O binaya kapatılan on üç kişi ne yapıyor

HANGİ şehirde olduğunu bilmiyorum.

Haberin Devamı

O şehrin hangi binasında olduğunu da bilmiyorum.

Bildiğim şu.

*

Şu günlerde 12 ülke, 13 dilden gelen 26 kişi bir binaya kapatılmış durumda. Bunlar 13 editör ve 13 tercüman.

Brezilya, Fransa, İtalya, İspanya, İsveç, Danimarka, Hollanda, Norveç, Portekiz, Polonya, Katalonya, Finlandiya ve Türkiye.

Bulundukları binada internet bağlantısı yok. Telefonla konuşmaları yasak.

Hepsinin önünde İngilizce yazılmış bir kitap var ve bunu kendi dillerine çeviriyor.

*

Altın Kitaplar bayramın üçüncü günü merakla beklediğim bir şeyin duyurusunu yaptı.

Yazma tekniğinin hayranı olduğum Dan Brown’ın yeni romanı 3 Ekim’de çıkıyormuş.

*

Adı açıklanmayan şehirdeki o gizli binada çalışan 13 tercüman işte bu kitabı çeviriyor.

Kitap bütün dünyada aynı gün, biri İngilizce olmak üzere 14 dilde yayınlanacak.

Bu 14 dilden biri de Türkçe...

Haberin Devamı

Ve saat farkı yüzünden bu romanı ilk önce Türkiye’dekiler görebilecek.

İNANÇ

BU SONBAHAR BOL BOL ‘YARADILIŞ’ KONUŞACAĞIZ

YAYINEVİ duyurusunda romanın adının “Origin” olacağını açıkladı.

Türkçeye “Başlangıç” olarak çevrilecekmiş.

Anladığım kadarı ile o da insanoğlunun başlangıç hikâyesine girmiş.

Bu da demektir ki “yaradılış” konusunda yeni bir tartışma geliyor.

Altın Kitaplar’ın açıklamasından şunu öğrendim.

Bu roman İspanya’da geçiyormuş. Dört şehrin adını veriyorlar.

Bilbao, Sevilla, Madrid ve Barcelona...

Tabii asıl merak ettiğim başka bir şeydi.

Dan Brown’ın romanlarında şehirlerden çok, romanın geçtiği mekânlar önemlidir.

Her romanda da en önemli mekân, olayın başladığı yerdir.

Çünkü hikâye orayla ilgili bir şey üzerine kuruludur.

Baktım açıklamada mekândan iç söz edilmiyor.

Peşine düşüp Amerika’daki Dan Brown meraklılarının bu konuda bilgi sahibi olup olmadığını araştırdım ve sonunda bir kaynakta küçücük bir ipucu yakaladım. Ve şimdi size açıklıyorum.

Buyurun ikinci yazıya...

INSIGHT BİLGİ

DAN BROWN’IN YENİ  ROMANI NEREDE BAŞLIYOR

DAHA fazla meraklandırmadan söyleyeyim. Roman Bilbao şehrinde Guggenheim Müzesi’nde başlıyor.

Romanın kahramanı yine aynı insan.

Harvard simgebilim ve dini ikonografi profesörü Robert Langdon müzede verilen bir davete katılıyor.  Gecenin ev sahibi, akıl almaz teknolojik buluşları ve cesurca dile getirdiği kehanetlerle tüm dünyada ün salmış Edmond Kirsch’tir. Yıllar önce Langdon’un Harvard’daki en parlak öğrencilerinden biridir.

*

Haberin Devamı

O akşam davette, herkesi şaşırtacak bir buluşun dönüm noktasında olduğunu, bilimin seyrini sonsuza dek değiştirecek bir keşif yaptığını açıklar.

Çok da büyük bir iddiası vardır.

Zamanın başlangıcından beri insanlığın merak ettiği en temel iki soruya yanıt bulmuştur.

Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz...

*

İşte her şey bu açıklama ile başlar.

Edmond Kirsch’in, müze küratörü Ambra Vidal ile birlikte titizlikle düzenlediği tören yüzlerce konuk ve ekran başındaki milyonlarca izleyicinin gözleri önünde beklenmedik bir anda kaosa dönüşür.

*

Birileri, Kirsch’in bu buluşunu ebediyen ortadan kaldırmak istemektedir...

Benden buraya kadar.

Gerisini sizin gibi ben de roman çıkınca okuyacağım.

Haberin Devamı

KARANLIK GÜÇ

YARADILIŞIN SIRRINI SAKLAYANLAR KİM

- BİR küçük ipucu daha vereyim. Bu romanda da “Da Vinci Şifresi” gibi bir şifre söz konusu. Ancak son bir “insight” bilgi var ki, söylemeden geçemeyeceğim.

Bilinmeyen bir güç, yaradılışın sırrını ortaya çıkaracak olan bu bilginin öğrenilmesini engellemeye çalışmaktadır. Ve bu buluşu yok etmeye çalışanlar gücünü, İspanya’nın en ilginç yerinden almaktadır. Neresi mi?

Ben öğrendim ama sizin okuma keyfinizi kaçırmamak için yazmıyorum.

Öğrenince çok şaşıracaksınız.

TARTIŞMA

TEKTANRILI DİNLERİN BAŞLANGIÇ HİKÂYELERİ ARTIK İNSANA YETMİYOR

O binaya kapatılan on üç kişi ne yapıyor


BAYRAM
sırasında Meksika’daki Teotihuacan tapınağının altındaki tüneli yazmıştım.

Çok güçlü bir hikâyesi vardı.

Haberin Devamı

Yazı dizisinin gördüğü ilgiden de anlıyorum ki, insanlar artık “yaradılış” ve “başlangıç” konusundak tektanrılı dinlerin hikâyeleri ile yetinmiyor.

Dan Brown’ın son romanının hikâyesi de bunu gösteriyor.

Bilimi ve mitolojiyi de içine alan daha sofistike hikâyelere ilgi duymaya başlıyorlar.

Bana göre, tektanrılı dinlere 21’inci yüzyıldaki en büyük meydan okuma, bu başlangıç hikâyelerinden gelecek.

Hikâye orada çöktü mü, tartışma kaçınılmaz olarak başka alanlara da genişleyecek.

*

Müslümanlığın IŞİD ve terörle başı dertte ve bütün dünyada imajı çok gerilemiş vaziyette.

Hıristiyanlık, emperyalizm, ırkçılık, fanatiklik yüzünden çok darbe almış durumda.

Yahudilik İsrail devletinin politikaları nedeniyle çok eleştiri alıyor.

*

Haberin Devamı

Yani insanlar artık, bu dinlerin kitaplarının dışında da açıklamalar arıyor ve buluyor.

*

Deizme, Şamanizme, Maya inanışlarına, Budizme yönelişler bunun en çarpıcı göstergesi.

 

GÜNÜN KONUSU

NE VAR BUNDA... ŞEYMA KARAKTERLİ BİR KIZ

O binaya kapatılan on üç kişi ne yapıyor


BEN
hiç dalga falan geçmiyorum.

Onur Baştürk’ün Kelebek’te onunla yaptığı mülakatı büyük keyifle okudum.

- Bir kere çok neşeli ve mutlu bir kadın.

- Karakterli bir duruşu var.

- Evleneceği erkeğin iktidarla ilişkileri şuymuş, buymuş demeden, kendi hayat tarzını bildiği gibi yaşayacak kadar kişiliğine saygılı.

- Konuşmasının her cümlesinden, kendine olan güveni okunuyor.

- Zeki bir kadın. Zekâsını en çok da mizahı ile gösteriyor.

Nedir ona yapılanlar anlamadım.

Hiç takma Şeyma, en iyi bildiğimiz şey, hayat tarzımız ve onu böyle yüreklice yaşamak da bize en yakışan şey...

Son bir nokta.

Ben de “Şey” kelimesini çok sever, çok kullanırım.

Açıklayamadığım her şeyi o harika anahtar kelimeyle anlatırım.

Yani hiç mesele yok... Normal...

BRUNO MARS HARİKA BİR YAZ REMİKSİ İLE DÖNDÜ

BU haftanın şarkısı Bruno Mars’ın geçen yıl çıkan şarkısı “Versace On The Floor”.

David Guetta düzenlemiş.

Geçen yılın ikinci yarısının şarkısı Weekend’in “I Feel It Coming”iydi...

Bu yaz akşamüstülerimin ve gece başlangıçlarımın şarkısı kesin bu olacak...

Michael Jackson’la Steve Wonder karışımı olağanüstü bir şey olmuş...

Spotify Top 50 listeme 1 numaradan girdi.

Kulaklıkla veya yüksek sesle dileyin...

Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

YAZ LİSTELERİMİ YENİLEDİM 

- BAYRAMDAN yararlanarak Spotify listelerimi yeniledim.

“İskele”, “Smooth, Soft and Jazzy”, “Afternoon Jazz”, “Ege İlkbahar-Yaz Top 50”, “Haziran Top 50”, “En Romantik Türk Şarkıları” ve ötekiler yenilendi.

Yani yaz repertuvarınız benden... (Göz atmak için buraya tıklayın)

ERTUĞRUL ÖZKÖK RADYOSU YAYINDA

- NUMBER One FM kanalında, benim seçtiğim şarkılardan oluşan bir radyo istasyonu yayına başladı. İnternet üzerinden, Number One FM sayfasına girerseniz, “Radyolar” bölümünü tıklayıp benim kanalıma ulaşabilirsiniz.

Radyo kanalı 24 saat benim seçtiğim şarkıları çalıyor. Gece gündüz harika müzik...

 

 

 SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları