Paylaş
O gün, New York Times gazetesinin Kahire bürosundaki gazeteci Vivian Yee, merkezden şu talimatı aldı:
“Hemen Tunus’a geçip olayı oradan takip edin...”
1. ERTESİ SABAH İLK UÇAKTAN İNER İNMEZ BAŞINA GELEN
- VIVIAN Yee ertesi sabah ilk uçakla Tunus’a uçuyordu.
Yanında iki yardımcı daha vardı.
Tunus’a iner inmez sokakta gördükleri insanlarla mülakata başladılar.
Daha üçüncü kişiyle görüşürken, yanlarına gelen polisler onları alıp merkeze götürmüş ve gözaltına almıştı.
Bu olay bir anda Tunus sosyal medyasında patlamış ve günün en önemli olayı haline gelmişti.
Olay dünyaya da yayılıp tepkiler artınca, üç gazeteci serbest bırakılmıştı.
Asıl olay ise işte o andan itibaren başladı.
2. TELEFONDAKİ KİŞİ ‘ÜZERİNE UYGUN BİR ŞEYLER GİY’ DİYOR
- SERBEST bırakılan Vivian Yee daha kapıdan çıkarken telefonu çaldı. Arayan Tunus Cumhurbaşkanlığı Protokol Dairesi’nden bir yetkiliydi.
“Sizi bir saat sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na bekliyoruz” dedi...
Telefonu kaparken son cümle olarak da şunu ekledi:
“Üzerinize uygun bir kıyafet giyinin...”
Bu son cümlenin anlamı açıktı.
Cumhurbaşkanını göreceklerdi...
Böyle bir günde bir gazetecinin başına konabilecek en büyük talih kuşuydu...
Amerikalı gazeteci hemen çarşıdan bir elbise alıp Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitti.
Kendisini protokol müdürünün odasına aldılar. Orada, nereye oturacağı, Cumhurbaşkanı salona girince nasıl ayağa kalkacağı, elini nasıl sıkacağı ayrıntılı şekilde anlatıldı.
Her türlü bilgi verilip bittiği sırada hiç beklenmedik bir şey oldu.
3. BU NE, BUNUNLA BAŞKAN’IN YANINA ASLA GİREMEZSİNİZ
- PROTOKOL müdürünün gözü son anda, kadın gazetecinin ayağına takılmıştı...
Ayağında sandalet ayakkabı vardı. Müdürün yüzü asıldı ve “Bu ayakkabılarla Rais’in önüne katiyen çıkamazsınız” dedi...
Bunun üzerine sarayda görevli kadınlardan birinden hafif topuklu, parmak uçları kapalı bir çift ayakkabı bulundu.
Ama bir sorun daha vardı.
Ayakkabı Amerikalı kadın gazetecinin ayağına bol gelmişti.
Zaman yoktu ve Vivian Yee, attığı her adımda ayağından fırlayan ayakkabı ile salona girdi...
Tunus’un güçlü başkanı salona girdi, Yee ayağa kalktı, ayağındaki bol ayakkabı ayağından fırlar gibi oldu, hemen durumu düzeltti, Başkan’ın elini sıkıp yerine oturdu.
Ancak oturduğu an, ayaklarla ilgili meselenin henüz kapanmadığını anladı.
4. BAŞKAN’IN ARKASINDAKİ MÜDÜR DURMADAN EL KOL İŞARETİ YAPIYOR
- NORMAL bir Amerikalı gibi, kadın gazeteci bacak bacak üstüne attı, güçlü başkana baktığı sırada, onun tam arkasındaki protokol müdürünün kendisine el kol hareketleriyle bir şey anlatmaya çalıştığını fark etti.
Protokol müdürü “Bacağını indir” demeye çalışıyordu.
Rais’in önünde kimse bacak bacak üstüne atamazdı.
O zaman anladı ki, Arap aleminin başkanlık sisteminde, ayaktan başlayıp, bacaklara doğru çıkan bir adabı muaşeret protokolü vardı.
Gazeteci ayağını indirdi.
5. BİR İNSAN 67 YAŞINDA DİKTATÖR OLUR MU HİÇ
- AYAK bacak meselesi halledildikten sonra güçlü başkan konuşmaya başladı:
“İfade özgürlüğü ülkesi Tunus’a hoş geldiniz...”
Bunu, “3 kişiden fazla insanın bir araya gelmesinin yasaklandığı” günlerde, daha üç saat önce gözaltına alınmış üç gazeteciye söylemesi biraz tuhaf kaçsa da burası Arap dünyasıydı ve normaldi.
Özgürlük tiradı orada bitmedi. Başkan, masasının üzerinden bir dosyayı aldı...
Bu, Amerikan Anayasası’nın internetten indirilmiş bir yazılı kopyasıydı ve ilk cümlesini okudu:
“Biz Amerikan halkı mükemmel uyumlu bir birlik kurmak için...”
Sonra okumayı bırakıp konuşmasına devam etti:
“Ben yıllardır üniversitede bu anayasayı ders olarak okutuyorum. Nazi işgalinden sonra Fransa’da demokrasiyi yeniden inşa eden De Gaulle’ü anlatıyorum. 67 yaşımdan sonra benim gibi bir insanın diktatör olacağını nasıl düşünebilirsiniz...”
6. DURUN, BEN SİZİ BURAYA SORU SORMANIZ İÇİN DAVET ETMEDİM
- KONUŞMA tam bu noktaya geldiğinde, Amerikalı gazeteci sözünü kesip bir soru sormak istiyor.
Ama hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşıyor: Başkan, “Durun” diyor, “Sizi buraya mülakat yapmanız, soru sormanız için davet etmedik...”
Amerikalı gazeteci o an durumu fark ediyor. Bu konuşma o sırada hükümete ait bir kamera tarafından kaydedilmektedir. Başkan tek taraflı olarak görüşlerini aktarmaktadır ve bu video biraz sonra Cumhurbaşkanlığı’nın Facebook hesabına konacaktır...
İyi de böyle bir şey için Amerikalı gazeteci niye saraya davet edilmiştir?
Cevabı, geçen hafta yazdığım Trump’ın kendine düşman gazeteciyle görüşmesi olayındaki cevabın aynısıdır.
Tunus Cumhurbaşkanı kendini dünyaya anlatmak istiyordu ve bunu ancak itibarlı bir medya ile yapabileceğini bilmekteydi.
7. BAŞKAN’IN HESABA KATMADIĞI BİR ŞEY VARDI VE GAZETECİ ONU YAPTI
- AMA hesaba katmadığı şey, New York Times muhabirinin ve gazetenin yapacağı çok zekice hareketti. Soru soramayan, mülakatı yapamayan gazeteci, bu olayın hikâyesini öyle güzel yazacaktır ki, mülakattan daha çok okunacaktır.
Bu olaydan geriye kalan şey nedir, derseniz...
Tunus’un 2019’da seçilen başkanı Kays’ın halk arasındaki takma adı “Robocop”tur...
Yani o biyonik polis filminin kahramanı...
Arap alemi siyasette “başkanlık sistemi”ni Nasır’la keşfetti...
Nasır’ın halkı arasındaki adı “Rais”ti...”
Demokrasi geleneğine sahip olmayan Arap alemi, Tunus’ta da görüldüğü gibi, “Anayasal Başkanlık Sistemi”ni anında “Raislik Rejimi” haline getiriyor...
8. PARMAK ARASI TERLİK VE SANDALET ERKEĞİ BOZAR DİYENE PRİM VERMEYİN
- HEP söylüyorum... Cumhuriyetini 100 yıl önce kuran Türkiye, İslam aleminde hâlâ sandığı ve demokrasiyi yaşatabilen ter örnektir...
Hepimiz kıymetini bilelim...
Parmak arası terliğe gelince...
Ben parmak arası terliği severim.
Bazı maço Türk erkeklerinin dediğine inanmam. Parmak arası terlik erkeği bozmaz ve yakışır... Ayrıca Ortadoğu’da devrilen diktatörlerin yıkılan heykellerine fırlatmak için de çok elverişli bir alettir...
MÜZİKTE HARİKA BİR VİNTAGE HAFTASI
GEÇEN hafta streaming platformlara konan yeni şarkılara bakınca şu görülüyor:
Harika bir “vintage müzik haftası”.
Önerim iki harika şarkı:
- TONY BENNETT-LADY GAGA: “I Get a Kick Out Of You...”
Cole Porter’ın 1934 yılı Broadway müzikali “Anything Goes” müzikalinden çekilen filmle parlayan harika bir şarkı.
Big Band döneminin klasiklerinden biri.
Frank Sinatra ve Ella Fitzgerald gibi devler söylemişti.
Tony Bennett ve Lady Gaga bunu 2015’te birlikte söyleyip Grammy aldılar.
Bu şarkı şimdi yeniden streaming’e kondu. Bir kere daha anladım ki...
Lady Gaga büyük bir caz şarkıcısı...
Bir “Diva” o...
ÇOK BÜYÜK BİR FRANK SİNATRA ŞARKISI YENİDEN
- FRANK SINATRA: “I Believe I’m Gonna Love You...”
Frank Sinatra’nın dünyaca en çok bilinen şarkılarından biri değil. 1975 yılında, Sinatra’nın klasik döneminin son yıllarına ait bir şarkı...
45’lik olarak çıktığı yıl, plağın birinci yüzündeki şarkı listelerde 45 numaraya kadar çıkmıştı.
B yüzündeki bu şarkı ise listelere bile girememişti.
Ama bana göre en güzellerinden biri...
Özellikle sakin gecelerde tavsiye ederim.
Paylaş