Paylaş
Yaptığım ilk iş “olay yeri incelemesidir”.
Gelin birlikte, Fransız gazetelerinden topladığım şu bilgilere bakalım.
- OLAY YERİ İLGİNÇ Cinayetler Paris’in 10’uncu bölgesindeki La Fayette Caddesi’nin 147 numaralı apartmanında işleniyor.
Bu bölge, rezidans ve işyeri olarak kullanılan konutların karışık olduğu bir yer.
- KUZEY GARI’NA YAKIN Binanın bulunduğu yer “Gare du Nord’a çok yakın.
Bu gardan genellikle Belçika, Hollanda ve kuzeydeki ülkelere giden trenler kalkar. Her saat başı bir hızlı tren vardır.
Bu ülkeler Türk ve Kürt nüfuslarının yoğun olduğu ülkelerdir.
Yani cinayetleri işleyenler, beş dakikada istasyona ulaşıp Fransa dışına çıkabilir.
-APARTMAN GİRİŞİNDE TABELA YOK Cinayetlerin işlendiği apartmanın girişinde Kürdistan Enformasyon Merkezi’ne ait bir tabela yok.
Demek ki gelen veya gelenler binayı biliyor.
-GİRİŞTE ŞİFRE Apartmanın girişinde, Paris’teki binaların çoğunda olduğu gibi şifreli kilit var.
Bu kilitler şöyle çalışır: Daire numarasının şifresi tuşlanır ve kapı açılır. Şifreyi bilmiyorsanız, içeridekilere telefon edilir, onlar da yukarıdan açar.
Bu da gösteriyor ki, gelen kişi veya kişiler ya şifreyi biliyordu veya tanıdık.
Olayın mesai saatleri dışında meydana geldiği düşünülürse, o saatte kapının herhangi birine açılması ihtimali düşük.
- ŞİFREDE ARIZA YOK Kadınlar evlerine dönmekte gecikince, birinin erkek arkadaşı gelip bakmak istiyor. Ancak şifreyi bilmediği için binaya giremiyor. Bu da şifrenin arızalı olmadığını gösteriyor.
-İÇERİDEKİ KAPI Apartmanın içindeki daire kapısında da bir zorlama yok. Kapı cinayetten sonra da kilitlenmiş.
Bu da gelen kişilerin sürpriz insanlar olmadığını gösteriyor.
-KOMŞULAR NE DİYOR Le Figaro gazetesine göre apartmanda başkaları da yaşıyor. Komşulardan biri saat 18’de bir patlama sesi duyduğunu söylemiş.
Dikkati çeken nokta şu: Komşular bağırış çağırış veya korku çığlığı işitmemiş.
Bu da, kapı açıldıktan sonra da içeridekilerin tanıdık bir kişiyle karşılaşmış olmaları ihtimalini gösteriyor.
-APARTMAN 3 BÖLÜM Üç kadının bulunduğu apartman dairesi iki oda ve bir mutfaktan ibaret. Bir de banyo kısmı var.
Polis cesetlerin nerede bulunduğuna dair bir bilgi vermedi.
Bu önemli bir ayrıntı.
Cesetler iç odalardaysa, tanıdıkları birinin veya birilerinin olması ihtimali daha yükselecek.
-BİR TÜRK GAZETESİ Le Figaro gazetesindeki haberde şöyle bir ayrıntı var.
Kürdistan Enformasyon Merkezi geçmişte özellikle Saint Denis bölgesinde oturan Türklerle bir gerginlik yaşamış.
Bu arada, “Bir Türk gazetesinin Paris temsilcisiyle de gerginliğin yaşandığı” belirtiliyor. Ancak bu bilgiyle neyin kastedildiği belirtilmiyor.
- İZLENİYORDU Le Monde gazetesinde de şöyle tuhaf bir ayrıntı var: “Kürdistan Enformasyon Merkezi, Fransız ve Türk yetkililerce bilinen ve izlenen bir yerdi.”
Bu takdirde, nasıl oluyor da, giren kişiler hiç dikkat çekmiyor.
-SAKİNE ENDİŞELİ DEĞİLDİ Bir Fransız gazeteci bir hafta kadar önce Sakine Cansız’la görüştüğünü söylüyor.
O görüşmede Cansız’ın saldırıya uğramak gibi bir endişesi bulunmadığını anlatıyor.
Büro olarak kullanılan apartmanda herhangi özel bir güvenlik sistemi bulunmadığını belirtiyor.
Eldeki bilgiler bir şey söylemeye yetecek nitelikte değil
YANDA yazdıklarım, cinayetleri PKK’ya yakın bir kişi veya kişilerin işlemiş olabileceği izlenimi veriyorsa da kesin bir yargıya varmak için yeterince bilgi yok.
-PKK’NIN İŞİ diyenler, şu tezi kullanıyor: Sakine Cansız, PKK’nın kurucu kadrosundaydı ama sonradan Osman Öcalan’ın yanına geçti ve PKK yönetimiyle ters düştü.
Ancak, Abdullah Öcalan, İmralı’da yargılanması sırasında Cansız için, “İçine kapanık bir insandır. Duygu ve düşüncesiyle partiye bağlıdır” demişti.
-KAPININ AÇILMASI Gelenin veya gelenlerin tanıdık olması ihtimalini güçlendiriyor. Ama bu da kesin bir delil olarak kabul edilemez.
Örgüte sızmış bir ajan da olabilir.
-FRANSA’DAKİ BAŞKA CİNAYETLER Türk istihbaratının yurtdışı operasyon kabiliyeti ve geleneği fazla yok.
Bugüne kadar bilinen iki-üç operasyondan söz ediliyor.
Bunların hepsi de ASALA terörü sırasındaydı. Ancak ASALA’ya karşı yapılan üç yurtdışı eylemin ikisi Fransa’daydı.
Bu da Fransa’da geçmişte devlet adına çalışmış veya bağımsız bir operasyon kabiliyetinin bulunduğu ihtimalini akla getiriyor.
- KÜRT ÖRGÜTLERİ Avrupa’da 200’e yakın Kürt derneği var.
Bunların 20’ye yakını Fransa’da.
Fransa’da halen 150 bin Kürt yaşıyor. Bunların yüzde 90’ı Türkiye kökenli.
BEN DİYORUM Kİ
- BU üç kadının katledilmesi Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkesin, hiçbir “ama” şerhi koymadan lanetlemesi gereken bir cinayettir.
Bu ülkede yaşayan bir insan olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bu olayı açıkça kınadığı için teşekkür ediyorum. Ve şuna bütün kalbimle inanıyorum:
Provokatörlerin amacı, barış sürecini torpillemek olabilir. Ama bu cinayetler tam tersi bir etki yaratacaktır.
Ve bu barış sürecini daha da kuvvetlendirecektir. Bir gün, o barış geldiğinde hep birlikte bu üç kadını hatırlayacağız.
O gün ne konuşuldu kimse bilmek istemiyor
ORTADA ilginç bir durum var.
- Esrarengiz bazı kişiler, bazı gazetecilere bavullarla malzeme servis ettiler.
O gazeteler, içindeki bilgiler doğru mu, değil mi diye bir saniye bile bakmadan servise koydular.
- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast yapılacağı iddiasıyla Genelkurmay’ın kozmik odasına girildi.
Çıkan belgeler anında bazı gazetecilere servis edildi.
- Üst düzey komutanların özel telefon konuşmaları, özel ortamlarda yaptığı konuşmalar basına servis edildi.
- Andıç belgeleri sızdırıldı.
- Bu ülkenin en gizli devlet belgesi olarak kabul edilen “Milli Siyaset Belgesi” sızdırıldı.
Ama nedense, kimsenin eli, 28 Şubat günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu’nun zabıtlarını istemeye gitmiyor.
Darbeleri Araştırma Komisyonu her şeyi araştırdı da, o günkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısının zabıtlarına ulaşamadı.
İsteyip istemediğini de bilmiyorum.
Sonunda o günkü toplantıya başkanlık eden Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Milliyet’ten Fikret Bilâ’ya verdiği demeçte bombayı patlattı.
“Milli Güvenlik Kurulu zabıtları açıklanmalıdır...”
Evet açıklanmalıdır.
Yakın tarihin en kritik toplantısının üzerinden 15 yıl geçti.
O gün Devletin zirvesinde kim ne demiştir?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ne demiştir? Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ne demiştir?
Genelkurmay Başkanı Karadayı, kuvvet komutanları ne demiştir?
Bugün 90’a yakın insan, o gün alınan kararların şekil verdiği dönemle ilgili olarak içeride yatıyor.
Yani bu devletin o günkü Milli Güvenlik Kurulu’nda konuşulanlar, Milli Siyaset Belgesi’nden daha mı büyük bir devlet sırrıdır...
Ülkenin en kozmik kasalarına giren bavulcular, o gün yapılan konuşmaları nedense hiç merak etmiyorlar. Darbeleri Araştırma Komisyonu, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le 4 saat süren bir görüşme yaptı.
Zabıtları Anka Yayınları tarafından yayınlandı.
Satır satır okudum.
Komisyon üyelerinin bir teki bile, 28 Şubat günkü MGK toplantısında nelerin konuşulduğunu merak edip sormamış
Acaba orada işlerine gelmeyen bazı şeyler mi var...
Yani 28 Şubat’la ilgili yeni resmi tarih senaryosunu bozucu nitelikte bazı şeyler...
Ülkenin eski Cumhurbaşkanı kendinden emin.
“Açıklayın” diyor...
Sizce niye kimse bu işe el atmaya yanaşmıyor.
Paylaş