Paylaş
Her üç cümlede bir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığını vurguluyor...
*
O duyguyla vermiş coşkuyu kendine, siyasette küçük dağları ben yarattım olmuş...
Futbolda ise coşku tavan yapmış, Himalayalar’ı da ben yarattım havasına girmiş...
*
Hiç itirazım yok...
İnsandır... Yapar...
*
Ama bir lafı var ki orada “Hoop bir dakika” diyeceğim...
Cumhurbaşkanı’nı övüyor övüyor sonra da diyor ki...
“Özellikle Bodrum tarafına giderken bu röportajı uçakta okuyanlar beni çok eleştirecek...”
Şeytan Rıdvan kardeşim... İşte burada dur bakalım bir dakika...
Çünkü haddini fena aştın...
*
Bu laf muhafazakâr kibir tarafından yıllardır, kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan insanları küçümsemek, aşağılamak için kullanıldı.
*
Yani bu ülkede bir Rıdvan ve “onun gibi” olanlar var...
Onlar bu ülkenin tek çoğunluğu...
*
Gerisi ise “Bodrum uçağına binenler...”
Bir avuç yani...
*
Bak kardeşim yetti artık bu toplumun koskoca bir bölümünü küçümseme ukalalığı, bu çoğunluk kibri ve bu şımarıklık...
*
Bak ben sana ne diyeceğim...
15 Temmuz gecesi Kısıklı ile Huber Köşkü arasında gidip gelmişsin ya...
Senin o Bodrum uçağına bindiğini söylediğin insanlar da Cumhurbaşkanı’nın ve demokrasinin yanındaydı...
*
Ama bir de ondan 9 ay sonra bir gece daha var...
*
O gece, Kısıklı’nın bulunduğu bölgede yaşayanlar referandumda “Hayır” dedi...
Senin sık sık gittiğin Huber Köşkü’nün bulunduğu İstanbul var ya...
O kapıdan burnunu çıkardığında, adım attığın mahalle senin çağrına uymadı, “Hayır” dedi..
*
16 Nisan günü...
İstanbul-Ankara uçağına binenler...
Bir hayırdan binip, öteki hayıra inenler...
Antalya, İzmir uçağındakiler...Yani artık Bodrum uçağından taştılar....
*
Ama Rıdvan kardeşimize bakarsan...
Kadıköy vapurundan inen kadınlar...
Bodrum uçağına binenler...
Onlar bir avuç...
Geriye kalan bütün Türkiye, Rıdvan kardeşimizin kibir filolarıyla yolculuk yapanlar...
*
Bak ne diyor Cumhurbaşkanı...
“Benim üzerimden racon kesmeyin...”
*
Yani diyeceğim, sen de artık şu egona biraz iğne soksan iyi olacak...
MÜZAYEDE BURJUVAZİSİNİN YENİ NESLİ DE BÖYLE OLSA
GEÇEN perşembe New York saatiyle tam 17.55’te James Murdoch yakın dostlarına ve iş ilişkisi bulunan insanlara bir e-mail gönderdi.
Bu e-mail’de Murdoch, “Anti-Defamation League”e 1 milyon dolar bağışta bulunduğunu açıklıyordu.
Ve bunu “sorumlu bir vatandaş ve baba” olarak yaptığını belirtiyordu.
Tabii ki bu kararı ve açıklaması, bütün Amerika’da geçen hafta yaşanan ırkçı hareketlere ve Başkan Trump’ın bunları güçlü bir şekilde kınamamasına bir tepki olarak değerlendirildi.
Demokrasileri gerçek manada koruyan ve geliştiren en büyük güçlerden biri liberal burjuvazidir.
İnşallah bizdeki müzayede burjuvazisinin yeni nesilleri de dünyanın bu ilerici akımına katılır.
ÇOCUKLUĞUMUN EN BÜYÜK KOMEDYENİ ÖLDÜ
SADECE çocukluğumun değil, hayatımın da en büyük komedyeniydi Jerry Lewis...
Dean Martin’le birlikte harika bir ikiliydiler.
Türkçeye “Can Ciğer Kardeşler” adıyla çevrilen filmlerinin hastasıydım.
Birinin adı Ali Can, ötekinin adı Veli Ciğer’di... Türkçe dublajda Kayseri şivesiyle konuşurlardı.
Önceki gün Jerry Lewis’in ölüm haberini öğrendiğimde “Can Ciğer Kardeşler Paraşütçü” filmi gözümün önüne geldi.
Paraşütle atladıktan sonra aşağıda selesi bulunan bir motosiklete iniyorlardı.
Ancak motosiklet hareket edince motor kısmı bir yana, sele kısmı bir başka yola gidiyordu.
Önce Dean Martin gitti...
Şimdi de Jerry Lewis...
AVRUPA’DAN UZAKLAŞIRSANIZ İSTANBUL DA SİZDEN UZAKLAŞIR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan kendisini ve AKP’yi bekleyen en büyük tehlikenin farkında
Evet AKP İstanbul’da geriliyor...
Çünkü İstanbul bir Avrupa şehri...
AKP Avrupa’dan uzaklaştıkça...
İstanbul da AKP’den uzaklaşmaya devam edecektir.
Çünkü İstanbul hayatını Avrupalı bir şehir olmaktan kazanıyor...
Demokrasi gelmedikçe...
Adalet gelmedikçe...
Suriye politikası böyle devam ettiği sürece...
Bütün dünya ile kavga edildikçe...
Avrupa Birliği ile bu kavga devam ettikçe...
Ne yaparsanız yapın İstanbul geri dönmeyecek...
Sadece İstanbul değil...
Bütün Ankara, Trakya, Ege, Akdeniz de dönmeyecek...
HAKKI HİÇBİR ZAMAN VERİLMEMİŞ BİR ŞARKI
EMRE Altuğ, Yıldırım Gürses şarkılarını yeniden yorumladı.
“Affetmem Asla Seni”, Türk müziğinin en güzel şarkılarından biridir.
Naim Dilmener geçen cumartesi Hürriyet’teki yazısında çok katıldığım bir saptama yaptı.
Türkiye’de remiks denince akla sadece şarkıyı hızlandırmak ve uzatmak geliyor.
Şarkılarını hep severek dinlediğim Emre Altuğ da bu harika şarkıyı sadece hızlandırmış...
Bana göre Yıldırım Gürses bile bu harika şarkıyı gereğinden fazla hızlı yorumladı.
O yüzden diyorum ki Emre Altuğ bu şarkının daha yavaş bir versiyonunu da denemeli.
EN BEĞENDİĞİM ‘AFFETMEM ASLA SENİ’ YORUMLARI
- Ahmet Özcan Ertekuş
- Beş yıl Önce On Yıl Sonra
- Ajda Pekkan
- Ferdi Özbeğen
- Mediha Şen Sancakoğlu
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş