İstanbul’un gayriresmi VIP açılışının yıldızları
Bana göre İstanbul pandemi sonrası açılışını önceki gün yaptı.
İlk açılış “Perakende Günleri” toplantısıydı.
Toplantı sonunda, “Perakende Güneşi Ödülleri” verildi.
Birincisi pandemi sırasında başarılı olan şirketler ödüllendirildi.
Bir de “Yirminci Yıl Özel Ödülü” vardı.
Buna “Ödüllerin Ödülü” deniyordu....
Perakende sektörünü temsil eden 15 dernek ve iki ana sponsordan oluşan büyük jüri belirledi.
Ödülü Mudo mağazalarının kurucusu Mustafa Taviloğlu’na verdiler.
Ve onu, kendisinin yıllar önce söylediği şu cümleyle tanıttılar:
“İmkânsız olduğunu bilmiyordu, başardı...”
Bu büyük jüri 20’nci Yıl Özel Ödülü’nü Mustafa Taviloğlu’na verdi.
Bu tören bana göre İstanbul’da pandemi sonrasının resmi açılış töreniydi.
Bir de gayriresmi VIP açılışı töreni var ki, o da aynı akşam Lucca’nın açık kısmında yapıldı. Açılışın ev sahibi Mudo mağazalarının sahibi Mustafa Taviloğlu’ydu...
Taviloğlu’nun bazı dostları bir araya geldik.
Uzun süredir birbirini görmeyen insanlardık.
Bir nevi açılış oldu hepimiz için.
Şimdi size bu gayriresmi açılışa katılanların bazılarını anlatayım.
GECENİN EN ELİ SIKILANI, EN KONUŞULANI, EN YÜKSELEN YILDIZI, EN İDDİALISI KİMDİ
BÜYÜKADA’YI HYDRA YAPACAK ADAM: Gayriresmi gecenin ev sahibi Mustafa Taviloğlu’ydu... Herkesle tek tek ilgilendi. Gelen herkesi gelen herkese tanıttı.
Son 6 ayını Büyükada’da geçirmek ona iyi gelmişti.
Şimdi büyük bir iddiası var.
“Büyükada’yı Hydra’dan daha ünlü yapacağım” diyor.
* * *
GECENİN YILDIZI TUNCAY ÖZİLHAN: Şampiyonluğu kazanan Anadolu Efes’in başkanı Tuncay Özilhan gecenin yıldızıydı.
Gelen herkes önce ona gidip kutluyordu.
Bir kere daha rahmetli Süleyman Demirel’in o sözünü hatırladım:
“Hiçbir şey zaferin yerini tutamaz.”
* * *
GECENİN KONUŞULAN İSMİ ÖNDER FIRAT: Gelen herkes ona takıldı. Çünkü saç stilini radikal biçimde değiştirmiş. İyi kilo vermiş. Yakışıklıydı daha yakışıklı olmuş.
* * *
GECENİN YÜKSELEN YILDIZI CÜNEYT ÖZDEMİR: YouTube yayıncılığında yeni bir dönem açan gazeteci Cüneyt Özdemir de ilgi odaklarından biriydi.
GECENİN EN LÜZUMSUZU, EN YAĞCISI EN SÜRPRİZİ, EN GİZLİ ORTAĞI KİMDİ
GECENİN ‘LÜZUMSUZ ADAMI’ ÜMİT ZAİM: Yanlış anlamayın Türk deri sanayi ve tasarımının en lüzumlu ismi o. Ama verdiği bir mülakatta, işi yeni nesillere devredip “Şirkette lüzumsuz adam haline gelirsem mutlu olacağım” dediği için hepimiz ona böyle takıldık.
Çok iyi görünüyordu. Öyle pek kolay “lüzumsuz” unvanını hak edebilecek gibi görünmüyordu.
* * *
GECENİN EN YAĞCI SİMASI AYHAN SİCİMOĞLU: Sakın ona “yağdanlık” falan dediğimi sanmayın. Yağcı derken, kendini Akhisar zeytinyağını marka yapmaya vakfettiği için böyle diyorum. Çok iyi bir televizyoncu, çok iyi de bir gusto insanı o. Hastasıyız yani...
* * *
AÇILIŞIN EN SESSİZ SÜRPRİZİ AZİZ TORUN: Gecede Mudo’yu yalnız bırakmayanlardan biri de Torunlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun’du. Böyle gecelerde pek sık görülmeyen Aziz Torun gecenin sürpriziydi.
* * *
GECENİN EN GİZLİ ORTAĞI MİTHAT ERDEM: Bütün dünya Nusret’i tanıyor. Ama Nusret’in kuruluşundan beri onun hep geri planda kalan bir ortağı var. Mithat Erdem... Gece Mudo’yu kutlayanlardan biri de oydu.
GECENİN EN ‘FAİR PLAY’İ, EN IŞIKLI DAVETLİSİ KİMDİ
GECENİN ER ARŞİVCİ DAVETLİSİ EROL TABANCA: Türkiye’nin en sessiz kültür sponsorlarından biri. Anadolu’nun ortasına kendi ölçeğinde bir Guggenheim Müzesi yaptı. Aynı zamanda müthiş bir arşivciymiş. 1976 Efes basket fotoğrafı onun cebinden çıktı.
GECENİN EN FAIR PLAY MİSAFİRİ ORAKÇIOĞLU: Gözüme çarpan bir işinsanı da Süleyman Orakçıoğlu’ydu. Damat giyim markasının sahibi, yani giyimde bir anlamda Mudo’nun rakibi sayılan Orakçıoğlu’nun orada oluşu bence bir “fair play” ödülünü hak ediyordu.
* * *
GECENİN EN IŞIKLI MİSAFİRİ İRFAN KARAKAŞ: “Işıklı” derken, dazlak modasına uymasını kastetmiyorum. Bir anlamda İstanbul Havalimanı’nın ışığı o. Bütün ışıklı reklamlarını o yapıyor. Bütün gece Nusret’in ortağı Mithat Erdem’le sohbet etti.
‘CUMHURBAŞKANI MAÇTAN 10 DAKİKA SONRA HEM BENİ HEM KOÇU ARADI’
Davette, bir ara Tuncay Özilhan, ben, Fenerbahçe’nin eski yönetim kurulu üyesi Önder Fırat, Cüneyt Özdemir sohbet ettik.
Tuncay Özilhan, şampiyonluk maçı bittikten 10 dakika sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem kendisini hem de koç Ergin Ataman’ı arayıp kutladığını söyledi. Bu arada Anadolu Efes’in kısa tarihini de anlattı. Bütün Türkiye böyle bir başarı hikâyesini özlemişti...
HER ŞEY BU FOTOĞRAFLA VE 150 BİN LİRAYLA BAŞLADI
Tunca Özilhan geçen pazar Euroleague şampiyonu olan Anadolu Efes’in hikâyesini anlatmadan önce bu fotoğrafı gösterdi.
Yıl 1976...
Özilhan o yıl Amerika’dan dönüyor. Kendisi de basketbol oynuyor ve oradayken NBA maçlarına gidiyor.
New York Nicks taraftarı...
Türkiye’ye dönüşte Kadıköy Basketbol Takımı’nı devralmasıyla Efes Pilsen Basket Takımı kuruluyor. Bunun için 150 bin TL ödenmiş.
PANDEMİDE ŞİRKET ORTAKLARINDAN ‘BU İŞİ BIRAKALIM’ DİYEN OLDU MU
Özilhan’a şunu sordum: “Pandemide birçok şirket sponsorluklarını gözden geçirdi. Sizde şirket içinden hiç itiraz gelmedi mi?”
“Hayır gelmedi. Tam aksine hem Kamil Yazıcı da hep büyük destek verdi.”
Kulübün müzesinde bugün 1 Avrupa Koraç Kupası şampiyonluğu, 1 Euroleague şampiyonluğu, 11 Türkiye kupası, 14 Türkiye ligi şampiyonluğu, 12 Cumhurbaşkanlığı Kupası bulunuyor. Kolay bir şey değildi...
O ÇAKARLI ÇAKALLARIN İSMİ DE AÇIKLANMALI
İstanbul Trafik Denetim Müdürlüğü önceki gün açıkladı:
Son 5 ayda usulsüz çakar kullanan 899 kişiye para cezası verilmiş...
Ne yapıyor bu çakarlı çakallar?
Arabalarının tepesine yanar söner, döner o mavi ışığı takıyor...
Büyük bir ihtimalle çakma sirenine de basıyor...
Siz, kanunlara, usullere saygılı birer vatandaş olarak, otoyolda, köprüde sabırla yolun açılmasını beklerken, o çakal sürüsü yanınızdan hem de caka satarak geçip gidiyor...
* * *
O sürü, sadece kanunlara saygısızlık etmiyor...
Sizinle, yani kanunlara saygılı insanlarla alay ediyor, sizi, bizi enayi yerine koyuyor...
Ama durun bitmedi...
O haberden bir de şunu öğrendik.
Meğer böyle çakma çakar kullanan çakallar üst üste 3 kere yakalanıyorsa geliyormuş asıl ceza...
O asıl ceza da neymiş biliyor musunuz?
Arabası 15 gün seferden alıkonuluyormuş...
Vah vah vah....
Demek ki çakarlı maganda 15 gün arabasından yoksun kalıyormuş garibim...
* * *
O çakal için o kadar üzülmeyin... O çakal sürüsünün her birinin altındaki arabaya bir bakın...
Çoğu siyah ve büyük araba... Emin olun o çakalın ikinci, üçüncü arabası da var.
Yine emin olun ertesi gün aynı çakma çakarı ikinci arabanın tepesine, önüne takıp, bizleri enayi yerine koymaya devam ediyor. Yani biz köprüde beklemeye devam ederken, o maganda yine aynı alayla valayla yanımızdan geçip gidiyor...
* * *
O yüzden diyorum ki... Şu maganda sürüsünün isimlerini de açıklayın...
Açıklayın ki hiç olmazsa bizi enayi yerine koyan bu imtiyazlı sınıfın kimlerden oluştuğunu görelim...
