İyi bir anayasa yapalım artık aramıza kan girmesin

“İktidara geleceğiz de kanlı mı olacak kansız mı bilmem” demişti.

O değil, ama tedrisatından geçen bir siyasetçi, Tayyip Erdoğan iktidara geldi.

Allah Türkiye’ye yardım etti... Kansız oldu.

Kansız bir şekilde iktidara gelenler, o koltukta kansız bir şekilde oturmaya gayret etmelidir.

Demokrasinin evrensel kontratında bu yazılı...

İki duygu, insanın gözünü kana bürür...

Güç ve korku...

Birincisi her muhalif sesi susturma, yok etme, zirvede tek başına kalma duygusu...
İkincisi ise saldırıya uğrama, yok edilme tehdidi altında kalan her canlının kapıldığı duygu.

Birincisi yok etmeye yöneliktir.
İkincisi yok olmaktan kurtulmaya yönelik.

Birincisi iktidarın saldırısıdır.
İkincisi köşeye sıkışanın nefsi müdafaası.

Kan öyle bir şeydir ki...

Bir akıtmaya ve akıtılmaya başladı mı...

Araya kan girdi mi, davası da kan davası olur.

Diktatörlük işte o yüzden bir milletin başına gelebilecek en büyük felakettir.

Çünkü ancak kan gölü üzerine kurulan bir şatodur diktatörlük.

İşte o yüzden bir kişinin, bir zümrenin millete zorla kabullendireceği bir anayasa değil...

Bütün milletin “Benimdir” diye savunacağı bir anayasa yapmamız gerekir.

“Kan” kelimesi, bir Pandora kutusudur.

Çok tehlikelidir.

O kutuyu hiç açmamak, içinden çıkan kanın hepimize sıçramasına izin vermemek gerekir.


BU İSİMLERİ ALT ALTA YAZIN GÖZÜNÜZÜN ÖNÜNE NE GELİYOR

HER biri çok güçlü ve etkili isimler...

- Abdullah Gül...
AKP Genel Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptı.
Müthiş bir devlet tecrübesi ve uluslararası itibarı var.
Adı hiçbir yolsuzluğa karışmadı.
Özelliği: Sakin bir güç...

- Ahmet Davutoğlu...
Dün, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yaptı.
Batı ile iyi ilişkiler kurdu.
Yarınını hiç küçümsemeyin.
Özelliği: Sakin bir güç oluşu.

- Bülent Arınç...
Her muhafazakâr harekette herkesin saygı duyacağı bir isim.
Geçmişi temiz. Bugünü temiz.
Özelliği: Siyasette tevekkülün nasıl bir güç olduğunu çok iyi bilmesi.

- Ali Babacan...
Hangi Türk’e sorsanız, “İyi biliriz” diyeceği bir siyasetçi.
Hangi yabancıya sorsanız, o da “İyi biliriz” der.
Girdiği her hükümete reyting getiren bir kişilik.
Özelliği: Sakin bir güç oluşu.

Ama muhafazakâr kanatta sessiz ve sakin bir güç birikimi olarak yerlerinde duruyorlar.

Ve sakinlik, sükûnet, bağırıp çağırmama, bugünlerde Türkiye’nin en özlediği şey.


VIP'TEN GEÇMEYİ REDDEDEN İYİ BİR DAMAT PROFİLİ

ADAM vardır...

Cumhurbaşkanı’nın kızıyla daha sözlüyken havaya girer...

Bu dağları ben yarattım havasında, afra tafra yapar.

İşte o adam adam değildir.

Ama adam vardır, Tayyip Erdoğan gibi Türkiye’ye gelmiş en güçlü cumhurbaşkanlarından birinin kızıyla evlenmesine üç-beş gün kala, öyle bir hareket yapar ki...

Aaa işte bu adam dersiniz.

Cumhurbaşkanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan’la evlenmeye hazırlanan Selçuk Bayraktar, geçen pazartesi günü uçağa giderken korumaları onu VIP’e yöneltmiş.

O da “Hayır ben normal kapıdan geçeceğim” demiş.

Hoşuma gitti bu hareket.

Aklıma, önceki aylarda Banksy sergisinin açılışında gördüğüm Sümeyye Erdoğan geldi...

Ne etrafında bir koruma ordusu vardı, ne afrası tafrası...

Anladım ki birbirine uyan bir çift olacaklar.


EY TÜRK KADINI, ŞU YAZIYI İYİ OKU BAK SUUDİ KADINI GEÇEN HAFTA HANGİ HAKKI ALDI

SUUDİ kadınlar geçen hafta, tarihlerinin belki de en önemli hakkını elde ettiler.

Ey Türk kadını şimdi sıkı dur...

Bundan böyle evlenen Suudi kadına, evlilik cüzdanının bir kopyası verilecek...

Bunun anlamı şu:

Bugüne kadar sadece erkeğe veriliyordu.

Böylece...

BİR: Gerçekten evlenip evlenmediklerini öğrenecekler.
İKİ: Evlilikten doğan haklarını bilecekler.


EY SEN HER GÜN ATATÜRK'E KÜFREDEN KADIN, ŞU YAZIYI KOY BİR YANA, BİR GÜN İŞİNE YARAR

EY her gün Atatürk’e küfreden türbanlı, türbansız kadın...

Evli misin değil misin bilmiyorum...

Evliysen Allah mutluluk versin. Hukuki haklarını ise Atatürk zaten vermişti...

Unutma, öyle bir Müslüman ülkede yaşıyorsun ki...

Bu ülkenin nikâh memuru, o evlilik cüzdanını önce kadına veriyor...


DÜN İTİBARIYLA BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİŞ TESCİLLENDİ

ŞU cümle dün Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Volkan Bozkır’ın ağzından çıktı. Brüksel’deki vize toplantılarının ardından,

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘direktifleri’ doğrultusunda nasıl bir tavır alacağımızı belirleyeceğiz...” dedi.

Artık Başbakan yok...
Hükümet yok...
Parlamento yok...

Her şey Cumhurbaşkanı’nın iki dudağının arasında...


ARTIK BOŞ GEZENİN BOŞ KALFASI KURUMLAR

Eski adı: “Başbakanlık.’
Yeni adı: “Boşbakanlık.”

Eski adı: “TBMM Anayasa Komisyonu.”
Yeni adı: “Tepeden inme anayasayı tasdik kurulu.”

Eski adı: “TBMM Dış İlişkiler Komisyonu.”
Yeni adı: “Dış politikayı muhtarlar toplantısından izleme heyeti.”



YAŞASIN BİR MÜSLÜMAN ÜLKEYE DAHA BASTIK KALAYI

BİR Bangladeş kalmıştı aramızı bozmadığımız...

Dün itibariyle onu da hallettik Allah’ın izniyle...

Şimdi kimi düşünüyorum biliyor musunuz?

Eğer Sisi yüzünden ilişkilerimizi bozduğumuz Mısır’dan Bangladeş’e kaçan tekstilci Türk iş insanı varsa...

Eyvah ki eyvah... Orada da gitti paraları...