Paylaş
Ahmet Kaya’yı anma töreninin yanında çok, ama çok mütevazıydı.
Ama bu anma töreni, bundan 10 yıl sonraki anma törenlerinin ilk işaret fişeğiydi.
* * *
Acaba bundan 10 yıl sonra kimler, kimleri anmak için hangi toplantıları yapacak?
Şöyle küçük bir liste çıkardım.
- Eminim bundan 10 yıl sonra Kuddusi Okkır bir törenle anılacak.
Mezarın içine inip babasını kucağında toprağa veren o çocuğun bakışlarını hiç unutmadım.
Gülten Kaya eşini unutturmadıysa, o çocuk da babasını hiç unutturmayacaktır...
Hiç kuşkum yok, arkadaşları Kuddusi Okkır için bir tören düzenleyecekler.
Eminim, Ahmet Kaya’nınki kadar şaşaalı, onunki kadar destekli olmayacak.
Ama eminim en az onunki kadar etkili olacak.
- Eminim; bundan 10 yıl sonra, Türkan Saylan için mutlaka bir anma töreni yapılacak.
Bu dönemde ona yapılanlar, atılan manşetler lanetlenecek.
Kanserle mücadele ederken ona yapılan haksızlıklar, mutlaka ortaya konacak.
O haksızlıkları yapanlara kimlerin, hangi servisleri yaptığı ortaya konacak.
- Eminim; bundan 10 yıl sonra Yarbay Ali Tatar için mutlaka bir anma töreni düzenlenecek.
Sanatçı olmadığı için, belki Ahmet Kaya’nınki kadar ses getirmeyecek.
Ama o mütevazı törene katılanlar, olup biteni içine sindiremeyip intihar eden arkadaşlarına atılan iftiraları hatırlatacaklar.
O manşetler ki; daha cesedi soğumadan tek tek iftira olduğu anlaşılmıştı.
* * *
- Eminim, bundan 10 yıl sonra Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve başka gazeteciler, artık 28 Şubat’ı katbekat aratacak hale gelen bu dönemin gaddarlıklarını, basın üzerindeki baskılarını anma töreni düzenleyecekler.
Gazeteciler tek tek kürsüye gelecek, dev ekranlara onların Silivri’deki hallerini gösteren fotoğraflar, filmler yansıyacak.
Bu dönemde işini kaybeden gazeteciler, postmodern MacCarthy’sizmin gadrine uğramış medya mensuplarının isimleri tek tek okunacak, hepsi alkışlarla yüceltilecekler.
- Eminim bundan 10 yıl sonra yumurta olaylarını anma törenleri düzenlenecek.
Bu olaylar, bir zamanlar Yunanistan’daki “Atina Siyasal Bilgiler” olayları gibi, Tiananmen fotoğrafları gibi anılacak.
Eminim Türkiye daha şimdiden bu 10’ncu yıl anmalarına hazırlanıyor.
Bunlarla yüzleşeceğiz.
Bugünün moda olan ama benim midemi bulandıran deyişiyle, “Türkiye, sindirim sistemini böyle temizleyecek”.
Gerçek ileri demokrasinin son rötuşlarını bu anma törenleri tamamlayacak.
İSVİÇRE’DEKİ HESAP KONUSUNDA ERDOĞAN SONUNA KADAR HAKLI
GEÇEN hafta yumurta olayı ile gündeme gelen Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bana hukukun ve ekonominin en temel kuralları öğretildi.
Onları hiçbir zaman unutmadım.
O bilgiler zaman zaman vicdanımın sesi olarak önüme geliyor.
Mesela;
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, durmadan Başbakan’a yükleniyor.
İsviçre bankalarında olduğu ileri sürülen parası ile ilgili olarak “Git belge al, hesabın olmadığını ispat et” diyor.
Geçen hafta yumurta olayının cereyan ettiği Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, daha birinci sınıfta bana şu öğretildi.
Bu laf, hukuken ileri demokrasiye uymaz.
İleri demokraside bir insana “Sen hırsızsın, sen katilsin, sen şusun, sen busun, git suçlu olmadığını ispat et” denmez.
İspat görevi iddia sahibinindir.
Hukukun bu en temel kuralına saygı göstermek, hepimizin menfaatinedir.
Ama o binalar bir basın-yayın öğrencisi olarak bana başka şeyler de öğretti.
Mesela;
- Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Yumurta atan gençlerin arkasında Ergenekon var” diyor.
Bu laf da, siyaseten ileri demokrasiye uymaz.
İleri demokrasiler hoşgörülü rejimlerdir.
- Başbakan kızdığı medya kuruluşları için “Borsada değeriniz düşer” diyor.
Ne etik, ne siyasi, ne ekonomik, ne de hukuken ileri demokrasiye hiç mi hiç uymaz.
İleri demokrasilerde bu bir tehdit olarak algılanır ve suçtur.
Nasıl? İleri demokrasilerin bu gerçek standartları herkese lazım değil mi...
Paylaş