Paylaş
-17 Aralık’ın malum şahısları...
-Saatlerden saat beğenemeyen arkadaş.
-Cepleri tıka basa dolu takım elbiselere düşkün kardeşim.
-Gece yarıları eve gönderilen çikolata kutularının altına yeşilden halılar dizdiren birader.
-Ayakkabı kutularındaki Manolo Blahnik’leri çıkarıp eşine verdikten sonra içini tıka basa yeşil banknotlar dolduran müdür.
-Ve hepsinin arkasındaki eski sakallı yeni sakalsız, eski kilolu yeni fit arkadaş...
Yani sen... Kırmızı plakalı VIP zevatın hayırsever vasisi...
* * *
Türkiye’de şimdilik yırttınız, ama bilin ki kâbus bitmedi...
Asıl kâbus şimdi başlıyor...
Belki duymadınız, bugün baykuşluk yapıp kötü haberi ben vereyim.
İran’daki biraderiniz Babek Zencani’nin hakkında 200 bin sayfalık iddianame tamamlandı.
Davası yakında başlıyor...
* * *
Üstelik, dava öyle bir hâkime verildi ki, adam yedi bela...
Yani diyeceğim, Zencani büyük bir ihtimalle konuşacak..
O, orada konuştukça, buradakilerin dili tutulacak...
Belki tepelerde bazılarının da canı sıkılacak...
Dosya burada kapandı, ama orada ağzına kadar açıldı...
* * *
Kötü haberi ben verdim, iyisini de ben vereyim.
Dosya çok kabarık, okunması falan vakit alır..
Yargılama süreci en az iki-üç ay sonra başlayacak..
Yani arkadaş, yazın tadını çıkar...
Bu 6 bin kişilik trol sürüsünün maaşını kim ve nereden ödüyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ahmet Hakan’a veridiği mülakatta açıkladı:
“AKP emrinde 6 bin kişilik bir trol kadrosu” çalışıyormuş.
Bu rakam daha önce de ortaya atıldı ve yalanlayan çıkmadı.
O zaman vatandaş olarak merak ediyorum:
-BİR: Her gün bu ülkenin insanlarına iftira atan, hakaret eden, tehdit eden bu 6 bin kişilik sürünün maaşını kim, nereden ödüyor...
Her birine ayda 500 lira verseniz, ayda 3 milyon lira eder. Bu para nereden geliyor?
Devletin mi partinin mi kasasından...
-İKİ: Bu ülkenin Genelkurmay başkanı, hiç kullandırtmadığı, hatta bazılarını kapattığı, kanunla kurulmuş internet siteleri nedeniyle hapse atıldı.
Peki her gün haysiyet cellatlığı yapan bu iftira ve hakaret sürüsüne nasıl izin veriliyor...
Yani asker yapınca kötü, sivil yapınca iyi mi oluyor.
İLGİLİSİNE NOT: “Trol”, Saray’ı en küçük eleştirilere karşı korumak ve eleştiriyi yapanları her türlü hakaret, iftira ve tehditle sindirmek, korkutmak ve itibarsızlaştırmak üzere kiralanmış, paralı, kadrolu Twitter, internet, SMS ve WhatsApp çetelerine verilen isimdir.
Allah aşkına ‘Reis’in yanında kalan şu pespaye kadroya bakın
SON zamanlarda büyük ilgiyle okuduğum yazarların başında Cengiz Çandar geliyor. Suriye ve Yunanistan yazıları harika...
Bilgi, bakış açısı, yorum zekâsı ve renkleri...
Bir zamanlar Erdoğan’ı destekliyordu...
Artık karşısında...
Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu, Murat Belge, Ahmet İnsel, Fehmi Koru, Şahin Alpay...
Artık onlar da uzaklaştı...
Bir Erdoğan’la arasına mesafe koyan bu aydınların entelektüel bagajlarına, geçmiş mücadelelerine, duruşlarına bakın, bir de Saray Yakup Cemil’lerinin pespayeliğine... Adlarını ağzıma almak bile içimden gelmiyor.
Epey görmüş geçirmiş biri olarak söyleyeyim...
Saray’da kalan bu adamlarla kurulsa kurulsa bir “Reis”lik sistemi kurulabilir...
Demokratik bir başkanlık sistemi değil...
Ki milli irade onu da reddetti...
Bir mevlit ve hatim duasında sevdiklerim ve üzüldüklerim
DÜN Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinde yarım sayfalık bir ilan vardı.
Türk Eğitim Vakfı, vakfın kurulmasına ve gelişmesine emeği geçen vefat etmiş yöneticileri için bugün saat 14.30’da Teşvikiye Camisi’inde mevlit ve hatim duası yaptıracakmış.
* * *
Ölüm insanı eşitler...
Ne yazık ki bazı ölüm ilanları eşitsizliği ilan ediyor...
Ama bu mevlit ilanı insana huzur veren bir kültür ve saygıyla hazırlanmış. Vakfın kuruluşunda rahmetli Vehbi Koç’un maddi ve manevi şahsi katkılarını herkes biliyor.
* * *
Oysa bu ilan, alfabetik sıraya göre hazırlanmış..
Vehbi Koç ve eşi Sadberk Hanım orta sıralarda yer alıyor...
Vakfın şu anki başkanı Ömer Koç... Dedesine özel bir protokol uygulayabilirdi...
Yapmamış...
Şaşırmadım, onun kültürüne ve zarafetine çok yakışan bir davranış. Listeye bakarken üzüldüğüm bir şey de oldu.
Zeki Müren ve Ferdi Özbeğen’in adları var...
Onların vakıfta yöneticilik yaptığını bilmiyordum.
Bu iki isim bana, son LGBT yürüyüşünde insanlara yapılan muameleyi, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da, insanları eşcinselleri öldürmeye kışkırtan pankartları hatırlattı....
* * *
Ülkemin 21’nci yüzyıla böyle bir zihniyete dur diyememenin utancı ile girmesine üzüldüm.
* * *
Türk Eğitim Vakfı 1967 yılında, “Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak ve devlete yardımcı olmak” amacıyla 201 iş insanı tarafından kuruldu.
Çok insan yetiştirdi... O insanlar bu ülkeye çok büyük hizmetler yaptı.
ÖZEL NOT: Listede bir şey dikkatimi çekti.
Bildiğim kadarıyla vakfın ilk başkanı rahmetli Nejat Eczacıbaşı idi ama onun adını listede göremedim.
Acaba unutkanlık mı, yoksa ben mi yanlış biliyorum.
Paylaş