MHP'li arkadaş sen de sor bu soruları ona

140 harflik bir tweet attı...

Ağzının söylediğini kulağı duymadı... Şimdi o 140 harfte devirdiği çamı yerine dikmek için tonla laf ediyor.

Ettikçe de daha çok batıyor.

* * * 

Ne demişti bu arkadaş?

“Evet çıkarsa, millet kendi devletini kuracak...”

* * * 

Arkadaş, referanduma 48 saat kaldı ve sana bir fırsat daha veriyorum. Çık mertçe cevap ver:

* * * 

- BİR: 15 yıldır emrinizde olan, 15 Temmuz’dan sonra 30-40 bin kişiyi işinden atarak daha da sağlamlaştırdığınız polis bugün hâlâ bu halkın devletinin polisi değil midir?

* * * 

- İKİ: 15 yıldır başında sizin bakanınızın bulunduğu Adalet Bakanlığı’na bağlı olan, 15 Temmuz’dan sonra binlerce hâkim ve savcıyı işinden çıkararak sağlamlaştırdığınız yargı bugün hâlâ bu halkın devletinin yargısı değil midir?

* * * 

- ÜÇ: Madem bu devlet halkın devleti değildi, madem 17’nci Türk devletini yıkıp 18’incisini kuracaksın, siz 15 yıldır hangi milletin, hangi halkın devletine hizmet ettiniz? Bir başka halkın mı hizmetindeydiniz?

* * * 

- DÖRT: Ya yüzde 51 hayır derse sen hangi devlette yaşayacaksın?

Yıkmaya çalışıp da yıkamadığın 17’nci Türk devletinde mi...

* * *

AKP’li kardeşim sen “17’nci Türk devletini yıkmak” için mi evet oyu vereceksin?

* * * 

MHP’li kardeşim sen de sor bu danışmana, o kem küm ederse, o zaman dön kendine sor:

Sen, verdiği oyla “17’nci Türk devletini yıkacağını” söyleyen, ağzının dediğini kulağı duymayan bu danışmanla aynı fikirde misin...

Onun için mi evet diyeceksin....

BU KADIN GİYİNİYOR MU YOKSA SOYUNUYOR MU 

MOSKOVA’da aldığım 3 afişten biri buydu.

Sovyetler Birliği döneminden kalma afişlerin tıpkıbasımları arasındaydı.

Ama o dönemde mi yapılmış, sonradan mı karar veremedim.

Pek Sovyet tarzı değildi, yine de hoşuma gitti.

Kadınları fabrikalara, çalışmaya davet eden bir afiş.

İşten mi gelmiş, işe mi gidiyor çıkaramadım.

Elin hareketine bakarsanız, giyiniyor.

Ama siz karar verin.

BRAVO İSMAİL, BRAVO AHMET TÜRK, BRAVO REHA DENEMEÇ

DÜN sabah Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın programını izledim.

Önce Ahmet Türk’le konuştu.

Gazeteci bütün soruları sordu, Ahmet Türk cevap verdi.

Sakin, öfkesiz, barışçı bir üslup. Gözümde büyüdü.

Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Reha Denemeç’le konuştu.

O da sakin, öfkesiz, kimseye hain falan demiyor, öyle “Halk kendi devletini kuracak” cinsinden bölücü safsatalara, pejmürde sloganlara itibar etmiyor.

Tebrikler. İnşallah 17 Nisan sabahından itibaren Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na, halkın sadece yarısına itibar eden danışmanın değil, bu danışmanın üslubu hâkim olur.

PAZAR GÜNÜ HURRİYET.COM.TR’DE BİR DEVRİM VAR 

PAZAR günü 16 Nisan...

Referandum sonucunu beklerken epey vaktiniz olacak.

Sizler için güzel bir yazı hazırladım.

Doktor Jivago romanının ve filminin eşsiz karakteri “Lara’nın hikâyesi” olacak bu yazı.

Moskova’ya gittim.

Gerçek hayattaki Lara’nın izini aradım.

Doktor Jivago romanının yazarı Boris Pasternak’ın evine gittim. Mezarını ziyaret ettim.

Ve yazının yanında bir de belgeselini yaptım.
Belgeseli Türkiye’nin en ünlü ressamlarından Ahmet Güneştekin çekti ve yönetmenliğini yaptı. 

Pazar günü gazetecilikte de bir devrim olacak.

Bu yazının belgeselini de hurriyet.com.tr’de yayınlayacağız.

Seveceğinizi umuyorum.

13 ARALIK 2012’DE SİLİVRİ’YE GİDİP ŞUNLARI YAZMIŞIM

- İDDİA EDİYORUM: Silivri’den, 12 Eylül’de cezaevlerinde yatanların yazdığının 10 katı kadar kitap ve roman çıkacak.

***

- İDDİA EDİYORUM: Aziz Nesin sonrası en büyük mizah şaheserleri bu cezaevinden çıkacak.

* * *

- İDDİA EDİYORUM: Yazılacak mizah eserlerinin bir numaralı konusu “gizli tanıklar” olacak.

* * * 

- İDDİA EDİYORUM: Silivri Türkiye’de tiyatroların ve stand-up’çıların en büyük konusu olacak.

* * *

- İDDİA EDİYORUM: Bir gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Silivri sürecini araştırma komisyonu” kurulacak. Bu komisyon siyasetçileri, gazetecileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini, hukukçuları dinleyecek.

* * *

- İDDİA EDİYORUM: Bu süreçte ceza alan insanların büyük çoğunluğu ileride hem uluslararası kurumlarda hem Türkiye’de haklarını geri alacak.

* * *

Önceki gün Odatv davası sonuçlandı.

O gün Silivri’de ziyaret ettiğim arkadaşlarımın bir bölümü bu davadan içerideydi.

Hepsi beraat etti...

GAZETECİ

İSMAİL Küçükkaya’yı izlerken bir kere daha anladım.

Gazeteci işini doğru dürüst yapınca...

Karşısındaki insan doğru dürüst cevap verince iki taraf da birlikte büyüyor, itibar kazanıyor.

TARİH VE HAKLILIK

ŞİMDİ içeride “FETÖ’cülük” iddiasıyla tutulan ve haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları istenen tanıdığım insanlar var.

Silivri’de ziyaret ettiklerimin pek çoğu ile fikirlerimiz çok farklıydı. Şimdikilerle de öyle...

Ama, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ahmet Türker Alkan, Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak gibi insanların düşünce ve muhalif olma suçuyla içeride olduklarına inanıyorum.

İzin çıkarsa onları da ziyaret edeceğim.

Ve onlar için de “tarihin beni mutlaka haklı çıkaracağı bir yazı” yazacağım.