Paylaş
* * *
Yer: Geçen hafta Bağdat...
Amerikalı yetkililer, geçen hafta Irak’taki “güvenilir bir arabulucu” ile Beşar Esad’a şu net mesajı iletti:
“IŞİD mevzilerini bombalayan Suriye jetleri, aynı bölgede uçuş yapan Amerikan jetlerinin hedefi değildir...”
Hemen belirteyim.
Bu mesaj, Amerikan yönetimi ile Esad yönetimi arasındaki güven arttırıcı ilk adımdı.
Esad’a iletilen bu meajın ilk somut yansıması, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin konuşmasıyla geldi.
Amerikan hükümeti içinde Esad’a en karşı konumdaki bakan, geçen günkü konuşmasında ilk defa “Çözüm için Esad ayrılmalıdır” ifadesini kullanmadı.
* * *
En vurucu mesaj dün New York Times gazetesinin manşetinden geldi:
“Batı, Esad başkanlığında bir Suriye çözümünü dikkate almaya başladı.”
Gerisini okumaya bile lüzum yok.
* * *
Şimdi Bağdat’tan Antakya’ya geçip sizden saklanan ikinci çok önemli bir mesaja geliyorum.
Yer Antakya: Suriyeli muhalif lider açıklıyor
YER: Dört gün önce Antakya’da bir otelin lobisi.
Masada küçük bir grup sohbet ediyor.
Konuşan kişinin adı Tarık Fares...
Suriye ordusunun laik düşünceli eski komutanlarından biri.
Uzun süredir Özgür Suriye Ordusu saflarında çarpışıyordu.
Fares arkadaşlarına kararını bildiriyor.
“Artık savaşmayı bırakıyorum...”
* * *
Devam ediyor:
“Amerikalılar bize hep kırmızı çizgileri olduğunu söylediler. Bizi destekleyeceklerini, silah vereceklerini söylediler. Ancak 4 yıl sonra şimdi bize ‘Esad en iyi çözüm’ diyorlar.”
Fares bunları kafadan atmıyor, söylerken elinde sağlam bir bilgi var.
Çünkü Amerika bu kararını geçen hafta, Türkiye topraklarında eğitilen Özgür Suriye Ordusu mensuplarına resmen bildirmişti.
Yani, Türkiye toprakları üzerindeki eğitim, fiilen anlamsız hale gelmiştir.
* * *
Çift hilalli istihbarat bitmedi.
Varan 3 geliyor...
İran Özel Kuvvetleri web sitesinden gelen istihbarat
YER: Önceki gün Tahran...
Öğleye doğru, İran’ın seçkin Devrim Muhafızları Birliği’nin web sitesine bir haber konuyor. İran ordusunun önde gelen subaylarından Muhammed Ali Allahdadi Suriye’nin İsrail sınırındaki bir roket saldırısında hayatını kaybetti.
* * *
Şimdi dikkat...
İran, üç ay içinde ikinci defa böyle özel bir duyuru yapıyor. Hatırlayın, Türk kamuoyu birincisini de benden öğrenmişti.
Aynı birlik, bir generalini de IŞİD saldırısına karşı Bağdat’ı savunan birlikler içinde savaşırken kaybetmişti.
Böylece İran’ın iki üst düzey komutanı, sınırımızın ötesinde çarpışırken hayatını kaybediyor.
* * *
Peki kime karşı savaşıyor bu komutanlar...
IŞİD’e karşı...
Bütün dünyanın gözünde kim daha sempatiktir...
Kafa kesen, insanları binaların tepesinden atan, toprağa gömen IŞİD’e tarafsız davranan mı, yoksa ona karşı savaşan mı... Türkiye’nin iki kilometre dışına çıkarsanız cevabını alırsınız.
* * *
Bitmedi, Tahran’dan Beyrut’a gidiyorum...
Oradan da çok önemli bir açık istihbarat var.
Beyrut’ta İzzet Çapa’nın başına gelenlere dikkat
YER: Beyrut, Hürriyet Kelebek yazarı İzzet Çapa, geçen hafta Beyrut’a gidiyor...
Beyrut, parası olan Türklerin en itibar ettiği hafta sonu destinasyonlarından biri..
İzzet Çapa, daha önce de gittiği Beyrut’ta gördüğü manzarayı pazartesi günü Hürriyet Kelebek’te anlatıyor.
* * *
Bugüne kadar hiç karşılaşmadığı zorluklar çıkarılmış.
Pasaport polisinden geçerken akla gelmedik sorulara muhatap olmuş, zorluklarla karşılaşmış.
Bindiği takside gördüğü manzara da buna benzermiş.
Çapa, “Burada bazı şeyler değişmiş” diyor...
* * *
Değişti tabii..
Hepimiz şunu bilelim ki, bugün, Gazze hariç Ortadoğu ve Arap ülkelerinin hiçbirinde Türkiye’nin itibarı, bundan 4 yıl öncesi ile aynı değil. Daha açık yazayım. Ülkemiz bu bölgede 1914’teki kadar yapayalnızdır.
Kimse çıkıp bana bunun “Şerefli bir yalnızlık” olduğunu söyleyip de ne beni ne de kargaları güldürsün.
* * *
Çift hilalli istihbarat bitmedi.
Beyrut’tan Hollanda’ya gidiyorum.
Hollanda’nın elindeki Türk TIR’ları envanteri
Yer: Geçen hafta Hollanda...
İşte o günün ertesinde, Hollanda’da muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Parti (CDA), bir açıklama yapıyor:
“Türk TIR’larının içinde bulunan malzeme ile ilgili bilgi elimizde...”
Bu bilgiyi nereden buldular derseniz, çok basit. Bu bilgiler bir gün önce internete sızmış.
Siz o TIR’ların içindeki malzemenin ne olduğunu halkınızdan saklıyorsunuz ama el âlem mermi numarasına kadar biliyor.
* * *
Hollanda’dan yapılan bu açıklama ne anlama geliyor...
Suriye’de bugüne kadar 200 binin üzerinde insan öldü.
Medeni dünya bu çapta bir insanlık dramına ilgisiz kalamaz.
Nitekim Sudan’da kalmadı ve Sudan Devlet Başkanı, Lahey’de mahkûm oldu.
* * *
Peki Suriye’deki katliamın faturası kime çıkacak.
Ankara’dan bakıp hemen “Tabii ki Esad’a” diyebilirsiniz.
Unutmayın ki Suriye de şu tezi işliyor:
Eğer Türkiye gibi ülkeler “Bu savaşa müdahale etmeseydi, verdiği silahların, radikal örgütlerin eline geçmesine engel olsaydı, bunun dörte biri kadar bile insan ölmezdi.”
* * *
Ben bu teze itibar edenlerden değilim.
Ama bugünlerde Türk TIR’ları ile ilgili bilgilerin de bu dram için toplanan belge ve delillerin arasına konduğunu işitirseniz hiç şaşmayın.
Bu ölümlerin faturasının bir bölümü Türkiye’ye de çıkarılabilir.
NOT: Bu yazıdaki bilgilerin bir bölümünü dünkü New York Times, Wall Street Journal gazetelerinden derledim.
Paylaş