Küresel zula iktidarı böldü

Başbakan Davutoğlu’na yakın Karar gazetesi olayı manşetine taşımış.
Çarpıcı da bir başlık bulmuşlar:
“Küresel Zula Patladı...”

Cumhurbaşkanı’na yakın Sabah ve Ethem Sancak medyası ise ya görmemiş ya da çok kenarından geçmiş.
Ne Sabah’ın, ne Star’ın, ne Akşam’ın manşetinde yok, ne de kayyumların elindeki medyada bu olayı manşetine taşıyan bir gazete var.

Dışarıdan bakan biri ister istemez şu yorumu yapar:
Başbakan Davutoğlu tarafı, kendinden emin, hatta Panama kâğıtlarından medet umuyor.

Öteki taraf ise ürkek ve kararsız, bu kâğıtlardan korkuyor...

Cumhurbaşkanı’na yakın kanat niye bu kadar ürkek ve çekingen acaba?

Tek izahı var.
Derin bilinçaltı...

Ya her an “üst akıl” diye uydurdukları esrarengiz gücün kendilerine kumpas kurduğu korkusuyla yaşıyorlar...
Veya kendileri de her an bir şey çıkabilir şüphesi taşıyorlar.

Oysa durum hiç öyle değil.
Şu ana kadar 12 devlet başkanı ve başbakanı ile ilgili belgeler çıktı.
Türkiye Başbakanı veya Cumhurbaşkanı ile ilgili bir şey yok...
En büyük hedef de Putin...

Ben Cumhurbaşkanı’nın danışmanlarının yerine olsam, “Niye böyle ürküp de sanki bir şeyden çekiniyormuşuz duygusu yaratıyoruz” diye sorardım.

Hele hele Başbakan’a yakın medya böyle olayın üstüne giderken...
Çok daha cesur davranırdım.


ARANIZDA BU 'ÜST AKIL' DENEN ŞEYİ GÖREN VAR MI

Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığını dünyaya yayan kişi “üst akıl...”

Zarrab olayını tezgâhlayan kişi de “üst akıl...”

Türkiye’nin dış politikasını Sarıkamış faciasına çeviren kim diye sorarsan, o da “üst akıl...”

Durup dururken Panama kâğıtları meselesini çıkaran kim? O da “üst akıl...”

İyi de bu ülkede bu menfur üst aklın oyunlarını bozacak daha üst bir akıl yok mu...

Tabii ki mesele o değil...

Artık hepimiz biliyoruz ki...

Bu üst akıl denen şey, vatandaşı hiç akılsız sananların, onu geri zekâlı yerine koyanların uydurduğu son hurafe...


YANİ HOCAM DİNDARLAR ÇOK AHLAKLI DA HÂLÂ BİZ Mİ ALAKSIZIZ

MUHAFAZAKÂR medyanın en ağırlıklı isimlerinden Hayrettin Karaman’a göre “ahlaksızlığın” nedeni özetle şuymuş:

Eskiden ahlakı sağlama görevini âlimler yüklenirmiş. Ancak şimdi ipin ucu “ötekilere” geçmiş.

Medya, sanat, reklam, sivil toplum örgütleri hep bu “ötekilerin” elinde olduğu için, âlimlerin etkisi devede kulak kalmış.

Anladınız değil mi, “ötekiler” dediği AKP’ye oy vermeyen, seküler insanlar.

Yani bizleriz...

Yahu insaf hocam...

Bu ülkede 13 yıldır dindarlar iktidarda...

Medyanın yüzde 90’ı dindar iktidarın elinde.

Dindar iktidar televizyon programlarında öpüşmeyi bile yasakladı...

Devlet tiyatroları, şehir tiyatrolarının çoğu dindarların elinde...

Gezi’ye katıldı diye seküler sanatçılara dizilerde bile rol verdirilmeyip, neredeyse fırından ekmek verilmeyecek hale getirilmiş.

Düğüne, nişana çağrılacak müzisyene bile dindar iktidar karar veriyor.

Ama ahlaksızlığın nedeni hâlâ biziz... Bu arada Ensar Vakfı olayları falan patlıyor...

Diyeceğim ki...

Şu gariban ötekileri bırakıp biraz da yeni zengin dindar “berikilere” baksanız...

Belki ahlak düzelir....



BODRUM KALESİ'NE BU TABLO YAKIŞIYOR MU?

ÖNCEKİ sabah Bodrum Kalesi’nin dalgakıran tarafındaki kapısından girince karşıma bu tablo çıktı. Çirkin bir baraka ve yanında su deposuna benzeyen bir şey.

Önünde ise ondan da çirkin bir tel örgü.

Bodrum’a tekneyle gelenlerin gördüğü ilk tablo işte bu mezbelelik... Yani o çirkin şeyleri saklayacak bir düzenleme yapılamaz mı?

Yetkili hiçbir gözü rahatsız etmiyor mu Allah aşkına bu çirkin tablo?


GECİKMİŞ TAVSİYELER

GEÇEN gece, İtalyan yönetmen Giuseppe Tornatore’nin “En İyi Teklif” adlı filmini seyrettim. Aslında 2013 yılının filmi. Yani ben biraz geç seyrettim. Ama sanat üzerine harika bir thriller. Seyretmeyenlere tavsiye ederim.



ALİKO'YU HİÇ SIKILMADAN SONUNA KADAR DİNLEDİM

GEÇEN pazartesi, Bodrum’da Aliko’yu dinledim.

Taverna tarzı Türk topluluklarını dinlerken beşinci şarkıdan itibaren ilgim dağılıyor.

İlk defa sonuna kadar dinledim. Türkiye’nin bir ucundan girdiler, öteki ucundan çıktılar. Helal olsun dedim...

Müzikle eğlendirmek işte budur.


EN YENİ ŞARKILAR

BU haftanın yeni şarkılarından birkaç tavsiye:

- Lorenzo Fragola: “Infinite volte”
- Lukas Graham: “7 years”
- Simge: “Yankı”
- Brian Fallon: “Steve McQueen”
- The Last Shadow Puppets: “Aviation”