GEÇEN çarşamba gecesi Frankfurt’ta bir otel odasında başıma gelen, hepinizin başına gelebilir.
Dikkatle okuyun.
Olayın özeti şu:
Odam gece yarısı, eli sopalı, kıskanç bir koca tarafından basıldı.
Ne mi oldu?
Buyurun birlikte o geceyi yeniden yaşayalım.
* * *
Perşembe sabahı, Frankfurt’ta hafif kar yağıyordu.
Orman içindeki donmuş göle bakan odamda, müthiş bir keyifle uyandım.
Wall Street Journal ve Financial Times gazetelerini okuyup ekonomik kriz nedeniyle içimi karartmadan önceki yarım saatimi, sabahın müthiş hazzıyla geçirmek istiyordum.
Gece yarısından sonra açık kalmış MTV kanalında, Coldplay’in o müthiş. "Viva La Vida" klibi gösteriliyordu.
Gençliğimin Mick Jagger, daha sonraki yıllarımın INXS günlerinin enerjisi yeniden içime geldi.
Tabii ki, kutsal sabah kahvem.
Pencereyi açtım, ormanın ve karın tertemiz kokusu, kahveyle birlikte dünyanın en muhteşem rayihası haline gelip ruhumun her tarafına sindi.
Güzel değil, muhteşem bir gün başlıyordu.
Tam o sırada kapım çalındı...
Gelen, Hürriyet’in Frankfurt bürosundan bir arkadaşımızdı.
"Ertuğrul Bey, umarım dün geceki gürültü patırtı sizi rahatsız etmemiştir" dedi.
"Ne gürültüsü, ben hiçbir şey duymadım" deyince, hayretle yüzüme baktı.
"Hiçbir şey duymadınız mı?"
"Hayır" dedim.
* * *
Üstelik epey de geç uyumuştum.
Ben de merak edince anlatmaya başladı.
Gece yarısına az kala, adamın biri benim kaldığım 207 numaralı odanın kapısına dayanmış.
İçkiliymiş.
Hatta epey sarhoş olduğunu söylediler.
Otelin koruma görevlilerinden biri, adamı, kulağını benim odamın kapısına dayamış vaziyette görünce şüphelenip gelmiş.
Önce nazik bir ifadeyle, "Yardımcı olabilir miyim" diye sormuş.
Adam, "Odayı açın, içeri gireceğim" demiş.
Görevli, "Siz bu odada mı kalıyorsunuz" deyince adam hiç beklemediği bir cevap vermiş:
"Hayır, ama karım bu odada bir adamla beni aldatıyor..."
Görevliler, adamı yatıştırmak için, "Beyefendi, öyle bir şey yok" falan demişler.
Adam kendinden emin devam etmiş. "Hayır, ben istihbarat aldım. Kesinlikle bu odada ve başka bir adamla sevişiyor" demiş ve bağırmaya başlamış.
Görevliler kolundan tutup götürmeye kalkınca paltosu açılmış ve içinden kalın bir sopa çıkmış.
Adam bir yandan direnirken bir yandan da bağırıp çağırıyormuş.
Stuttgart’ta oturuyormuş.
Birileri, "Karın şu an Frankfurt’ta şu otelde, 207 numaralı odada bir adamla" diye telefon edince, sarhoş falan olduğunu unutup arabasına atlamış.
O halde kilometrelerce araba kullanmış.
Israrla "Kapıyı açın" diye görevlileri itip kakmaya başlayınca, bu defa Hürriyet’in Almanya Temsilcisi Sevda Boduroğlu’nu aramışlar.
O sırada durmadan kulağını kapıya dayayıp içeriyi dinlemeye çalışıyormuş.