Paylaş
Kaşıkçı’nın belgeselini yapmak üzere Türkiye’ye gelen Amerikalı aktör Sean Penn onunla da görüşmüştü.
Sohbetimiz şöyle gelişti:
Hatice Cengiz’le Kaşıkçı’yı sizin tanıştırdığınız söyleniyor doğru mu?
“Bunu daha önce de söyledim. Tanışmalarında ve nişanlanmalarında benim hiçbir rolüm olmadı. Nişanlandıklarını olay günü Hatice Hanım’dan aldığım telefonda öğrendim.”
Bu dedikodu nereden çıkmış olabilir?
“Kaşıkçı benim eskiden beri tanıdığım, İstanbul’a geldiğinde görüştüğüm bir dostumdu. Nişanlanmaları son görüşmemizden sonra gelişen bir olay.”
Sizin İhvan, yani Müslüman Kardeşler’e çok yakın bir kişi olduğunuz, Kaşıkçı ile ilişkinizin de buradan kaynaklandığı söyleniyor.
“Benim İhvan’a yakın olarak nitelenmem doğru değil. Ben Ortadoğu coğrafyasında bütün toplumsal hareketleri her şeyden önce sosyolojik ve ülkemizin de ilişkileri doğrultusunda anlamaya ve açıklamaya yönelik çalışmalarımla her zaman her türlü yakıştırmaya maruz kalabilsem de bütün bu hareketlere yaklaşımım eleştirel mesafe imkânını asla tüketmeyecek veya kapatmayacak düzeyde olmuştur.”
Öyleyse Sean Penn sizinle niye görüştü?
“Kesinlikle İhvan’a veya herhangi bir gruba yakınlığım dolayısıyla değil, rahmetli Kaşıkçı’yla olan dostluğum ve olayın duyurulmasındaki hasbelkader rolüm dolayısıyla olmuştur.”
GECENİN EN ÇOK GÜLÜNEN ŞAKASI RECEP İVEDİK OLDU
SOHBETLER sırasında herkesin çok güldüğü bir an yaşandı. Moderatör “Salonda kaç kişi Twitter’den Trump’ı takip ediyor” diye sordu.
Salonda ancak 5-6 kişi parmağını kaldırınca şu espri yapıldı: “Bu biraz Recep İvedik filmi gibi oldu. Herkes gidip seyrediyor ama sorunca ‘Yok ben seyretmedim’ diyor.”
EN KRİTİK GÜN 13 AĞUSTOS
GEÇEN perşembe akşamı İstanbul Üniversitesi’nde “İstanbul Buluşmaları” çerçevesinde bir sohbet toplantısı vardı. Konuşmacı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tı.
Gazeteciler, iş insanları, sinemacılar, turizmcilerden oluşan 68 kişilik bir kalabalıktı.
Sohbetin ilginç yanı şuydu.
Herkes “ekonominin durumu” üzerine bir sohbet bekliyordu.
Ancak sohbetin moderatörü olan NTV’den Melda Yücel Kocaalp, “Daha çok ekonomi dışı şeyler konuşacağız” deyince konu başka alanlara da kaydı.
Sohbet 21.30’da bitecek şekilde planlanmıştı ama 23.30’a kadar devam etti. Tabii ki ekonomi yine başroldeydi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak hakkında hemen herkesin bir fikri var.
Bazen “damat” kimliği onun siyasetçi kimliğinin önüne geçiyor.
Önceki akşam belki de ilk defa onu bildiğimiz kimliğinin dışında bir sohbette dinledik.
Bu konuşma ve öncesinde yapılan sohbetler sırasında son 5 aya ait çok ilginç bazı bilgiler aldım.
Mesela, Türkiye 13 Ağustos’ta tarihinin en kritik günlerinden birini yaşamış. Eylülde ise daha beteri gelmiş.
Bunları sizle paylaşmak istiyorum.
O GÜN SOKAKTA ELİNDE ÇANTAYLA DOLAŞANLAR
13 Ağustos 2018 günü Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik günlerinden birini yaşamış. O gün bankalara hücum olmuş ve bütün ekonomi tarihimizin en büyük efektif para çekilişi yapılmış.
O gün ne kadar para çekilmiş? Bakanlığın elinde bilgi varmış ama miktarını açıklamıyorlar. Muazzam bir para çekilmiş.
Peki bu panik anı nasıl önlenmiş?
Bir gün önce bankacıları toplamışlar ve “Bankaya gelen herkese ne kadar istiyorsa o kadar verin” demişler. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda o gün şöyle espriler de yapılmış. Demişler ki, eğer hırsızlar o gün bilselerdi ki bankalardan bu kadar çok insan elinde çantalarda milyonlarca lira parayla sokaklardaydı. Neticede 1 milyon lira dediğiniz şey bir bavul para. Düşünebiliyor musunuz bir sürü insan içinde 1-2 milyon lira para olan bavul elinde sokakta geziyor...
O KÜÇÜK KÖPEĞİ GÖRÜNCE EVİMİZDE NELER OLDU
BERAT Albayrak, geçen Ramazan Bayramından önce, kolları ve bacakları kesilen yavru köpeği görünce bir açıklama yapmış ve ailecek duydukları üzüntüyü anlatmıştı.
O gün neler hissettiklerini sordum. Hayvanlarla ilişkisini anlattı.
Küçükken güvercin yetiştirirmiş. Sonraki yıllarda iki muhabbet kuşları olmuş. Biri öldüğünde çocukları çok üzülmüş. Hemen çok benzeyen birini almış ve “Aaa bak kaçmıştı geri geldi” demiş. Geçen Ramazan Bayramı öncesi bacakları kesilmiş o küçük köpeğin öldüğü dönemde çocuklar buna şahit olunca inanılmaz üzülmüşler. Özellikle ikinci çocuğu çok üzülmüş. Hatta bir köpek daha alalım demiş.
Paylaş