Sınırımızdaki Peşaver'e hayır

KARDEŞİM orada gerçekten ne oluyor?<

Suriyeli direnişçiler zafere ulaşmak üzere mi?

Haberin Devamı

Esad düştü düşecek mi?

Dışişleri Bakanımız, Beşar Esad’ı halletti ve şimdi ikinci aşamaya geçti.

Eh, 6 ay önce “Esad’ın ömrü haftalardır” dediği ve haftaları aylar izlediğine göre...

Herhalde, Şam’da Esad’ın maketi oturuyor...

Gerçekten öyle mi?
  
* * *

Hâlâ iddia ediyorum.

Suriye’deki durum konusunda Başbakan’a yanlış bilgi veriliyor.

Dışişleri Bakanlığı’nda çok sayıda insan bunun farkında.

Resmi istihbaratla, koridor istihbaratı birbirine zıt.

Benim dış basında okuduklarımla, Dışişleri Bakanı’nın ağzından dinlediklerim birbirine zıt.
  
* * *

Dün bazı gazetelere konuşan uzmanlara göre, “Türkiye, Suriye’de bir batağa saplanmak üzere...”

Hükümetin elinde, fitili yanmış bir dinamite benzeyen tezkere var.

Başbakan, “savaşa girme kararlılığımızdan” söz ediyor.

Öyleyse, savaşın eşiğindeki bir ülkenin vatandaşları olarak bize söylenenlerin dışında ne gibi bilgiler var ona da bakmalıyız.

Bugün bunu yapacağım.

Suriye ile ilgili olarak Dışişleri Bakanımızın “bize söylemediği” şeyleri yazacağım.
  
* * *

Haberin Devamı

Her zaman söylediğim gibi kaynağım, “MİT” değil “AİT”.

Yani “Milli İstihbarat Teşkilatı” değil, “açık istihbarat teşkilatı...”

Batılı gazeteler.

Ama sanmayın ki Beşar Esad’a sempati ile bakan gazeteler...

Hayır, tam aksine onu diktatör olarak görenler.

Ama ideolojik ve mezhepsel takıntıları olmadığı için daha serinkanlı bakabiliyorlar.

İşte size bir Suriye potpurisi.

Biliyor musunuz Suudiler bile yardımı sınırlamaya başladı

-  BİR Türkiye’ye düşen ve beş kişinin ölümüne neden olan bombanın kim tarafından atıldığı henüz belli değil.

Suriye Ordusu olması ihtimali kuvvetli.

“Canım bunu bilmek çok mu zor” diye sorabiliriz.

Ama, Uludere ve Afyonkarahisar olaylarının gerçek nedenini hâlâ ortaya çıkaramamış bir ülkenin bu soruyu sorma hakkı olamaz.
  
* * *

-  İKİ Hesabımızı şu gerçek üzerine yapalım.

Suriye’deki içsavaş öyle üç-beş hafta içinde bitecek gibi değil.

Sürdükçe de bu direnişçilerin değil, Şam rejiminin lehine olacaktır.
  
* * *

-  ÜÇ Dünkü Herald Tribune gazetesinin ikinci manşeti şu: “Suudi Arabistan ve Katar, direnişçilere yardımı sınırlandırdı.”

Habere göre, ağır silah ve özellikle omuzdan atılan roketlerin verilmesi durduruldu.

Çünkü, bu silahların El Kaide’nin eline geçmesi ihtimali çok ağır basmaya başladı.

Obama yönetiminin direniş hareketine lojistik destek vermeyeceği artık bütün açıklığı ile ortaya çıktı.
  
* * *

Haberin Devamı

-  DÖRT Şu aşamada direnişçilere sadece Kalaşnikof tüfekler ve mühimmat gidiyor.

Herkes biliyor ki, Kalaşnikof’la savaşabilirsiniz, ama Esad’ın ordusunu Kalaşnikof’la yenemezsiniz.
  
* * *

-  BEŞ İşte bu nedenle gerek Suudiler gerek Amerika Birleşik Devletleri, elinde silah olmayan muhaliflerle görüşmelere daha çok önem vermeye başladı.

ASIL TEHLİKE

Burada ateş emrini Başbakan, orada topun başındaki komutan veriyor

-  BATI BASINI Türkiye’nin Suriye ile savaşa girmeyeceği konusunda hemfikir gibi görünüyor.
Akçakale olayının üzerinden geçen 6 gün, bu düşüncenin pekişmesine yol açtı.

-  WALL STREET JOURNAL
gazetesine göre, iki önemli tehlike var:

-  BİR: KANALLAR KAPALI
Türkiye ile Suriye arasındaki askeri ve diplomatik kanallar kapalı. Yani direkt konuşamıyorlar. Ülkeler diplomatlarıyla konuşmayınca, silahlarla konuşmaya başlarlar.
Türkiye ile Suriye şu an bunu yapıyor.

-  İKİ: YETKİ YEREL KOMUTANLARDA
Beşar Esad sınır bölgesindeki kararları tamamen yerel komutanların inisiyatifine bıraktı.
Bizde ateş emrini Başbakan veriyor.
Orada topun başındaki komutan.
Bu da ciddi bir tehlike yaratıyor.

-  DİKKAT ÇEKİCİ GELİŞME
Türkiye de artık direnişçilere silah vermede eskisine göre daha temkinli, daha az istekli davranıyor.

-  SINIRIMIZDA İKİ TEHLİKE
Suriye sınırımızda belki de savaştan daha ciddi iki tehlike belirdi.

-  BİR: KÜRTLER ORDULAŞIYOR
Bugüne kadar hiçbir askeri varlık gösteremeyen Suriyeli Kürtler, ordulaşma yolunda.

-  İKİ: PEŞAVER TEHLİKESİ
Afganistan ve Irak’ta büyük bir askeri yetenek kazanmış olan cihatçı gruplar, bu bölgeyi “Türkiye’nin Peşaver’i”ne çevirme riski oluşturmaya başladı.

Özellikle bu ikinci risk giderek öteki Arap rejimlerini de endişelendirmeye başladı.

Haberin Devamı

Ankara’da ‘mantık lobisi’ yavaş yavaş hareketleniyor

-  PEKİ sonuç...

Türkiye, orada bir batağa saplanmak üzeredir.

Ama, Ankara’da bir “mantık lobisi” yavaş yavaş ağırlığını hissettirmeye başladı.

Dışişleri Bakanı artık eskisi kadar ciddiye alınmıyor.

Tahmin ediyorum MİT daha gerçekçi bilgiler vermeye başladı.

Gerek hükümet, gerek AK Parti içinde mutedil ve mantıklı insanlar sesini yükseltiyor.

Bakanların büyük bir iştiyakla “Bu tezkere savaş için değil, caydırmak için çıkarıldı” temasına sarılmaları bunun en kuvvetli belirtisi.

Ancak bunun da ölçüsü kaçırıldığı için, Başbakan bir balans ayarı yapmak zorunda hissetti. Bu ülkede artık kimse, “Baasçılık” suçlamalarından, “Esadcılıkla”
etiketlenmekten korkmuyor.

Çünkü bu bizim savaşımız değil.

Başından beri şuna inanıyorum.

Suriye, reformlarını kendi iç dinamiğiyle yapmalı.

Şu an kimsenin söyleyemeyeceği gerçeği söyleyeyim.

Suriye’de içsavaşı bitirme ve çözüm hâlâ Şam’dan geçmektedir.

Bu, Suriye’nin de, Türkiye’nin de, bölgenin de, dünyanın da yararınadır.
   
* * *

Haberin Devamı

Suriye sınırımızın yeni bir Peşaver’e dönüşmesi ise bizim için en kötü senaryodur.

Kısaca silahlı direnişin etkisi azaldıkça, çözüme daha yakınlaşacağız...

Akıllı davranmadığımız takdirde, Esad Suriye’nin öteki bölgelerinde hâkimiyetini ilan eder...

Bizi de sınırımızdaki bir Peşaver’le baş başa bırakır. Böylece Dışişleri Bakanımızın gençlik hülyaları da yeni bir Afgan cehennemine veya Balkan kâbusuna dönüşür...

  

Yazarın Tüm Yazıları