Paylaş
Saat 11.45...
Türkiye’de bir işim olmasaydı, o karede ben de olacaktım.
Fotoğrafı anlatmama gerek yok.
Sadece erkekler görüyorsunuz.
Hepsi siyah elbise giymiş. Hiçbiri kravat takmamış.
İçlerinde beyaz yaka gömlek var. Yakalar açık.
Alman malı bir “Kurtlar Vadisi” fotoğrafı gibi.
Yüzlerine dikkatle bakın.
Hiçbirinin yüzünde mutlu bir ifade var mı? Yok.
Bu suratlar size ne anlatıyor?
Ruhsuzluk, mutsuzluk, mendeburluk...
Çünkü aralarında bir tek kadın yok.
Bu mutsuzluk fotoğrafını benim için özel olarak çektiler. Sırf size göstermek ve kanıtlamak için.
Kadınsız bir dünya, işte böyle bir suratsız, mendebur erkekler dünyasıdır.
Geçen pazartesi günü Bild Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann aradı.
“Bugün bir karar aldık. 8 Mart Kadınlar Günü, Bild’de hiçbir kadın çalışmayacak. Tatil yapacaklar. Gazeteyi sadece erkekler hazırlayacak. Senden de bir yazı istiyoruz. Kadınsız bir dünya, kadınsız bir Türkiye, kadınsız bir Hürriyet.”
“Kai, hemen söyleyeyim. Kadınsız bir Hürriyet olamaz” dedim.
Dün Bild binası, sadece erkeklerden oluşan bir “bünye”ydi.
Bild’de 500 erkek, 300 kadın çalışıyor.
Dün gazeteyi sadece erkekler hazırladı.
Dün bütün gün boyunca, Kai Diekmann’ın Türk asıllı Alman asistanı Havva’nın yerine bakan bir erkekle konuştum.
Bu yazıyı da size şunu ispatlamak için yazıyorum.
Kadınsız bir işyeri fecidir...
Benim dünyam hep kadınlarla dolu bir dünyaydı.
Dört kız kardeş arasında tek erkek olarak büyüdüm.
Babamdan çok annemi gördüm.
Tek çocuğum var o da kız...
Kedilerim hep dişiydi.
Köpeğim de dişi...
En iyi arkadaşlarım hep kadın oldu.
Yani, kadınsız bir dünyayı bilemiyorum, tanımıyorum, yabancıyım, ecnebiyim.
Dün Kai’ı arayıp sordum:
“Kadınsız bir işyeri nasıl bir şey?”
Cevap olarak bana bu fotoğrafı gönderdi.
Bıyıklı bir kalabalık.
Hepinize şunu söylemek istiyorum.
Kadınsız bir dünya felakettir.
Kadınsız bir Türkiye felakettir.
Kadınsız bir işyeri felakettir.
Kadınsız bir hayat feci, feci üstü bir şeydir.
Bugün yayınlanan Bild için bir yazı yazdım:
Onu da yanda okuyacaksınız.
BIYIKLI BİR KÂBUSTU
“OHH mein gottt...” Bu cümleyi Almanca haykırıyorum.
Kadınsız bir dünya... Sırf erkeklerin hazırladığı bir Bild...
Dün iyi ki, Berlin’de Bild gazetesinin binasında değildim. Bir bina düşünün ki, sadece erkekler çalışıyor.
Sol tarafımda bıyıklı bir erkek oturuyor.
Sağıma bakıyorum, yine bıyıklı bir erkek.
Hoş, bıyıksız olsa ne yazar ki. Sonunda bir erkek işte. Bıyığı olmasa bile “öteki şey”i var. Erkek kısmı değil mi, bıyığı olmasa bile ben onu bıyıklı görüyorum.
Bild yönetimi, “Kadınlar Günü” nedeniyle, kadınların evde oturmasına, gazeteyi sadece erkeklerin yapmasına karar vermiş.
Sadece bu yıla mahsus bir kararsa “Çok iyi fikir” diyeceğim.
Çünkü, bir gün bile olsa, “kadınsız bir işyerinde çalışmanın” ne kadar kötü, ne kadar heyecansız, ne kadar hayat kurusu, ne kadar alelade bir gün olduğunu, bir felaket olduğunu anlamamıza yardım eder.
Ama bundan böyle her yıl aynı şey yapılacaksa, ben yokum....
Sevgili Kai; sevgili arkadaşlar sakın beni bir başka 8 Mart günü Berlin’e ve Bild binasına davet etmeyin.
Gelmem. Ben gelmeye kalksam, ayaklarım gelmez...
Tabii bu fikir, benim aklıma da şüphe düşürdü. Bild’deki arkadaşlarla empati yapayım dedim.
Kadınsız bir Türkiye, kadınsız bir Hürriyet acaba nasıl olurdu?
Tamamı görünen ve görünmeyen bıyıklılardan oluşan bir popülasyon..
Bir “kâbuslar evi”, bir “Korku tüneli”. Hayal bile edemiyorum.
Allah’ım, bu 8 Mart benim için kapkara bıyıklı bir kâbustu.
Bir an önce geçsin. Bir an önce bu korkulu rüyadan uyanayım.
Ben, etrafımda kadınları istiyorum.
Canlı, cevval, heyecanlı, zeki, cıvıl cıvıl kadınlar.
Yani bıyıksız yaratılmış canlılar...
Sayın Bild yönetimi... Zekice bir fikir üretmişsiniz.
Ama lütfen bir daha böyle zeki fikirlerinizi kendinize saklayın.
Lütfen...
Ohh mein gottt...
Kadınsız bir rüya...
Kadınsız bir gün...
Tsunami, nükleer kaza, yetmez üzerine 8.2 büyüklüğünde bir deprem ekle...
Tam bir milli felaket yani...
Neyse ki geçti gitti...
Bu yıl mart ayım 30 çekti...
Paylaş