Paylaş
Bir kızım, iki torunum var. Ülkeme karşı bütün vatandaşlık görevlerimi yerine getirdim.
Sicilimde bir suç yok.
Vergimi veriyorum.
Önceki gün Sultanahmet’te o bomba patladığı an, aklıma şu soru geldi:
* * *
Ülkem için, Türk vatandaşlarının güvenliği ve mutluluğu mu daha önemlidir, yoksa “Esed’in gitmesi mi...”
Bizim için, IŞİD belasından kurtulmak mı daha önemlidir...
Yoksa “Esed belasından mı...”
* * *
Görüyorum ki, artık bütün dünya, güvenliği için bir öncelik planı yaptı. Önce IŞİD belasından kurtulmak...
Kanlı örgüt, önce en kanayan yerimizde, Güneydoğumuzda vurdu. Sonra devletimizin en sembolik şehrinde, başkentimizde 100’den fazla insanımızın canını aldı.
Şimdi de bütün dünyanın bildiği, ülkemizin en sembolik meydanında, bizi ve misafirlerimizi vurdu...
* * *
Bilinçli, hesaplı, acımasız, gayriinsani bir katliam güzergâhı bu...
Canımıza, huzurumuza, ekonomimize ve itibarımıza kastediyor. Böyle bir örgütle mücadele birinci önceliğimiz değil midir...
Merak ediyorum, bu konu Milli Güvenlik Kurulu gündemine geldiğinde, bu soruyu sormak kimsenin aklına gelmiyor mu...
Düşürmenin maliyetini gördük düşürmemenin maliyeti şuymuş
TÜRKİYE, Rus uçağını düşürerek neden Rusya ve Esad’ın elini kolaylaştırdı?
Ankara diplomasisinin nabzını en iyi tutan gazetecilerden biri olan Hürriyet yazarı Verda Özer’in bu sorusuna bir Dışişleri yetkilisi şu karşı soruyla cevap vermiş:
“Bir sonraki gün 5 uçakla sınırımızdan girmeyeceği ne malumdu?”
Arkasından ikinci nedeni şöyle izah etmiş: “Rusya Türk topraklarına girip radar sistemlerini kopyalayabilir, bunu İran ve Suriye gibi ülkelerle paylaşabilirdi...”
Uçağı vurmanın maliyeti, Türkiye’nin Suriye’deki bütün hareket kabiliyetini kaybetmesi oldu.
“Vurmamanın maliyeti” ise bu olabilirmiş...
Yani bir “Oldu”, öteki “Olabilirdi...”
Sizce oldu mu şimdi bu cevap...
Biliyoruz değil mi çalışma izni vatandaşlık hakkının ilk adımıdır
-Biliyoruz değil mi... En geç 6 ay içinde, 600 bin Suriyeli ucuz ücretle çalışmaya başlayacak.
Kim ki, bu 600 bin kişi, işyerlerinde hiçbir huzursuzluğa yol açmaz diyorsa yanılıyor.
-Biliyoruz değil mi... Her ülkede çalışma izni, vatandaşlık hakkı vermenin ilk adımıdır.
Kim ki, 600 bin kişinin vatandaşlık hakkı, toplumda hiçbir sorun yaratmaz diyorsa yanılıyor.
-Biliyoruz değil mi... Bu süreci iyi yönetmez, toplumun her kesiminde iyi bir bilgilendirme ve psikolojik eğitim kampanyası yapmazsak, “Türkiyelileştirmeleri” sağlanamazsa çok ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz.
-Biliyoruz değil mi... En geç bir kuşak sonra, bu göçmenler arasında radikalleşme eğilimleri artacak, Türkiye yeni bir sorunla karşılaşacak.
Altı maddede birlik ve beraberlik yolu
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Tek yürek olmalıyız” diyor.
Teröre karşı hepimizin canı gönülden destekleyeceği bir temenni.
Eğer yeni anayasayı yaparken şu konuları sağlayabilirsek tek millet ve tek yürek haline geliriz.
-Devlet, bütün fertlerine eşit davranırsa, şefkat gösterirse...
-Herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir, rahatça konuşabilir, söylediklerinden dolayı hapse atılmazsa...
-Kimse inancından, hayat tarzından dolayı rahatsız edilmezse...
-Yargı herkese adil davranır, siyasi otoritenin baskısıyla hareket etmez, tarafsız kalabilirse...
-Devletin polisi, herkese eşit vatandaş muamelesi yapar, özel hayatına musallat olmazsa...
-Devlet imkânları, fırsatları sadece o partiye oy verenlere değil, bütün vatandaşlara eşit dağıtılırsa...
Bir ülkenin halkı, millet haline dönüşür.
Tasada ve mutlulukta tek yürek olur...
Adalet Bakanı bunu sorarsa, ona da şunu sorarlar
ADALET Bakanı Bekir Bozdağ soruyor: “Dünyanın hangi ülkesinde, ülkesinin kiminle sorunu varsa, muhalefet, sivil toplum örgütleri, aydınlar, ülkesinin değil de öteki ülkenin yanında yer alır?”
Kulağa doğru gelen bir soru. Ama o bunu sorarsa, bir başkası da çıkıp şunu soramaz mı?
“Dünyanın hangi ülkesi, bütün komşuları ile gırtlak gırtlağa kavgalıdır, komşularının içişlerine bu kadar müdahil olur?”
Bu soru da kulağa mantıklı gelmiyor mu...
Kriz yönetimi
-HİÇBİR zaman gizlemedim. Türk Hava Yolları, hep gözümün içi gibi baktığım kurumlarımızdan biri. Hepimizin iftihar kaynağı. Kurumsal İletişim Müdürü Dr. Ali Genç görevinden ayrıldı. İletişim uzmanları, özellikle kriz anlarını yönetmede gösterirler performanslarını. Ali Genç, 11 yıl boyunca hayranlıkla izlediğim bir iletişimci ve kriz yöneticisiydi. Umarım yerine gelen Yahya Üstün de aynı performansı gösterir.
Anlamıyorum
-AMERİKA’da eline silah alan okul basıyor, katliam yapıyor. Ama Fortune dergisine göre, silah şirketleri 2015’i acayip satışlarla kapatmış. Smith Wesson’un 2015’teki satışları yüzde 151 artmış. Şirket aralık ayında değerini 760 milyon dolar daha arttırmış ve Amerika’nın performansı en yüksek 15’inci şirketi haline gelmiş.
Paylaş