Kapitalizmi gömmeye gidiyorum

BUGÜNDEN itibaren Davos’tayım.

Davos, her konuyu abartarak konuşur.
Geçen yıl ekonomik krizi konuşmuştuk.
Dünya batıyor sanmıştım.
Bu yıl ise “Kapitalizmi gömmeye” gidiyoruz.
Bakalım 40 yıl önce, sosyalist bir genç olarak başaramadığım işi, bu yıl 60 yaşını geçmiş bir gazeteci olarak başarabilecek miyim.
Neyse, bol bol ciddi konu konuşacağız.
O nedenle son günümü, light (hafif) bir konuya ayırıyorum.

EN SEVDİĞİM ŞARKICILARDAN BİRİ HEMEN ÖNÜMDE

Günün konusu şu:
“Oğlunuzun nişanlısı ile evlenir misiniz?”
Ama önce, Cenevre’de geçen hafta saat fuarındaki konserle başlamalıyım.
O an hissettiklerimi size mutlaka anlatmam gerek.
Benim kafam çok karıştı, gelin birlikte kafa yoralım.
Sahne şöyleydi:
Bir metre ötemde en sevdiğim şarkıcılardan biri söylüyor.
Onunla aramızda garip bir elektrik var.

MEHMET YILMAZ KRAVATIMI GÖRÜNCE BANA NE DEDİ

Yöneticilik yaptığım son 6 yıl kravat takmamaya gayret ettim.
Sıkılmıştım.
Ama ayrıldıktan sonra bana bir haller oldu.
Kravat takmayı sevmeye başladım.
Şimdi en freak davetlere bile kravatla gidiyorum.
Mehmet Yılmaz, Hürriyet Pazar ekibinin yılbaşı davetinde bana takıldı.
“Ne o kıyafet balosuna gelmiş gibisin” dedi.
Bryan Ferry de benim gibi.
Konserlere hep takım elbise ve kravatla çıkıyor.
Cenevre saat fuarında IWC gecesinde verdiği konserde, sahnenin en önünde ayaktayım.
Bryan Ferry, yarım metre ötemde söylüyor.
“Slave to love”ın benimle tam senkron ritmi sahnedeki enerjiyi bana geçiriyor.
Hep genç insanlarla çalışıyor.

KADIN 50’Lİ YAŞINDA GÜZELSE ALTMIŞLIK ERKEK NE OLUR

Gitaristi, sanki 18 yaşında bir çocuk. Ama elektrogitarın en klasiklerinden biri sayılan Les Paul var elinde.
Gençlik ve klasisizm son zamanlarda üzerime iyice çullanan melankoliyi alıp beni hafifletiyor.
Düşünüyorum, sahnedeki adam 66 yaşında. Yani benden 2 yaş büyük.
Ve bu adamda hayat var arkadaş.
Cool duruş var. Kadınları hâlâ etkileyen bir duruş var.
“Demek ki” diyorum, “Kadınlar 40’lı 50’li yaşlarında çok güzel olabiliyorlarsa, erkekler de ileri yaşlarda çekici olabilirmiş.”
Demek ki bizim kuşakta hâlâ iş var.
G G G
Kendi kendime bunu söylerken, o malûm konu aklıma geliyor.
Adam bu ayın başında evlendi.
İnsan o yaşta yeniden evlenebilir mi?
Evlenebilir elbette.
Ama mesele bu değil; asıl mesele başka.
Hadi şimdi yan tarafa geçelim.

ALTMIŞLIK ARKADAŞ! OĞLUNUN NİŞANLISI İLE EVLENİR MİSİN

BRYAN Ferry 4 Ocak günü Amanda Sheppard isimli bir kadınla evlendi.
Ferry 66 yaşında. Karısı ise 30.
Buraya kadar anormal bir şey yok.
Böyle bir haber, benim gibi 60 yaşını geçmiş erkeklere moral destek vermekten başka bir şey ifade etmez.
Ama olayın bir başka boyutu var.
Ferry’nin evlendiği kadın, oğlunun eski sevgilisi.
Beş yıl boyunca birlikte olmuşlar, hatta nişanlanmışlar.
Haber, bu ayrıntı ile başka bir boyuta geçiyor.

* * *

Altmışlı yaşlarında bir erkek, 30’lu yaşlarında bir kadınla evlenebilir mi?
Niye olmasın..
Ama oğlunun eski nişanlısı ile?
İşte orada durum değişiyor.
Büyük konuşmayayım ama ben ikisini de yapamam.
Tabii burada sadece evlenen babanın ne hissedeceği önemli değil.
Belki de daha önemlisi, oğlunun ne hissedeceği.
Düğün fotoğraflarına baktım.
Oğlu da orada. Ama yüz ifadesinden bir şey çıkaramadım.
Sanki biraz mahsun gibi duruyordu.

* * *

Acaba psikologlar böyle bir durumu nasıl değerlendirirler?
Bir Fransız dergisinde şöyle ilginç bir analiz okudum.
Bryan Ferry’nin oğlunun ismi ‘Isaac’mış.
Yani İshak...
İshak, Hazreti İbrahim’in oğlu.
Eline bıçağı alıp Allah’a kurban etmek istediği çocuk.
Dergi, bu düğünü anlatırken şu soruyu soruyor:
“Acaba babalar çocuklarını hep kurban edilecek varlıklar olarak mı görürler?”
Bunu anlattığım bir arkadaşım, “Biraz zorlama yorum” dedi.
Zorlama da olsa, şu gerçeği ortadan kaldırmıyor.
Çocuklar için, güçlü babaların gölgesinde yaşamak kolay bir şey değil.
Yazarın Tüm Yazıları