İslamcılar insanları camilerden uzaklaştırıyor

VAR ya...

Haberin Devamı

Bugüne kadar hiçbir laf bana bu kadar koymadı....

İran’ın devrik şahının oğlu Rıza Pehlevi, Hürriyet’te Cansu Çamlıbel’e verdiği mülakatta diyor ki...

“Bugün İran’ın hayalini kurduğu değişim, belki de bizi Türkiye’nin önüne geçirecek...”

*

Yine de içim rahat...

İran hiçbir zaman Türkiye’nin önüne geçemeyecek...

Ama Rıza Pehlevi’nin söylediği birkaç başka şey var ki, ben de aynı görüşteyim.

*

- Diyor ki Rıza Pehlevi...

(Bu insanlar) “Dini bir ayrımcılık aracı olarak kullanan rejime karşılar.

İran’da rejimin baskısı yüzünden dinden dönen çok oldu.”

*

- Diyor ki Rıza Pehlevi...

“Bugün İran’da camiler boş. İnsanlar tepki olarak diğer inançlara dönüyor.”

*

Ben bunu altı yıldır yazıyorum.

İslamcılık, İslam adına yürütülen kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı siyasetler yüzünden birçok İslam ülkesinde...

Haberin Devamı

- Camiye giden insan sayısı hızla azalıyor.

- İnsanlar inançlarını sorguluyor, başka arayışlara giriyor, “deizm” yükseliyor...

*

Ben de diyorum ki...

Türkiye dahil bütün İslam âleminde er veya geç bunun sonuçlarını göreceğiz...

*

İslamcılık, artık İslam’ın dibini oymaya başladı ve bu nesil, bütün İslam âleminde, bunun köklü biçimde sorgulanmasına tanık olacaktır.

KORKARIM KUDÜS’TE DE YAPAYALNIZ KALACAĞIZ

- NEW York Times’a göre, Mısır el altından Filistinlilere, “Şu Doğu Kudüs konusunu mesele yapmaktan vazgeçin” telkini yapıyormuş...

Suudi Arabistan’dan da aynı duyumlar geliyor...

Benden söylemesi...

Arap âlemi Filistin yorgunu...

Bilelim ki, Suriye’deki gibi yapayalnız kalma ihtimali hiç düşük değildir...

GAZETEYİ KÂĞITTAN OKUMANIN KEYFİ

ŞU günlerde en merakla beklediğim film Steven Spielberg’ün “The Post”u.

Washington Post gazetesinin sahibesi Katharine Graham ile efsane genel yayın yönetmeni Ben Bradlee’nin Amerikan hükümeti ile mücadelesini anlatan bir film.

Spielberg, pazar günkü Hürriyet Kelebek’te Barbaros Tapan’a, “Eğer yönetmen-yapımcı olmasaydım seçeceğim tek meslek gazetecilik olurdu” demiş.

Gazeteciliğin yerden yere vurulduğu bir dönemde bunu duymak güzel bir şey.

Ama daha da güzeli şu sözleri: “Ben hâlâ gazetelerden haber okuyorum, internetten takip etmiyorum.”

Haberin Devamı

Bundan 4 yıl kadar önce bir Amerikan gazetesinde Microsoft’un sahibi Bill Gates’in fotoğrafını görmüştüm.

Önünde Financial Times gazetesinin basılı kopyasını duruyordu. Yazılı gazete, özellikle de cumartesi ve pazar günü gazeteleri, tahminimizden büyük bir geri dönüş yapacak.

Ve bu reklamcılar için en etkili mecra olmaya devam edecek...

OKUDUĞUM EN ETKİLEYİCİ HABER

- SPIELBERG, hayatı boyunca gazetelerden izlediği en etkileyici iki haberi şöyle anlatıyor: “Birincisi Neil Armstrong’un Ay’a ayak basması... O hâlâ aklıma kazılı bir haberdir. İkincisi içime işleyen, çok hüzünlü bir haberdi: John F. Kennedy suikastı.”

Benim de üniversite öğrencisiyken 1968 Fransa öğrenci olaylarıydı.

Haberin Devamı

Her sabah köşedeki bakkala gider, 4 gazete alır ve heyecanla okurdum.

‘EYY’ HİTABINI SEVDİREN ‘MİŞ’Lİ GEÇMİŞ’ ŞARKISI

İslamcılar insanları camilerden uzaklaştırıyor

BİR haftadır yeni bir şarkı dinliyordum.

Adı “Kül”...

Ediz Hafızoğlu çalıyor...

Birsen Tezer
harika söylüyor...

Günde en az üç-beş kere dinliyorum.

Sözleri de harika.

“An geçen zaman geçer

Kor yürek kül olur gider

Senle ben mişli geçmiş zaman

Derdimize yok dünyada derman...”

Yatakta tam jazzy halindeyim...

Hafif hüzün, hafif okuduğum Anna Karenina’nın etkisi...

Bazı geçmiş günler, anlar baskın yapıyor...

Yani arkadaş, ‘miş’li geçmiş zamanlar’ üşüşüyor tepeme...

O zaman da şarkının şu nakaratına sarılıyorum:

“Ey hayat çekil düş yakamdan...”

RAKIYI ERKEK Mİ YOKSA KADIN MI DAHA GÜZEL İÇER

Haberin Devamı

İslamcılar insanları camilerden uzaklaştırıyor

HÜRRİYET Kelebek yazarı Yonca Tokbaş dünkü yazısında diyor ki:

“Herkes rakıyı erkekler içer zanneder...

Bence rakıyı en güzel kadınlar içer...”

O kadar güzel bir yazı ki...

Okuyunca “Vallahi haklısın” dedim.

Aydın Boysan’ın arkasından, bu güzel yazıyı bir kadın yazmışsa eğer...

Kesin rakıyı da en güzel kadın içer...

Zaten son zamanlarda yakın çevrem bunu fazlasıyla ispat ediyor...

EKŞİ SÖZLÜK’ÜN SAHİBİNE EV ÖDEVİ

DÜN öğrendim ki, Ekşi Sözlük’ün sahibine yapılan taciz suçlaması için takipsizlik kararı verilmiş.

Yani dava bile açılmamış... Kendisine yapılan bu haksızlığı duyurmak da beni görevim...

Şimdi Ekşi Sözlük’ün sahibine bir ev ödevi:

Sözlüğünde ben dahil binlerce insan hakkında yazılan hakaretleri, atılan iftiraları, hiçbir hukuki temeli olmayan suçlamaları bir bir ayıklayacak... Kendi başına da geldiğine göre... Bunu yapmak kaçınılmaz oldu...

Yazarın Tüm Yazıları