Manisa protokolünün dibindeki küçük not

MANİSA'daki olayın daha ilk anından itibaren, askerlerin o komutanın siciline, hiçbir zaman silinmeyecek bir kayıt düşeceklerinden emindim.

Çünkü komutanın yaptığı, askerlerin tasvip edeceği türden bir davranış değildi.

Genelkurmay'a yakışan bir cezanın verilmesiydi.

Nitekim verildi de...

PARTİNİN İŞİ NE

Duygular ve önyargılar yatıştığına, askerler de gereğini yaptığına göre, gelin şimdi bu işin biraz başka yanlarına bakalım.

Törendeki itişip kakışmayı öğrendikten sonra aklıma gelen ilk soru şu oldu:

‘‘Parti il başkanlarının o törende işi ne?’’

Ankara Bürosu'ndaki arkadaşlara sordum.

Parti başkanları resmi protokolde yer alıyor muydu?

İllerde her tür töreni düzenleyen bir protokol yok.

Devletin veya kamu kuruluşlarının düzenlediği bütün olaylarda, protokol, ‘‘Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği'ne’’ göre düzenleniyor.

O yönetmeliğin arkasında ‘‘Ek 1: İşaretli liste’’ diye bir bölüm var.

Bu bölümde Ankara dışındaki illerde düzenlenen törenlerde uygulanan protokol listesi yer alıyor.

Başında da şöyle bir ifade var:

‘‘Tebrikata giriş sırası.’’

Yani valiyi tebrik etmek için izlenen sıra.

Bu protokolün birinci sırasında TBMM üyeleri yer alıyor. İlk sıra ‘‘Seçilmişlere’’ bırakılmış.

İkinci sırada askerler var: ‘‘Mahallin en büyük komutanı, general ve amiraller ile garnizon komutanı.’’

Üçüncü sıra yine bir seçilmişe, ‘‘Belediye başkanına’’ ayrılmış.

Demek ki illerdeki devlet protokolü, ‘‘Seçilmiş-asker-seçilmiş’’ sırasını izliyor.

OR GELİRSE

Ancak 20 maddelik bu protokol listesinin sonunda bir ‘‘Not’’ var.

O notta aynen şöyle deniliyor:

‘‘Generaller ve amiraller içinde orgeneral veya oramiral varsa (görev, izin vs. maksatla geçici olarak o bölgede bulunma hali dahil) TBMM üyelerinden önce yer alırlar.’’

Demek ki illerde ‘‘Or’’ rütbesi, ‘‘seçilmişlerin önüne’’ geçme imkánı tanıyor.

Esas meselemize dönersek...

Partilerin il başkanları da bu protokol listesinde yer alıyor.

Protokolün 10'uncu sırasında partilerin il başkanlarına da yer verilmiş.

Ancak onlar için de bir sınırlama var.

Sadece, iktidar ve ana muhalefet partileri ile Meclis'te grubu bulunan partilerin il başkanları protokole girebiliyor.

Bu listeye bakarsanız, ANAP il başkanının kendiliğinden gerilere geçip durması gerekiyormuş.

Ama ben şunu sormak istiyorum.

İl başkanlarının devlet protokolünde yer almaları zorunlu mu?

Henüz öğrenemedim ama araştırıyorum.

Acaba, eski komünist ülkeler dışındaki ülkelerde siyasi partilerin il başkanları devlet protokolünde yer alıyor mu?

BANKA MÜDÜRÜ

Protokol listesinde başka bazı ilginç kişiler de var.

Mesela o ildeki özel bankaların müdürleri de protokolde yer alıyor.

İnsan sormaz mı, Manisa'da, özel bir bankanın müdürü protokolde yer alıyor da, mesela Vestel veya Raks gibi dev üretim kuruluşlarının müdürleri niye yer almıyor?

Ben bu protokol listesine bakınca, aklıma 1987'den 90 yılına kadar Moskova'da geçirdiğim yılları hatırladım.

Çünkü henüz duvarlar yıkılmamıştı ve törenlerde tıpkı bizimkine benzeyen bir protokol uygulanıyordu.

YENİ PROTOKOL

Yukarda sözünü ettiğim notta şöyle bir cümle daha var:

‘‘Bu liste devlet protokolüne ilişkin esaslar belirleninceye kadar uygulanır.’’

Demek ki illerde devlet protokolü henüz kesin halini almamış.

Vakit geçirmeden bunu yapmakta yarar var.

Ayrıca, kökenine inen bazı kişilere göre ‘‘protokol’’ kelimesi o kadar da imrenilecek bir kökenden gelmiyor.

Yunanca, ‘‘Proto’’ ve ‘‘Kolos’’ kelimelerinin birleşmesinden türetilmiş.

‘‘Proto’’ ilk demek.

‘‘Kolos’’ ise, lütfen beni bağışlayın, ‘‘Popo’’ anlamına geliyor.

Yani ‘‘Öncelikli popolar’’ diyebilirsiniz.

O yüzden ben protokol konusunda hep kendi kendime sorarım:

‘‘Kavga etmeye değer mi?’’
Yazarın Tüm Yazıları