Paylaş
65 yaşında, iyi görünümlü, yakışıklı bir erkek.
Belli aralarla LifeCo’ya gelip, detoks yapanlara küçük seminerler yapıyor.
“Bana kendini anlat” diyor.
Ve ilk günün iyi haberleri birden silinip gidiyor.
“Güne en az 3 büyük fincan filtre kahve içerek başlıyorum. Ekmeği ve makarnayı çok seviyorum. Her gün en az yarım şişe şarap içiyorum. İşim dolayısıyla ve keyfim için çok çok geziyorum. Dünyanın en ünlü şeflerinin yaptığı yemekleri tadıyorum. Kilomu uzun yıllar fikslemiştim. Ama bu yıl ucunu bıraktım. Ayrıca düzenli spor yapıyordum, son 6 ay ihmal ettim.”
“Bitti mi” diyor...
Evet deyince ilk cümlesini patlatıyor:
“Durumun çok fena... Her an patlamaya hazır bir dinamit gibisin... Bu dinamitin ne zaman patlayacağı da hiç belli olmaz.”
Bu cümlesinden sonra, benim içtiğim şaraptan başlayıp, sonunda Tevrat’ın “Yaratılış” bölümünden bazı cümlelerle biten bir sohbet geliyor.
İlk şok iştah...
Aman Allah’ım meğer iştah neymiş...
AÇLIK DOĞAL DUYGUDUR İŞTAH İSE ÇOK TEHLİKELİ
"İŞTAH tehlikeli bir duygudur” diyor.
Tepkim şu oluyor:
“Size anlattığım kadarı ile ben iştahlı bir insanım. Bana hep, iştahın sağlık belirtisi olduğu söylendi.”
Cümlemi bitirmeme izin vermiyor:
“O senin dediğin açlık duygusu... Açlık ve iştah birbirinden farklı şeyler.”
Nasıl yani...
“Açlık tabii bir şey. İştah tabii değil. Açlık öğrenilen bir şey değil. Doğumdan gelen bir duygu. İştah ise sonradan öğrenilen bir şey. Açlık tatmin edilebilir. İştah ise tatmin edilemez.”
Anlattığına göre, başımıza ne geliyorsa “tabiata karşı davranmaktan” geliyor.
Bu durumda, insanın “daha lezzetli yemek arayışı” onun sonunu getiren şeylerden biri.
KADIN DOĞAL BİR ZEVK ŞARAP İSE DOĞAL DEĞİL
KENDİMİ bildim bileli iyi yemek, şarap ve kadın seviyorum.
Bu durumda iştahlı olduğum, zevk aldığım her şeyden vazgeçmem mi gerekiyor?
“Kadından vazgeçmen gerekmez. Çünkü o tabii bir duygu. Ama şarap ve iyi yemek dediğin şey, insanoğlunun bulduğu bir şey.”
Mesela şarap... Bir çocuğa ilk içirdiğin zaman yüzünü buruşturur. Çünkü bildiği bir tat değildir. Ama ana sütünü içtiği zaman yüzünü buruşturmaz.
Bu defa o bana soruyor:
“Sigara içiyor musun?”
- Hayır...
“Niye içmiyorsun?
- Çünkü sağlığa zararlı.
“Öyleyse şarabı niye içiyorsun? O da zararlı...”
Kem küm ediyorum ama o önüne vole kalkmış futbolcu gibi çakıyor:
“Uyuşturucu alışkanlığın olsa bırakmaya çalışmaz mısın?”
- Tabii ki...
“Öyleyse alkolü bırakmayı neden denemiyorsun...”
Pİ'NİN HAYATINA BİR DE ELMA VE TAVŞAN GİRERSE
SOHBET tabiattan öğrenilmiş duygularla ilgili şu örnekle devam ediyor.
Tabiatın verdiği içgüdülerin, tabii olanı gösterdiğini söylüyor.
İçgüdü çocuklarda 3 yaşından sonra kaybolur. Çünkü onun anne-baba tarafından öğretilen davranışları gelir. Ama hayvanda kaybolmaz.
Bir odaya bir çocuk, bir tavşan ve bir elma koysalar ne olur?
Çocuk elmaya yönelir ve onu yemeye çalışır, tavşanla ise oynar. İçgüdüsel davranışları budur çünkü. Ama aynı odaya bir kaplan, bir tavşan ve bir elma koysak, kaplan tavşanı yemeye çalışır. Bu da onun tabii davranışıdır.
Oysa peynir tabiatta olan bir ürün değildir. Yemeği pişirme tabiatta olan bir şey değildir. İşlenmiş yiyeceklerin hepsi, insanın tabiatla mücadelesi sonucu bulunmuş şeylerdir ve hepsi de zararlıdır.
Dolayısıyla iyi ve uzun yaşamak istiyorsan, tabiata dönmelisin.
Gözümün önüne “Pi’nin Hayatı” filmi geldi.
Bir teknenin üzerinde bir kaplan ve bir çocuk...
TANRI'YA 'SEN YANLIŞ YAPTIN, BİZ DÜZELTECEĞİZ' DİYORUZ
BU noktadan itibaren işin metafizik boyutuna geçiyoruz.
“Tabiata karşı mücadele etmek ne demektir? Biz Tanrı’ya ‘Sen yanlış yaptın, biz bunu düzelteceğiz’ diyoruz. Mümin biziz, yaratan o. Dolayısıyla düzeltilmesi gereken de biziz.”
Öyleyse ne yiyeceğiz?
“Ne yiyeceğimizi Tanrı kutsal kitaplarda zaten söylemiş. Açın Eski Ahit’i orada ‘Size yemeniz için şunu şunu verdim’ diyor. Nedir bunlar? Rab ‘Yemeniz için size sebzeler ve meyveler verdim’ diyor. Uzun yaşamanın sırrı da burada.”
BENİ UKRAYNALI YOGA HOCASI İKNA ETTİ
YOGA bana göre bir şey değil. Çocukluğumdan beri bağdaş kurup oturamam. Belim yeterince esnek değil.
Ama Ukraynalı yoga hocası beni ikna etti.
Gerçekten hayatımda ilk defa bir saatlik seansı sonuna kadar tamamladım.
Ama altıma ve kollarımın altına tuğla şeklinde destekler alarak.
ARKADAŞLARIMIN EN MERAK ETTİĞİ ŞEY
Detoksa gittiğimi hangi arkadaşıma söylesem şu soruyla karşılaştım:
“O şeyi de yaptıracak mısın?” Yani “Angel water” (Melek suyu) uygulaması.
Hemen hepsi sıkı sıkı tembih etti: “Sakın yaptırma”.
Yarın detoks maceramı işte bu soruya cevap vererek tamamlıyorum.
“O şeyi de yaptırdım mı...” Bir de şu sorunun cevabını öğreneceksiniz.
Ailenizde kalp ve kanser varsa, kalıtsal riskiniz nedir?
Paylaş