de ‘solucan karakterli mi’ olması lazım?
Yok değil, başka canlılar da var. Hangisi olabileceğinize kendiniz karar verin.
İşte tercih listeniz.
AZGIN TEKELERİN ÖMRÜ 150 YIL OLURSA KAÇ YAŞINDA KIZLARA YAZILIRLARBütün bunlardan sonra insanın aklına şeytani sorular da gelmiyor değil.
İnsan 150 yaşına kadar yaşarsa, hayatımızda ne gibi durumlar ortaya çıkabilir?
İnsan aklı şeytana uymaz mı, uyar tabii...
Bilin bakalım, Wall Street Journal’ın aklına gelen ilk soru ne olmuş?
Bugün 70 yaşında kendinden 40 yaş küçük kızlarla takılan azgın tekeler 150 yıl yaşarsa ne yaparlar? Mesela 100-110 yaş küçük kadınlarla yazılırlar mı?
Orada ilginç bir istatistik var. Norveç’te, ortalama yaş 1906’da 57 iken, 2002’de 79’a gelmiş. Ancak ilginç bir durum var. 1906’da evlenen erkekle kadın arasındaki yaş farkı 3.5 iken; bugün de aynı kalmış.
Tabii ki medeni insanlar. Demek ki orada azgın teke sendromu pek öyle yaygın bir şey değilmiş. Özellikle kadınlara iyi haber.
EN BÜYÜK SIR: İNSAN ÖMRÜ ARTTIKÇA ALDATMA ORANI DA ARTACAK MITürkiye’de eskiye ait rakam bulamadım. Ama 2010 yılı rakamlarına bakıldığında görünen tablo aşağı yukarı Norveç’le aynı.
İlk defa evlenen erkekle, ilk defa evlenen kadın arasındaki yaş farkı 3.4.
Buradan hareketle Türk kadınlarına da aynı müjdeyi verebilir miyiz? Yani, ortalama ömür arttıkça, azgın tekelerin oranı pek öyle artmıyor.
Tabii bilmediğimiz çok önemli bir başka ‘sır’ var.
Aldatma oranları.
Bu konuda doğruyu söyleyebilecek babayiğit sayısı çok az olduğu için, hep iyimser tahminlerle yetineceğiz.
Ve şu sorunun cevabı belki de ilelebet tarihin en büyük sırrı olarak kalacak.
Acaba insan ömrü arttıkça, eşler arasındaki aldatma oranı ve frekansı da artacak mı?
Vallahi bilmiyorum, bilsem de söylemem.