Paylaş
Elinde 49 yazan pankartla verdiği bu poz benim için geçen haftanın en güzel paylaşımlarından biriydi.
*
Berna bugün 50 yaşına giriyor.
Geçen gün bu paylaşımda şunu yazmış:
“Direniyorum arkadaş... Hiç ısrar etmeyin ben korona yüzünden uzaktan aldım 49’u saymam...”
Bizim neslimize şu öğretilmişti:
Kadına yaşı sorulmaz...
Beni öyle etkilemiş ki, hayatım boyunca hiçbir kadına yaşını soramadım.
Demek ki bana öğretilen bu kuralın ömrü dolmuş.
Şimdi kadınlar yaşlarını kendileri açıklıyor.
Ben de buna bakarak şunu soruyorum:
Acaba kadının 50 yaş korkusu bitiyor mu?
*
Neydi 50 yaş...
Menopoz başlamış, doğurganlık dönemi bitmiş, artık anneannelik yaşı gelmişti.
TEM yolundan, yani sürat yollarından çekilme zamanıydı.
Cilt eskisi gibi parlak değildi, göz kırışıklıkları belirginleşmişti.
Kısaca, bu yaşa gelen kadının artık başka bir vücutta yaşamayı öğrenmesi gerekiyordu...
*
Artık böyle bir şey yok...
Elli yaş kadını aynı vücutla, aynı arzu ve zindelikle yoluna devam ediyor...
Böyle olunca da 50 artık bir rakamdan başta bir şey ifade etmiyor.
‘ELLİ7’ KİTABIMIN TEMASI İŞTE ŞU CÜMLE OLACAK
BUNDAN 10 yıl önce kadında “40 yaş korkusu” vardı...
Kızım dahil çevremde birçok kadın 40’lı yaşlarına gelmişti ve bu endişeyi açık açık görüyordum. Onun için “Kırk7” isimli bir kitap yazdım.
Çok tuttu, en çok satanlar listesinde 8 hafta ilk 10’da kaldı.
Uçakta, yolda karşılaştığım birçok kadından teşekkür aldım.
Şimdi bu psikolojik çıtayı 50’ye çevirdim ve “Elli7” adlı yeni bir kitap yazmaya başladım.
Kitabın mottosu ise şu olacak:
“49 yaştan 50’ye geçmek, grinin 49’uncu tonundan 50’sine geçmekten başka bir şey değildir.”
Yani hayatın güzelliklerini yaşamanın bir daha koyu tonuna...
50 YAŞINA GİREN KADINA NASIL BİR MESAJ YAZILIR
BERNA Laçin’in 50 yaş paylaşımının altında 483 mesaj vardı...
Onlardan bir potpuri yaptım:
GENELLEŞTİRİCİLER: “Bu yılı zaten saymıyoruz. Çünkü yaşayamadık, o nedenle atlıyoruz...”
İNKÂRCILAR: “Ben de 50 oldum sen kabul etmiyorsan ben de etmiyorum. Hadi 50’yi sildirelim.”
YAŞ DEĞİL KAFACILAR: “100 olsanız ne yazar, fikirler yaşlanmadıkça beden de yaşlanmaz.”
BU DA GEÇERCİLER: “53 olunca 49’u hiç takmıyor insan.”
HAKUNA MATATACILAR: “Ben direnmeyi bıraktım, amaaan boşver allasen, ko gitsin...”
KADERCİLER: “İstediğiniz kadar direnin alıp verdiğiniz her nefes ömürden gidiyor.”
MATEMATİKÇİLER: “49-50-62... Bunlar hep rakamlardan oluşmuş sayı...”
KAVCILAR: “Kadın kavdaki şarap gibidir, yaşlandıkça güzelleşir...”
MORAL HOCALARI: Vallahi hiç göstermiyorsunuz, ben sizi 40 sanıyordum...”
DAYANIŞMACILAR: “Hep birlikte direneceğiz, omuz omuza aşacağız bu günleri inşallah...”
MİHRAPÇILAR: “Bence hiç direnmeyin mihrap yerinde...”
YORUMCULAR: “49 ile 50 arasında tam 10 yıl var. Korkmaya, direnmeye hiç gerek yok...”
GERİ DÖNÜŞÜMCÜLER: “Ben 47’den
geri döndüm, tekrar
46’yı kutladım. Seneye 45, ondan sonra da 44 inşallah...”
NAZAR BONCUKÇULAR: “49 kere maşallah...”
DÜNYANIN EN GÜZEL CENOVA’SI
BU yaz benim yelken sezonumdu...
İlk defa yelkeni keşfettim...
O nedenle yelkenle ilgili her şey ilgimi çekiyor.
Dün Instagram’da Funda Arkas’ın paylaşımında bu tekneyi gördüm.
Yelkenlerini harika biçimde boyamışlardı.
Özellikle öndeki Cenova yelkenin desenini çok sevdim.Desenleri, kendisi de yelkenci olan ve yelken estetiğine çok önem veren İzmirli işinsanı Bernard Arkas çizmiş...
İzmir’de yaşayan ressam Evrim Duyar “airbrush” tekniği ile boyamış. İnsanın içini açıyor...
Ve bir de şunu anlıyorsunuz...
Sanat artık yelkenimizi şişiren rüzgâra kadar girmiş.
ARKADAŞI KADIN DÖVMÜŞ ERKEKLERE BEŞ TAVSİYE
BİR: Arkadaşın tacizci ise, tecavüzcü ise, kadına karşı şiddet kullanmışsa, onunla konuş ama bu konuda onu savunacak, durumu hafifletecek açıklama asla yapma...
İKİ: Arkadaşınla konuştuğunda asla onu “Ama o da bana şunu yaptı” savunmacılığına sokacak rahatlatıcı şeyler söyleme...
ÜÇ: Bunun yerine bu ağır sorunu nasıl yöneteceğini şu iki cümle ile öğret:
“Dışarı karşı: Durumu kabullen ve bunu en samimi biçimde itiraf et.
Kendine karşı: Acımasız ol, psikolojik destek al, öfke kontrol tedavisine başla.”
DÖRT: Bu yaptığını hiç tasvip etmediğini yumuşak bir dille ona da anlat.
BEŞ: Şunu bil, böyle durumlarda kamusal alanda arkadaşını eleştiren şeyler söylemek arkadaş satmak anlamına gelmez.
*
VE ÖZEL TAVSİYE: Eğer sen bir kadınla tartışmaya girmişsen, en iyisi benim yaptığımı yap ve kendini banyoya kilitle... Kulaklığını tak ve “Wayne’s World” filminin iki tipi gibi kafa sallayarak rock’n roll dinlemeye başla.
BİR 65 PLUS’A GÖRE 100 TL’LİK KARPUZUN MALİYET HESABI
ALAÇATI’da bir otel bir porsiyon karpuza 100 TL yazınca sosyal medya ayağa kalktı...
65 plus biri olarak işim gücüm yok ya... Bu fiyatı açıklamakta zorlanan patrona yardım için şöyle bir maliyet hesabı yaptım...
*
Karpuzun kilosu 1.5 ile 2.5 lira arasında değişiyor.
Karpuzlar boyuna göre 7 ile 12 kilo arasında...
Sekiz kiloluk karpuzdan beş dilim çıktığını düşünelim.
2X8/5=3.2...
Yani porsiyonun maliyeti 3 lira.
Otel 12 ay açık kaldığına göre...
Bunu önce 12’yle çarp.
Yıllık maliyeti 36 TL...
Alaçatı’da mevsim 2 ay olduğuna göre bunu 2’ye böl...
Gerçek maliyet 18 TL...
Personel, kapıdaki COVID-19 kontrolü, korumaların maaşı falan...
Üzerine bir de yüzde 15 kâr marjı koy... E vallahi ucuza bile vermiş adam...
*
Biliyorum ve tuhaf bir hesap oldu ama adamı kurtarmanın başka yolu yok...
Haa bir izah yolu daha var...
*
İkinci Sayfa magazin ekibinin verdiği fotoğrafta, karpuz diliminin yanında fesleğene benzeyen öyle bir yaprak var ki...
İşte bu fiyatı o fesleğenin manevi değeri ile açıklayabilirsin...
Şimdi oldu mu? Oldu... Çünkü hiçbir mantığın açıklayamayacağı o fiyatı ancak böyle bir “Ben dedim oldu” ile açıklayabilirsin.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş