Paylaş
Devam edeceğim yani...
Türk ordusunun Genelkurmay Başkanı’na sesleniyorum. Bir vatandaş olarak tepkimdir.
Ağlama kardeşim.
Evet insansın.
Evet yüreğine o genç çocukların acısı düşmüş.
Evet, içinden fışkırıyor o ıstırap...
Eğer öyleysen;
Eğer kendini tutamayacak kadar kötü durumdaysan, vur kapını, kapan odana, “Bana telefon bağlamayın” de.
Ağla katıla katıla...
Ama bizim önümüzde ağlama.
Sen ağlarsan, sen de ağlarsan;
Bu ülkenin, Çanakkale’de bile ağlamayan komutanları ağlamaya başlarsa, bu millet, Türkiye ne yapar?
Zırlar kardeşim.
Evet zırlar.
O durumda da komutanına “Zırlama” diyemeyeceği için, geçer aynanın karşısına, kendi suratına haykırır, “Zırlama kardeşim.”
Gazetelere bakıyorum.
Hepimiz matahmış gibi komutanın ağlamasına bakıyoruz.
Bakmıyoruz.
Hayranız, hayran.
İnsani duyguları ne kadar yüksek bir komutanımız var.
Kimse ondan gayri insani bir tutum beklemiyor.
Ama terörle mücadele bir savaşsa, bu savaşın psikolojik cephesinde hezimete uğramamalıyız.
Yanlış anlamayın, “Erkekler ağlamaz” gibi pespaye bir hamasetten söz etmiyorum.
Siyasi irade, bütün sorumluluğunu alarak “Ben terörü cephede yeneceğim” demişse, bunun gereği yapılacak.
Komutan metin duracak.
Metin duracak ki;
Terörle böyle mücadelenin gereğine ve doğruluğuna biz de inanıp, arkasında duralım.
Ama evladını dağlarda terörle mücadeleye gönderen bu millet, her cenazede ağlayan bir komutanın arkasında nasıl duracak?
* * *
Sonra diyoruz ki:
Bu gözyaşları “bölgesel süper güce” yakışmıyor.
Bütün etrafına ve efradına çekidüzen vermeye çalışan, yükselen deve yakışmıyor.
O yüzden, buyurun sizi şöyle içeri alalım.
Orada katıla katıla ağlayın.
Ama ne olur bize göstermeyin.
Çünkü millet olarak, bize bu terör belasını yeneceğimiz söyleniyor. Biz de inanmaya devam ediyoruz.
Rica ediyoruz, lütfen diyoruz:
Hiç olmazsa moralimizi bozmayın, inancımızı sarsmayın...
Paylaş