Paylaş
27 Ocak 2017 Cuma... Stockholm
Genç adam, kulaklığını taktı, Spotify ekranını açtı ve arama tuşundan şarkısını seçti.
Trey Songz’un “Neighbors Know My Name” çalıyordu.
Yani “Komşular benim adımı biliyor...”
Adı Daniel Ek’ti ve Spotify’ın 3 kurucusundan biriydi...
O gün, adını çok iyi bilen bazı insanlarla ciddi bir meselesi vardı.
Spotify CEO’su Daniel Ek (solda), Apple CEO’su Tim Cook (sağda)
AYNI SAATLERDE İSTANBUL’DA 2 KİŞİ
27 Ocak 2017... İstanbul
Aynı saatlerde Türkiye’de, sinema sanatçısı Gonca Vuslateri, Katy Perry’nin “Dark House” şarkısını dinliyordu.
Karanlığa gömüldüğünü düşünen herkes gibi onun da ülkesi ile meselesi vardı...
Aynı saatlerde, gazetesini baskıya gönderen Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ise, Charlie Haden’ın ağır bir caz parçasına bağlanmıştı...
Spotify, 27 Ocak 2017 günü öğleden sonra, milyonlarca insanı, kendi ruh hallerinden oluşan muazzam bir müzik ağı ile birbirine bağlamıştı...
Sanki Wachowski kardeşlerin “Sense 8” dizisindeki gibi küresel bir empati şebekesiydi bu...
Daniel Ek’in meselesi ise, 2006 yılında kurduğu ve müziğin en büyük devrimlerinden biri sayılan bu paylaşım sitesini nasıl yaşatacağıydı...
Çünkü 2006 yılından beri hiç para kazanamamış, hep kaybetmişti...
AYNI SAATLERDE BİR TÜRK’ÜN SOUNDCLOUD’DA YAZDIĞI ŞEY
Dijital âlem sonu hazin çöküşlerle biten bir başarı hikâyesi çöplüğüydü...
Yahoo gibi bir dev gözünün önünde çatır çatır çöküyordu...
Apple’dan önceki en büyük rakibi SoundCloud perişan haldeydi ve artık kendini satın alacak birini arıyordu...
Daniel Ek laptopundaki Spotify sayfasının en sağındaki listelere baktı...
Kurduğu sistem sayesinde, her üyenin, takip ettiği insanların o an dinlediğini görme imkânı vardı.
O bunları düşünürken, SoundCloud’un sayfasına Türkiye’den bir kadın şunu yazıyordu:
“Buraya gelip Spotify’ı öven geri zekâlıdır...”
Evet... SoundCloud’da öyle bir şeyler vardı ki, Daniel Ek’e, “Eğer Apple’la mücadele etmek istiyorsan, bu platformu mutlaka almalısın” dedirtiyordu...
Ama ne yazık ki o defter 8 Aralık 2016’da kapanmıştı...
BİR MÜZİK DEVİ ÖTEKİNİ YUTMAK İÇİN MASADA
28 Eylül 2016... Londra
Financial Times gazetesinin web sitesinin o gün yayınladığı bir haber, hem dijital hem analog müzik dünyasına bomba gibi düştü.
“Spotify, dünyada en fazla abonesi bulunan SoundCloud’u satın almak için görüşmelere başlamıştı...”
Üstelik görüşmeler oldukça ileri bir aşamaya gelmişti...
SoundCloud 2007 yılında, yani Spotify’dan bir yıl sonra kurulmuş bir müzik streaming (akım) sistemiydi.
Alexander Ljung, Eric Wahlforss ve David Noel adlı 3 genç tarafından kurulmuş Berlin merkezli bir startup şirketti.
Ancak çok hızlı bir gelişme göstermişti.
2010 yılında 1 milyon kullanıcı çizgisini geçmiş, 2016 yılına geldiğinde ise ayda 175 milyon tekil dinleyici seviyesine ulaşmıştı.
Ama bu sayısal başarının altında muazzam bir finansal hezimet hikâyesi vardı.
Stream müzik alanındaki savaş artık, para ödeyen kullanıcılar cephesine taşınmıştı ve pazarda da savaş artık Spotify ile Apple arasında yaşanıyordu...
2016 yılında streaming müzik sektöründe “paralı abonelik” pazarı yüzde 50 büyümüştü.
Pazara geç gelen Apple Music’in paralı kullanıcı sayısı 20 milyona, Spotify’ınki ise 40 milyona ulaşmıştı.
SoundCloud bir yıl önce bu pazara çok büyük bir iddiayla girmişti.
İddiası şuydu:
“İki dev abonelerine ayda 10 dolar ödetirken ben sadece 4 dolardan abonelik yapacağım...”
Ancak bu strateji tam bir felaketle sona ermişti. SoundCloud’un paralı abone sayısı 250 binde kalmıştı.
2014 yılı SoundCloud için tam bir felaketle kapanmıştı.
Şirket 17.5 milyon Euro gelire karşılık 39 milyon Euro zarar yazmıştı.
SoundCloud’ın kurucu CEO’su Alexander Ljung’la masaya otururken, Apple Music’in CEO’su da başka biriyle masaya oturuyordu...
Ve o anlaşma, dijital ve analog müzik pazarının kanunlarını yeniden yazabilirdi...
ÜNLÜ ŞARKICI FRANK OCEAN APPLE’LA MASAYA OTURUNCA
2016 başı... Cupertino
Ünlü şarkıcı Frank Ocaen Apple’la görüşmeye başlamıştı.
Yeni albümü “Blonde”u sadece Apple Music’te çıkaracaktı.
Bu haber sadece Spotify’ın değil, şarkıcının bağlı olduğu Universal Müzik şirketinin de devreden çıkması anlamına geliyordu.
Frank Ocean, “Pink and White” gibi eski şarkıları sadece Spotify’da 50 milyon kere dinlenmiş bir şarkıcıydı ve oyunun kurallarını bozabilirdi.
Universal, kendisine bağlı şarkıcıların müzik paylaşım platformlarına özel anlaşmalar yapmasına izin vermeyeceğini açıklarken, Spotify başka bir noktadan savaşa giriyordu.
SoundCloud’u alarak, Apple karşısında sayısal bir ağırlık kazanmak istiyordu.
Şirketin 175 milyon tekil kullanıcısının büyük bölümü çok gençti.
Ayrıca, ellerinde, başka hiçbir müzik platformunda bulunmayan genç ve bağımsız şarkıcılar ve şirketler vardı.
Bu kütüphane Spotify için büyük bir ‘asset’ olabilirdi.
Ancak ortada büyük bir sorun vardı.
Alacağı şirketin fiyatı ne olacaktı?
Değerlendirme şirketleri 700 milyon dolarla 2 milyar dolar arasında değişen rakamlar veriyordu...
Bloomberg’in şirket içinden sızdırdığı bilgiye göre, SoundCloud’un kurucularının kafasındaki para 1 milyar dolardı.
Bu rakam tabii ki Daniel Ek’e hiç uymuyordu...
Halka açılmadan önce, çeşitli yatırımcılardan 1 milyar dolara yakın bir fon toplamıştı.
500 milyon dolara anlaşsa bile bu halka açılmaya hazırlanan Spotify için ağır bir yüktü. Topladığı fonun tamamını oraya yatırmak akıllıca bir iş gibi görünmüyordu.
Ayrıca, yılı 39 milyon Euro zararla kapatmış bir şirketi satın almak acaba halka açılırken yatırımcıya nasıl görünecekti?
DEVLER KÜÇÜKLERİ YUTMAKİÇİN KESEYİ AÇIYOR
8 Aralık 2016...
2016 yılının bitmesine 23 gün kala, yine Financial Times gazetesi Spotify ile SoundCloud arasındaki görüşmelerin kesildiğini duyurdu.
Spotify, konsolidasyon sürecinin başladığı bir anda, dev rakipleri Apple ve Google karşısında bir adım geride kalmıştı...
Apple çok daha önce bir hiphop müzik paylaşım sitesi olan Beast’i ve aynı marka altında kulaklık üreten şirketi satın alarak konsolidasyona başlamıştı.
Ayrıca geçen yıl haziran ayında ünlü rap’çi Jay-Z’nin stream müzik kanalı Tidel’ı almak için masaya oturmuştu.
Bir başka müzik kanalı olan Pandora, 75 milyon dolar verip “Rdio” adlı kanalı satın almıştı.
DAHA KAÇ YIL AYDA 10 DOLARA MÜZİK DİNLEYEBİLECEĞİZ
2017 yılı başladığında, streaming (akım) müzik pazarında sorulan soru şuydu:
“Bu sektör ayakta kalabilecek mi? Kullanıcılar daha kaç yıl bu müzik devriminden yararlanabilecekler?”
Bu soru haklıydı...
Çünkü bugüne kadar bu sektörden para kazanan yoktu. Sanayi analizleriyle ünlü Media Research’ün, eski bir DJ’i olan kurucusu Mark Mulligan’ın kesin inancı şuydu:
“Stream müzik pazarını kârlı bir iş haline getirmek mümkün değildir...”
HER ŞARKI İÇİN SANATÇIYAKAÇ PARA ÖDENİYOR
Rakamlar onu haklı çıkaracak gibi görünüyordu.
Apple, Spotify gibi şirketlerin, abonelerinden gelen paranın yüzde 70’i eser sahibi şirket ve sanatçılara gidiyordu.
Çalınan her parça için yayıncı şirkete 0.25 cent (1 Türk Lirası) ödeniyordu. Bunun yüzde 15’i sanatçıya ödeniyordu...
Bu bile eser sahiplerini tatmin etmiyordu.
Öyleyse ne olacaktı?
İnsanlar bu müzik devrimine alıştı. Artık geriye dönüş mümkün değil.
DİNOZORLAR SAVAŞINDA KİM AYAKTA KALIR
O nedenle dayanabilen dayanacak ve ötekini pazardan silecekti.
Pazarın lideri hiç tartışmasız Spotify’dı ama bu rekabete dayanabilir miydi?
- Apple sadece 2016 yılının üçüncü çeyreğinde 47 milyar dolar gelir, 16 milyar dolar nakit elde etmişti...
- Google’ın 2015 geliri ise 74 milyar dolardı. Şirket 16 milyar dolar net kâr elde etmişti.
- Aynı yılı Spotify ise 194 milyon dolar zararla kapatmıştı...
TIM COOK’UN İNTİKAM SAATİ NE ZAMAN ÇALAR
Üstelik bir de Apple Ceo’su Tim Cook’un içinde bilenen intikam duygusu vardı.
Apple, Spotify yüzünden 1 dolara tek şarkı sattığı ITunes Music gibi altın yumurtlayan bir tavuğu kendi elleriyle öldürmek zorunda kalmıştı.
Artık ayda 10 dolara insanlara 30 milyondan fazla bir şarkı kütüphanesi satıyordu.
27 Ocak 2017 günü, Daniel Ek, kendi kurduğu kanalda “Bütün komşularım beni tanıyor” şarkısını dinliyordu...
Evet pazardaki komşuları onu çok iyi tanıyordu...
Ama bu onu sevdikleri anlamına gelmiyordu...
Stream müzik pazarı artık son hesaplaşmaya doğru gidiyordu...
Ve kasalarında milyarlarca dolar nakit parası bulunan 2 dinozor, İsveçli gencin beyaz bayrak çekmesini umutla bekliyordu.
Paylaş