Paylaş
Önceki akşam üzeri saat 5’ten itibaren bunu dakika dakika yaşadım.
Fenerbahçe kafilesi ile birlikte aynı uçakta Sivas’a gittim. Gece aynı otelde kaldım. Yemeği birlikte yedim.
İşte size bir kader maçının son 24 saati:
SON DAKİKADA KAYBEDİLEN İKİ ŞAMPİYONLUĞUN HAYALETİ ORADAYDI..
(*) Türk Hava Yolları’nın özel uçağı ile Sivas’a gitmek üzere “Sabiha Gökçen” havalanında buluştuk. Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulunun öteki üyeleri benden önce gelip alandaki bir kafeye oturmuştu.
(*) Alanda forma giymiş üç beş taraftar vardı. İçerde, şampiyon olmaya giden bir takım havası hiç yoktu. Maç akşamı için özel hiçbir program hazırlanmamıştı veya varsa da söylememeye gayret ediyorlardı.
ALİ KOÇ VE MURAT ÖZAYDINLI KAFİLEDE YOKTU ÇÜNKÜ...
(*) Gelen yönetim kurulu üyelerine baktım iki kişi eksikti. Ali Koç ertesi gün “Fener 1907” üyeleriyle aynı uçakta gelecekti.
İkinci eksik Murat Özaydınlı idi. Neden? diye sordum. “Uğur yapmak için kaldı” dediler. Bu yolculukta anladım ki, bu yıl nefes nefese geçen lig, Fener yönetiminde bile, “Uğura” inanmaya zirve yaptırmış.
(*) Uçağa binen futbolculardan, Volkan’ın kulağındaki güzel küpe, Emre’nin elindeki kahve dikkatimi çekti.
KOCAMAN UÇAKTA YOL BOYU SUDOKU ÇÖZDÜ...
(*) Uçakta birinci sırada Aziz Yıldırım ben, Nihat Özdemir ve Teknik Direktör Aykut Kocaman oturduk.
Kocaman oturur oturmaz sudoku çözmeye başladı. Bu arada Aziz Yıldırım zaman zaman, “Alttan üç, sol alttan 6” diyerek şakalar yaptı. Aralarında sıcak bir ilişki olduğu çok belliydi.
(*) Yol boyunca futbol konuştuk.
Aziz Yıldırım’a “en çok hangi maçta heyecanlandınız” diye sordum. “Buca Spor maçı” dedi. Bu soruya Aykut Kocaman da aynı cevabı verdi.
(*) “Maç ne olur” sorusuna her üçü de aynı temkinli cevabı verdi. “İnşallah kazanırız.”
Belli ki son maçta kaçırılan iki sezon, Fener yönetiminde izi kolay silinmeyecek bir travma yaratmış.
AYKUT KOCAMAN’A GÖRE TEKNİK DİREKTÖRÜN ETKİSİ NE KADAR..
(*) Yıllar önce Floransa’da Fatih Terim’e şu soruyu sormuştum:
“Teknik direktörlerin maç sonucu üzerindeki etkisi nedir?”
Terim, “Yüzde 100” demişti.
Kocaman’ın cevabı ise şöyle oldu:
“Yüzde 1’le yüzde 90 arasında.”
(*) Kocaman’a göre, son dönemdeki en zor maç Ankaragücü maçı olmuş.
“Şahsi yetenekleri güçlü bir takım” dedi.
5-0 OLMASAYDI ALEX O GOLÜ ÖYLE ATAR MIYDI..
(*) O maçla ilgili klasik soruyu sordum. “Maç bu kadar rahat olmasaydı, “Alex” son golü öyle atar mıydı? “Kesinlikle hayır. Daha emin bir yolu seçerdi. Yani kaleciyi de geçip atmayı tercih ederdi. Bu onun ‘İmza golü’ oldu” dedi.
(*) Aziz Yıldırım’ın en çok hayıflandığı şey, ilk devrede Galatasaray ve Beşiktaş’a kendi sahalarında puan vermekti.
(*) Takım bu maça 5 antrenmanla hazırlamış. Salı hariç her gün antrenman yapmışlar. Cumartesi sabahı hafif bir çalışma olmuş.
AYKUT KOCAMAN’IN O ANA KADAR AÇIKLAMADIĞI SIKINTISI NEYDİ?
(*) Ben çok heyecanlı bir mizaca sahibim. Heyecandan maçları izleyemiyorum.
Kocaman’a “Siz nasıl dayanıyorsunuz” diye sordum. Bana bilmediğim bir şeyi açıkladı.
Bu sezon maçlardan birinde bir sıkıntı geçirmiş. Bunun üzerine kendi kendine telkinle, stresi uzaklaştırmayı başarmış.
“Ben de aynı şeyi gazete yöneticiliğinde yaptım” dedim.
TÜRK HAVA YOLLARI’NIN SARI LACİVERT SÜRPRİZİ NEYDİ?
(*) Uçakta yemek servisi yapıldığında, hoş bir sürpriz vardı. Menü listesi sarı lacivert renklerdeydi ve üzerinde şu yazıyordu:
“Fenerbahçem şampiyonluğa uçuyor.”
“Fenerbahçem” ifadesi çok sıcaktı ve THY, şampiyonluğu önceden ilan etmişti.
Havacılık sektöründe çalışan “Nihat Özdemir”, “Hamdi Topçu bize kıyak geçmiş” dedi.
“Topçu”, THY Yönetim Kurulu başkanı.
(*) Sivas Havaalanında takıma “Devlet töreni” gibi bir karşılama yapıldı.
Futbolcular ayrı bir kapıdan alındı. Çünkü onları bekleyen kalabalık bir taraftar topluluğu vardı.
Biz başka kapıdan geçip, ayrı otobüslere bindik.
(*) Aziz Yıldırım seçim gezisine çıkmış parti lideri gibiydi. Yolda gören herkes elini sallıyordu.
AZİZ YILDIRIM OTELDE ODASINA BİLE ÇIKMADAN ARKA SALONA GEÇTİ..
(*) Otelin önü ana baba günüydü. Fenerbahçe forması giymiş çok sayıda genç, futbolcuları bekliyordu. Biz otele zor girdik.
(*) Aziz Yıldırım odasına bile çıkmadan doğru, lobideki özel salona gitti ve orada arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladı. Bir yandan da Mehmet Ali Birand’ın 32’nci Gün’de “Kemal Kılıçdaroğlu” ile yaptığı mülakatın tekrar yayınını izliyordu.
ARKA SALONDA YAPILAN SEÇİM TAHMİNLERİ. KİM NE KADAR OY ALIR?
(*) Buradaki seçim tahminleri de Türkiye’dekinden farklı değil. Bazılarına göre AK Parti yüzde 40’lara inebilir, bazılarına göre ise yüzde 45’in üstüne çıkar.
(*) Aziz Yıldırım’a transferleri sordum. “Pazartesi sabaha kadar hiçbir şey düşünmüyorum” dedi.
FENER YÖNETİMİ FATİH TERİM KONUSUNDA İKİYE BÖLÜNMÜŞ DURUMDA..
(*) Fatih Terim’in Galatasaray teknik direktörlüğüne getirilmesi konusunda ise görüşler farklı.
Kimi “İyi bir karar” diyor, “Kimi ise “Yanlış” olduğunu söylüyor.
Ancak ortak görüşleri şu:
“Kulüpte futbolcular arasındaki çekişmeleri ancak Fatih Terim gibi biri önleyebilir.”
Yeni başkanın Fatih için “Saha içinde var, dışında yok” lafı üzerinde epey yorum yapıldı. Belli ki o söz kafalarına takılmış.
OTELDE TAKIM
(*) Takım otele girdikten sonra ortada görünmedi. Birlikte yemek yeyip, odalarına çekildiler. Dünkü son yemek saatleri 14.00 olarak belirlenmiş. Maçtan 2 saat önce kuvvetli bir kahvaltı yaptılar.
(*) Futbolcuların bazıları tek kişilik odalarda kalıyormuş. Bazıları çift kişilik odayı tercih ediyormuş. Sohbet ediyorlarmış.
Akşamlarını genellikle internetin başında veya bilgisayar oyunlarıyla geçiriyorlarmış.
En çok kitap okuyan futbolcu Alex’miş.
VALİ KILIÇDAROĞLU’NUN MAÇA GELECEĞİ DEDİKODUSUNU ANLATIYOR..
(*) Yöneticilerin gecesi ise sakin geçti. Vali gelip uzun süre Aziz Yıldırım’la sohbet etti. Bol bol fındık ve fıstık yedik.
Bir ara Kemal Kılaçdaroğlu’nun da maça geleceği haberi yayıldı. Sonradan gelmeyeceği bildirildi. Vali, “Geleceği özel uçağın pilotları arayıp, bilgi istemiş. Herhalde oradan çıktı bu söylenti” dedi.
YILDIRIM MAÇ ÖNCESİ AKŞAMI BÜYÜK YEMEK PLANINI
(*) Sivas Fenerbahçe Derneği akşam için büyük bir yemek planlamış. Ancak Aziz Yıldırım büyük bir yemek istemedi.
Son akşamı, sanki önceden kutlama yapılıyormuş havasında geçirmek istemedi. Yolculuğun başından itibaren yöneticilere sinmiş olan “Temkinli” davranış, gece boyunca aynen sürdü. Son maçlarda kaybedilen şampiyonluğun hayaleti takım üzerinden hiç gitmiyordu.
(*) Ben bir kadeh şarap içmek istedim. “Hangi şaraplar var” diye sordum. Menüyü getirdiler.
Menüde hiç şarap ismi yoktu. Sadece şunlar yazılıydı:
Şarap 70 cl: 50 TL
Şarap 35 cl: 30 TL
Özel şaraplar: 80 TL.
Bu ilginç menüden pek fazla şarap talebi olmadığını çıkarıyorum.
Buna karşılık rakıların isim ve özellikleri belirtiliyordu.
Ekonominin değişmez kuralı burada da kendini gösterdi: “Talep arzı da belirler.”
AZİZ YILDIRIM’IN OTORİTESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEYLER VAR..
(*) Aziz Yıldırım güvercin tutkunu. Tutkusu Sivas’ta da devam etti.
Sivaslı bir Fenerbahçeli onun için 12 güvercin hazırlamış. Dün sabah erkenden kalkıp, güvercin uçurmaya gittiler.
(*) 24 saat içindeki gözlemim şu. Fenerbahçe yönetiminde büyük bir istikrar var. Aziz Yıldırım’ın otoritesi tartışılmaz. Bundan 3 yıl önce bu otoriteyi sağlayan şey, Yıldırım’ın sert tutumu karşısında “Susma” şeklindeydi.
Şimdi bunun yerini “Saygıya” ve “Taktire” bağlı bir otorite almış.
Demirel’in lafının doğruluğu bir kere daha ispatlandı.
“Hiçbir şey başarının yerini tutamaz.”
SİVAS’A BRAVO. BİR ŞEHİR FUTBOL ŞENLİĞİNE İŞTE BÖYLE KATILIR.
(*) Son söz
Samsun’dan gelen bir Fenerbahçe taraftarı ile konuşuyorum. Bütün gün forma ile dolaşmış. “Çok dostça bir karşılama var” dedi.
Futbola yaptığı bu güzel ev sahipliği için Sivas’a keşekkürler.
Fenerbahçe, kader maçına işte bu havada girdi.
Paylaş