Sayın savcım Netflix üyeliğimi bırakayım mı

KEMAL Kılıçdaroğlu’nun avukatı, “Digiturk aboneliğinden çıktığı için” gözaltına alındı ya...

Haberin Devamı

Beni de çok büyük endişeler sardı...

Sayın savcılar lütfen bizi aydınlatın.

*

- Son günlerde Netflix’te yeni bir şeyler bulamıyorum. Acaba Netflix aboneliğimi bırakırsam başım belaya girer mi.

- Evdeki D Smart ve BluTV aboneliklerini ne yapmalıyım...

- Bu karardan sonra yeniden Digiturk’e dönenler etkin itirafçı haklarından yararlanabilir mi...

*

- Yakında dijital müzikten vinil plak dinlemeye geçmeyi düşünüyordum. Başıma iş açılır mı...

- Evde eski bir iPod buldum. Acaba hemen imha mı etmeliyim...

*

17-25 Aralık’tan sonra şaraptan viskiye geçtim. Acaba FETÖ’cülükle suçlanma nedeni olabilir mi...

- Geçen yazdan beri sıvı bal yerine petek bal yiyorum. Bu değişiklik 15 Temmuz’a bağlanabilir mi...

*

- Bu yaz sırtüstü yüzmeden, yüzüstü yüzmeye geçtim. Acaba bir gizli tanık beni ihbar edebilir mi...

*

Haberin Devamı

- Bu yıl Gazi Koşusu’na gitmedim. Savcılar bunu “FETÖ’cü bir takiye’ olarak yorumlayabilir mi.

*

Çok endişeliyim... Geceleri uyku uyuyamıyorum...

ALLAH RAZI OLSUN BENİ FETÖ’CÜLÜKTEN DİGİTÜRK KURTARMIŞ

haberi okuyunca, “Vay canına” dedim...

Sırtımdan soğuk sular döküldü...

“Beni FETÖ’cülükten” içeri atılmaktan Digiturk kurtarmış...

Çünkü bir ara ben de Digiturk’e kızıp aboneliğimi sildirmek istemiştim...

Meğer ByLock kullanmaktan bile betermiş.

Ama beni Allah korumuş.

Çünkü işlemler o kadar zordu ki, bir türlü sildiremedim.

Evde hâlâ Digiturk aboneliğim var ve şimdi ona gözüm gibi bakıyorum.

Dün ilk işim abonelik ücretimin zamanında ödenip ödenmediğini kontrol etmek oldu.

Çünkü FETÖ’cülükten içeri almaya kalkarlarsa gelen polislere diyeceğim ki, “Aha işte taş gibi Bein aboneliğim var...”

Umarım eve gelen polisler Digiturk’ün artık Bein olduğunu biliyordur da “Kardeşim sende Digiturk yok” deyip alıp götürmezler.

MEĞER TÜRKLÜKTEN İSTİFA DİLEKÇEM KABUL EDİLMEMİŞ

günleri hatırlıyor musunuz?

Hani Kürt açılımlarının yapıldığı, Şivan Perver’lerle kol kola mitingler düzenlendiği günleri...

“Türk hassasiyetini de dikkate alın” dediğim için AK troller tarafından neredeyse çarmıha gerildiğim, ne faşistliğimin, ne ırkçılığımın kaldığı günlerdi.

Haberin Devamı

Ben de tutup “Öyleyse Türklükten istifa ediyorum” diye yazmıştım...

Şakaydı tabii...

Ama gıyabımda bu istifamın kabul edilmediğini öğrendim.

Erdoğan Aslıyüce’nin “Türk Tarihinde Yazılmayanlar” adlı kitabını yeni okudum.

Kitapta “Türklükten istifa edenler” başlıklı bir bölüm var.

Osmanlı tarihinde Türklükten ilk istifa eden kişi Şeyhülislam Mustafa Sabri imiş...

Fakat baktım şeceresi felaket.

Kurtuluş Savaşı’na karşı...

İngilizlerle işbirliği yapmış... Sevr’in uygulanmasını istemiş.

Yunanistan’a kaçmış.

Sonra da bir dörtlük yazarak Türklükten istifa etmiş.

Tabii benimki onunkinin tersiydi.

Zaten o nedenle kitabın yazarı Erdoğan Aslıyüce “Özkök’ün yazısı dosdoğruydu. O yüzden onun istifasını kabul etmiyorum” diyor.

Haberin Devamı

ŞEYHÜLİSLAM’IN İSTİFA DÖRTLÜĞÜ

MUSTAFA Sabri Türklükten istifa dilekçesini şu dörtlükle vermiş:

“Yalnız Müslüman ve insan

Olarak kalmak üzere Türklükten

Şeref ve izzetimle istifa

Ediyorum Allah’ın huzurunda...”

Bir de şöyle tövbe etmiş:

“Tövbe Yarabbi tövbe Türklüğüme

Beni Türk Milletinden addetme.”

Kurtuluş Savaşı’nda İngilizlerle, Yunanlarla işbirliği yapıp, sonra izzet ve şereften, üstüne bir de Müslümanlık’tan söz edebilmek...

Ne Osmanlı’ymış be...

BAKIN TÜRK KELİMESİNİ MÜFREDATTAN KİM ÇIKARMIŞ

- VEZİRİ AZAM, yani başbakan Damat Ferit Paşa hükümetinin maarif nazırı (eğitim bakanı) Fahrettin Rumbeyoğlu, okul kitaplarından “Türk” kelimesinin çıkarılmasını emretmiş.

Haberin Devamı

BASINDA HANGİ GAZETECİ, HANGİ TARİKATTANDIR

GAZETECİLİK mesleğinin adı büyük damarları vardır.

Birincisi 21’inci yüzyılda hâlâ simit ve çay içmeyi en büyük erdem sayan kesim.

İkincisi ise daha 20’nci yüzyılın ilk yarısında, gazetecilerin de iyi yaşamaları gerektiğini savunan damar.

*

“İyi yaşama ekolünün” de iki ayrı tarikatı vardır.

- Birinci grupta “distilen (damıtık) içki tarikatının” üyeleri vardır.

Bu grup da ikiye ayrılır.

- “Blend viskiciler” kolunun en büyük temsilcisi rahmetli Çetin Altan’dı...

O  Johnnie Walker aşiretinin şeyhiydi.

*

- Viski ekolünün genç kuşağını temsil eden “single malt” tarikatının temsilcisi ise, davetli olduğu evde Erdoğan’ın önünde bile “Talisker var mı” diye sorma cesaretini gösteren Sabah yazarı Emre Aköz’dür.

*

Haberin Devamı

- İkinci grup ise ‘fermente içkiler’ koludur.

Bu tarikatın tartışmasız şeyhi Güneri Cıvaoğlu’dur.

Kendisi bana, gazetecilikte sabah saat 07.00’de şampanya içme sanatını öğreten kıdemlimizdir.

Fermente içki ekolünün “şarap kolunun” önde gelen üyelerinden biri de bendenizim.

*

“Peki ya rakı grubu” diye soracaksınız...

Onlar daha çok çay-simit ekolünün, İstanbul’da “Asmalımescit”, Ankara’da “Tavukçu” nostaljisi ile yaşayan bir alt kategorisi olarak değerlendirilebilir...

Nesli tükenen ve kesinlikle korunmaya alınması gereken bir grup olarak kabul edilmektedir.

Sayın savcım Netflix üyeliğimi bırakayım mı

- Contemporary Art İstanbul’un özel açılış gecesinde benim tarikatın lideri Güneri Cıvaoğlu ile birlikteydim.

Liderimizin dışarıdan gelecek bütün tehlikelere karşı gardını almış gösteren bu efsane fotoğrafını bizzat çekerek tarikat duvarlarımıza astım.

BİR TÜRK ‘O HALDE’Yİ NASIL OKUR, NE ANLAR

Sayın savcım Netflix üyeliğimi bırakayım mı

Contemporary Art İstanbul’da gördüğüm Meltem Şahin’in bu üç eserinin adı “O Halde...”

İngilizce adını “In that case” olarak yazmışlar.

Yani “şu halde” gibi “o halde”.

Tabii içimdeki munzur bunu “OHAL’de” diye okudu.

Orada küçük bir anket yaptım.

Herkes benim anladığımı anlıyordu.

Neticede hepimiz OHAL rejiminde yaşıyoruz ve bu da anormal bir hal.

Ahşap üzerine karışık teknikle yapılan bu üç esere bakın.

Bakalım siz ne halde anlayacaksınız.

DOLDURUŞA GETİRME BİZİ SELDA ABLACIĞIM

Sayın savcım Netflix üyeliğimi bırakayım mı

GENÇ bir gazeteci olsam böyle seslenirdim ona...

Biz Digiturk aboneliğimizden içeri girmeyelim telaşını yaşıyoruz.

Selda Bağcan ise son albümünde resmen bizi dolduruşa getirmeye uğraşıyor.

Bir kere şarkının adına bakın:

“Yaz Gazeteci”...

Emrin olur Selda Abla, ne yazalım...

“Aman gazeteci gel bizim köye bizim halları da yaz”.

Yazamam ablacığım...

“Şehirden asfalt geçmeyen yolları yazma bizim köyde eşek geçmeyen yolları yaz...”

İyi yazayım da başım belaya girsin yani...

Ablacağım sen en iyisi çıkardığın bu harika “remiks” albümünü al, Barcelona’da Primavera’da çal, söyle, oradaki
Katalan gazetecileri dolduruşa getir...

Bizden sana hayır yok...

REMİKS

- REMİKSLERİ çok sevdim.

Selda Bağcan giderek bir uluslararası fenomen oluyor...

Bu Kozmonotosman remiksini de çok sevdim.

Tabii ki “Kâtip Arzuhalim”de Acid Pauli, Jamie remiksi de çok iyi...

HARBİ İYİ ROCK

- BU hafta Yüzyüzeyken Konuşuruz grubunun 2014’teki albümü “Otoban Sıcağı”ndaki “Sen Taştan” şarkısına kaptırdım.

Harbi iyi bir rock.

Bir konserde dinlemeyi de çok istiyorum.

Bu arada geçen hafta çıkan “Sandal” adlı şarkıları da çok iyi.

BU HAFTA YABANCI TOP 5

- Lucy Neville: “Fall At Your Feet”

- Lions Head, Cotone: “True Love-Cotone Remix”

- Pink: “What About Us”

- Felix Jaehn, Mike Williams: “Feel Good”

- Miriam Brynt, NEİKED: “Rocket”

BU HAFTA YERLİ TOP 5

- Gündoğarken: “Aşk Bu Sana Benzer”

- Aleyna Tilki: “Sen Olsan Bari”

- Mehmet Erdem: “Yatacak Yerimiz Yok”

- Dolu Kadehi Ters Tut, Canozan, Deniz Tekin: “Belki”

- Mabel Matiz: “Ya Bu İşler Ne”

 

Yazarın Tüm Yazıları