Paylaş
Bir 29 Ekim akşamıydı...
Bundan 10 yıl önce Bodrum’da marinanın önünde duruyordum.
*
Yanımda büyük bir şirketin CEO’su vardı.
Ellerinde bayraklarla yürüyüş yapan 50-60 kişilik bir grup önümüzden geçiyordu...
Yanımdaki CEO bilmiş bir edayla dudak bükerek, “Eh işte bunlar da bu kadar” dedi...
*
“Ne demek istiyorsun” dedim ve biraz da sinirlenerek devam ettim:
“Yani bunlar bir avuç azınlık, halk ise başka yerde mi demek istiyorsun...”
Demek istediği tam buydu...
*
Bu ülkenin laik liberali ile muhafazakâr İslamcı popülisti yıllarca Atatürk’ü bu ülkenin küçük bir azınlığının sevgisi olarak göstermeye çalıştı...
Diyanet yine onun adını unuttu...
Evet Batılı okullarda okumuş güya laik liberal bazı aydınlarla, bazı İslamcı takım el ele Atatürk’ün ismini tarih kitaplarından silmeye kalkıştı.
*
Olmadı... Başaramadılar... Fena geri tepti...
Şimdi düşünme sırası o laik liberalde, İslamcı muhafazakârda, Diyanet’te...
Bu halk din görevlilerine olan güvenini neredeyse sıfıra indirirken...
Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak Cumhuriyet’i kuran büyük Atatürk ve arkadaşlarını, niye, neden, milleti millet yapan değerler gönderine bir bayrak gibi her yıl biraz daha yukarı çekiyor...
*
Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun...
ONLAR Kİ BU FOTOĞRAFLARA BAKIP NELER NELER DEDİLER
- O’nun Batı tarzı giyim kuşamını küçümsediler...
*
- Batı müziğini geliştirmek için gösterdiği çabaları “Millet böyle eziyet görmedi” türünden zevksiz, esprisiz filmler yaparak dalga geçtiler.
*
- Kıyafet devrimini Batı yanlısı bir snopluk, monşerlik gibi sunmaya kalkıştılar...
*
- Aralarından, Latin alfabesine geçişi, milli kültürümüze ihanet gibi değerlendirenler bile çıktı.
*
- O dönemin modern kadınlarını gösteren fotoğraflara “Bir avuç azınlık” deyip alaycı ifadelerle baktılar.
*
- Dış politikamızdaki “Yurtta sulh, cihanda sulh” cümlesini pasifizmin amentüsü gibi gösterdiler...
*
- Laikliğe “Jakobenlik”, laiklere “Jakoben” adı takıp yerden yere vurdular...
*
- Hürriyet’in tepesindeki “Türkiye Türklerindir” cümlesine savaş açtılar...
*
- “Ne mutlu Türküm diyene” cümlesini neredeyse “Mussolini faşizminin yerli versiyonu” diye niteleyip çöp tenekesine atmaya kalktılar...
BU CANİNİN ADI İŞTE TAM BUDUR
'VAHŞİNİN sonu...’
Dün Hürriyet’in manşeti buydu...
IŞİD denen katil sürüsünün başındaki adamın öldürülmesi için buldukları manşet buydu...
Helal olsun bu manşeti bulanlara ve oraya koyanlara... Çünkü olayın adı budur...
*
- İnsanların kafasını kesen...
- Bunları kameraya alıp dünyaya seyrettiren...
- Üstelik bu vahşeti yaparken utanmadan, arlanmadan, günaha girmekten korkmadan, “Allahu ekber” diye haykıran,
- Çoluk çocuk demeden canlı canlı yakan, binaların tepesinden atan...
- Canlı bombaları halkın içinde patlatıp katliamlar yaratan acımasız, vicdansız bir cinayet şebekesinin elebaşıydı o vahşi...
KENDİ ÖZ EVLATLARINI KALKAN YAPIP ÖLDÜRTECEK KADAR EGOİST
İDLİB’de bir tünelde kendiyle beraber küçücük çocuklarını da öldürtecek kadar alçaklaşan egoist bir adam...
Dünya da kurtuldu...
İslam âlemi de...
Hıristiyanlar da kurtuldu...
Müslümanlar da...
Yahudiler de, Hindular da, ateistler de, deistler de...
İnsanlık kurtuldu yani...
4 MİLYON POUND’LUK TABLONUN BOYUTLARI NE ÖĞRENDİNİZ Mİ
HABER geçen hafta Ege’de fırtına ve dalgalarla boğuşurken geldi. Osman Hamdi Bey’in “Yeni Cami’de Kuran Dersi” tablosu satılmıştı.
Çıkan hemen hemen bütün haberleri okudum.
- 4 milyon 640 bin sterline satıldığı bilgisi vardı.
- Osman Hamdi Bey’in bundan önceki tablolarının kaça satıldığı bilgisi vardı.
- Osman Hamdi Bey’in Kadıköy’ün ilk belediye başkanı olduğu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin temelini atan kişi olduğu bilgisi vardı.
*
Ancak iki bilgi çoğunda yoktu.
- Bir, tablonun boyutları neydi?
- İki, tabloyu kim satın aldı.
*
Kimin aldığını bilemiyorum ama boyutları hakkında bilgi edinmek çok kolaydı.
Müzayedeyi yapan Sotheby’s şirketinin internet sitesinde vermişlerdi.
80X60 cm imiş...
Paylaş