Paylaş
BAŞBAKAN Yardımcısı Devlet Bahçeli ile Başbakanlık Konutu'nda sohbet ediyoruz.
Randevumuz saat 12.00'deydi. Ama yarım saat geç geliyor.
Adli yılın açılış töreninden gelmiş.
Biraz yorulmuş hali vardı. Zaten bu törene katılan herkesin yorulduğunu sanıyorum.
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un, bir ‘‘ombudsman’’ edasıyla yaptığı 115 sayfalık konuşmanın, toplantıya katılan herkesi bitap düşürdüğünü sanıyorum.
MHP ŞAPKASI
Başbakanlık binasında sohbet ediyoruz, ama sorduğumuz soruların hemen hepsi, onun MHP Genel Başkanı şapkasını ilgilendiriyor.
Çünkü önümüzde iki güncel mesele var.
Diyarbakır'da HADEP'li Belediye Başkanı'nı alkışlaması...
Bir de bir gün önce ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın MHP'nin Avrupa Birliği'ne ilişkin görüşleri.
Yaptığımız sohbeti olduğu gibi aktarıyorum.
Güneydoğu'da hava nasıldı?
Güneydoğu'da kesin bir hava değişikliği var. Mesela, köylüyü tarlada gördüm. Uçağımız akşam saatlerinde Diyarbakır'a indi. Hava karardığı halde parklarda oynayan çocuklar vardı. Esnafın dükkánı açıktı.
ASILMAMASI İYİ OLDU MU?
Apo'nun asılmaması iyi oldu mu?
O konuda cevap vermek için vakit erken.
Vatandaş ne istiyor?
Orada sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle görüştük. Halk huzur ve güven ortamının devamını istiyor. 15 yıllık terör, ekonomiyi vurmuş. Ekonomik şartların düzelmesini istiyor.
Bunun için bir şey yapılacak mı?
Devlet Planlama Teşkilatı geçen hafta bölgeye 70 uzman gönderdi. Bunlar 8 grup halinde çalışıp rapor hazırladı.
Kopenhag kriterleri konusunda partinizin görüşü nedir?
Kopenhag kriterlerini kabul ettik. Bu artık parti meselesi olmaktan çıkıp devlet politikası haline geldi.
312 İLERİDE KALKABİLİR
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, 312'nci maddenin kaldırılması yerine değişiklik yapılması konusunda ortaklar arasında bir mutabakat olduğunu söyledi. Durum nedir?
Değiştirilme henüz hükümet gündemine gelmedi. Liderler zirvesinde de kapsamlı biçimde görüşülmedi. Bize göre önce şu sorunun ceabını aramalıyız: Bunu kaldırdığımız bu insanlar nasıl siyaset yapacak? Eskisi gibi siyaset yapmaya devam edecekler mi? Etnik temelde, din ve mezhep temelinde bir siyaset yapmak için mi bunun kaldırılmasını istiyorlar?
Peki sizin görüşünüz nedir?
Bunun için kanunu değiştirmeye gerek yok. Eğer gerek varsa, düşünce özgürlüğünün sınırını genişletelim. Biz buna varız. Herkes sorumluluğunu bilerek ılımlı davranırsa mesele kalmaz. Siyasetçi nerede duracağını bilmeli. Biz Türkiye'nin bugünkü koşullarında 312'nci maddenin kaldırılmasını doğru bulmuyoruz. Ilımlı davranışlar geliştikçe belli bir aşamada kaldırılması düşünülebilir.
İDAM ORTA VADE
Peki idam cezasının kaldırılması konusu?
Bu çok hassas bir konu. 15 yıllık terör döneminden çıkmışız. Oralarda yaralanmış, hayatını kaybetmiş insanlar var, onların yakınları var. Onların hassasiyetini dikkate almamız lazım. 312 ve idamı ön şart olarak sunmamak lazım. Her ikisini de zamana bırakabiliriz. Zaten Avrupa da idam meselesini orta vadeli olarak görüyor. Ülkede terör sona ermeden, huzur tam olarak sağlanmadan idamı neden önümüze getiriyorsunuz diyebiliriz.
Genelkurmay Başkanı'nın son çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Askerin çıkışı yeni bir şey değil. 3.5 yıldır bu hassasiyetlerini dile getiriyorlar.
KÜRESEL MİLLİYETÇİLİK
Milliyetçiliğin yeni bir tarifi üzerinde çalıştığınızı duyduk. Doğru mu?
Evet doğru. Milliyetçi perspektiften toplumsal bir barış nasıl çıkar ona bakıyoruz. Artık küresel bir olguyla karşı karşıya mıyız? Evet. Öyleyse milliyetçi kimliğimizi koruyarak küresel bir dünyada nasıl yer alabiliriz onu araştırmalıyız. Milli duruş nasıl olmalıdır? Milliyetçiler, içine kapanık bir Türkiye istemiyor. Burada özel teşebbüse çok önem düşüyor. Küresel çapta, dünya ile yarışabilecek en az 1500 şirketimiz olmalıdır. Kendi markaları ile dünya piyasasına çıkmalıdırlar.
Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin sınırlanması konusu gündeme geliyor mu?
Bakanlar Kurulu ile Çankaya arasında uyumlu bir çalışma gerekiyor. Bütün toplum bu iş nasıl gidecek diye bakıyor. Yürütme ve sorumluluk meselelerini düzenlemek gerekir.
ÜLKÜCÜ KADROLAŞMA
MHP'nin elindeki bakanlıklarda kadrolaşma yapıldığından şikáyet ediliyor.
Size şunu öneriyorum. Başbakanlığa bir çağrı yapılsın. 28 Mayıs'tan bu yana koalisyonda hangi parti ne kadar tayin yapmış açıklansın. Ortaklarımız geçen dönemde de iktidardaydı. Biz daha yeni iktidara geldik. Ama 28 Mayıs'tan sonra dahi yaptığımız tayin sayısı onlardan azdır.
Mesela, Türk Hava Yolları'nda her tarafa ülkücüler getiriliyor deniyor.
Bakana hemen talimat vereyim, kim ne kadar insan tayin etmiş açıklasın. Sonra bu kadrolaşma tabiri çok incitici bir şey. Bizimkiler ülkücü kadro oluyorsa, halihazırda mevcut kadrolar kimin kadrosu oluyor.
İşte işin içine ülkücü kelimesi girince...
Kanunlara uygun davranan, kanuni hiçbir engeli bulunmayan bir insana ülkücü diye kadro vermemek olur mu? Bundan neden rahatsızlık duyuluyor? Ayrıca bakın, bürokraside ülkücü diye bilinen bazı kimselerin tayini bizden önceki hükümetler tarafından yapılmış.
Masadaki kitaplar
DEVLET Bahçeli'nin masasında şu kitaplar duruyor: ‘‘Nasturiler’’( Yonca Anzerlioğlu), ‘‘Türk-Ermeni İlişkileri’’, ‘‘Azınlıklar’’, ‘‘Nevruz’’, ‘‘Birinci Milletlerarası Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu’’, ‘‘16'ncı Yüzyıl'da Adilcevaz ve Ahlat’’, ‘‘Medya Gerçeği ve Haberciler.’’
HADEP’li Başkanı niye alkışladım
Belediye başkanını niyealkışladınız?
Orada iyi şeyler söyledi. Üniter devletten yana olduklarını, devletin bütünlüğünden yana olduklarını söyledi. Ben devletin bütünlüğünü savunan herkesi alkışlarım. Ayrıca çok iyi raporlar hazırlamışlar.
Oraya giderken bu kadar ilgi göreceğinizi tahmin ediyor muydunuz?
Doğrusunu söylemek gerekirse, giderken bu kadar büyük alaka göreceğimizi beklemiyordum.
HADEP artık sistemle uyumlu mu?
Sistemle uyumlu derken neyi kastettiğinizi bilmiyorum. Ama HADEP, 33 belediye başkanı bulunan bir parti. Belediye başkanına söz vermemiz anlamlıdır. Onun devlete bağlılığını ifade etmesi güzel bir şeydir.
Ülkücü Kürtler
Halkın size karşı tepkisi nasıldı?
Tabii bizim kaşımıza iki tür insan çıktı. Birincisi bizim partililer. Havaalanına kadar gelip, boynumuza sarıldılar.
Onlar arasında Kürtler de var mı?
Var elbette.
İkincisi?
İkincisi de partili olmayan vatandaşlar. Onlar da sempatiyle bakıyordu. Belki ilk gidişimiz olduğu için ilgi vardı.
Paylaş