Paylaş
Hayatım boyunca oy verdiğim hiçbir parti iktidara gelememişti, yine gelmedi.Bu defa da hayat devam ediyor.
* * *
Oy verdiğim parti hep kaybetti...Peki ben de hep kaybettim mi?İşte bu muhasebeye baktığım zaman, hem kendi açımdan hem de herkes açısından çok umut verici bir hakikati keşfettim.
* * *
Oy verdiğim partiler hiçbir zaman seçimi kazanamadı ama ben hayatta hep kazanmaya devam ettim. Bu devlet okuttu beni...Sonra burs verdi, yurtdışına yolladı.Sonra iş verdi, doçentliğe kadar yükseltti.Sonra Türkiye’nin en büyük gazetesinin başına geldim.Ve orada 20 yıl kaldım.Yani seçimi kaybetmek, hayatımı kaybetmek anlamına gelmedi.
* * *
Sonra dün gece aklıma şu soru geldi.Acaba 2002 yılına kadar Tayyip Erdoğan’ın oy verdiği parti hiç iktidara geldi mi?Belki kısa bir sure için koalisyon hükümetlerinde geldi.Ama oy verdiği partilerin seçim kaybetmesi, onu Türkiye’nin cumhurbaşkanı olma yolunu kesmedi.Verdiğim oylardan pişman mıyım?Hayır ve asla...Oy verdiğim parti kaybettiği halde ben hep kazandım. Oy verdiğim parti kazanıp da ben hep kaybetseydim, işte o zaman daha çok üzülürdüm.
* * *
Bugün kendini mutsuz ve yenilmiş hisseden insanlara, birkaç günden beri işte bunu anlatmak istiyorum.Oy verdiğimiz partilerin seçim kaybetmesi, hayatta her şeyi kaybettiğimiz anlamına gelmiyor.
* * *
Kendinizi ikna etmede çok sıkıntı çekerseniz, Brecht’in o sözüne sığının: “O kazandı ama ben haklıydım...”Sonra hayata devam edin.
Seçim şokundan kaynaklanan uykusuzluk yüzünden obez mi oluyorum
DÜN fark ettim.Geçen pazar akşamından bu yana 1.5 kilo almışım. Oysa doğru dürüst uyuyamıyorum, doğru dürüst bir şey yemedim.Neler oluyor bana?İşte tam o sırada Scientific American dergisinin kapağı takıldı gözüme...
* * *
Uyku uzmanı Robert Stickgold, “Uyku açlık, susuzluk ve cinsel arzu kadar önemli bir insan güdüsüdür” diyor.O zaman durumum parlak değil...Babamdan genetik miras aldığım uykusuzluk, seçim sonucuyla daha da felaket bir hal aldı...
* * *
Biliyor musunuz, bilim şu sorunun cevabını hiçbir zaman bulamamış.“Niye uyuruz?”
* * *
Neden uyuduğumuzu bilmiyoruz ama, şu sorunun cevabını artık iyi biliyoruz: “Uyumazsak başımıza neler gelir?”O yüzden uykuyu şöyle tarif ediyorlar:“Uyku, uykusuzluğun tedavisidir...”
* * *
Laboratuvar deneyleri gösteriyor ki, uykusuz kalan fareler bir ay sonra ölüyormuş...Bunun adı da “Fatal Familial Insomnia” imiş. Ölümcül uykusuzluk yani...
* * *
Peki insanlarda ne oluyor?Bakın, uykusuzluk bizde nelere mal oluyor? Dergiden aldığım bir şema üzerinde yazdım.Beyin fonksiyonları gidiyor arkadaşlar...Yani kafayı yiyoruz.Seksi falan bırakın da özellikle son kutuya dikkat edin. Üç günde aldığım kiloların nedeni, seçim sonucu travmasından kaynaklanan ölümcül uykusuzluk sendromu olabilir.
* * *
Bu gece Barcelona’dayım. Orada da travmayı atlatamazsam, uyku haplarına dalıyorum.İktidarı kaybettik, hiç olmazsa fit’liği kaybetmeyelim.
Yahu Ahmet bırak, buna da sen karar verme arkadaş
AHMET Hakan hemen teşhisi koydu.“Kemal Kılıçdaroğlu lider değil. O nedenle istifa etmeli...” Ahmetçiğim seninle hiç aynı fikirde değilim.Kemal Kılıçdaroğlu’nun politikası bana iyi geldi.Herkesin bağırıp çağırarak siyaset yaptığı bir ülkede, bir insan sakin, kırıcı olmayan, herkesi kucaklayan, kimseyi ötekileştirmeyen, nefret söylemine itibar etmeyen bir kampanya yaptı. Biliyorum, lider deyince aklına sadece Erdoğan geliyor.Tamam, çok başarılı bir siyasi portre...Ama bırakalım sosyal demokrasinin lider profili de bu olsun...Bak, bir zamanlar Yunanistan siyasetine hâkim iki aile vardı.Papandreu ve Karamanlis aileleri...Sonra Smitis isimli bir lider geldi. Sessiz, sakin, nefret siyasetine zerre kadar itibar etmeyen bir siyasetçi.Başbakan oldu ve Yunanistan tarihinin en büyük devrimini yaptı. Ülkesini Avrupa Birliği’ne soktu. Şimdi mütevazı bir çiftlik evinde, üç-beş dönümde üzüm yetiştirip şarap yapıyor.Büyük bir devrim ve arkasından haysiyetli bir emeklilik...Çok şerefli bir miras değil mi?
Usul usul ölüm
-GÜLTEN Akın öldü, şu harika mısralar kalbimize hatıra kaldı: “Seni sevdim, seni birdenbire değil, usul usul ‘Uyandım bir sabah’ gibi değil, öyle değil”
-ESKİ solcular için fabrika ayarına dönme şarkıları: 1. Venceremos 2. Bandiera Rosa 3. French Latino, Guarda la Esperanza
Günün mısrası
-KÜÇÜK İskender’den: “Sana seyahat ve seks içerikli bir önerim var... ‘ittir git...” Seks kısmı hariç, kendime yapılmış harika bir tavsiye olarak alıyor, başımı da alıp ‘ittir olup Barcelona’ya gidiyorum. Üç günlüğüne.
Paylaş