Paylaş
Hani şu son günlerde insanlara para ve hediye gönderen gizli yardımsever.
Ona tarihimizin ilk Robin Hood’u diyebilir miyiz bilmiyorum ama robot portresine şu ana kadar tek çizgi koyabildim.
*
Bizimkine Robin Hood diyebilirsek, bizimkinin İngiliz Sherwood ormanlarının Robin Hood’undan iki farkı var...
Oradaki Robin Hood’un kim olduğu belli. Parayı kimden aldığı da belli. Parayı kime verdiği de belli.
Bizdeki Robin Hood’un ise şu ana kadar sadece parayı kime verdiğini biliyoruz.
Kim olduğu, parayı nereden, kimden, nasıl aldığı meçhul.
Urla Sanat Sokağı Noel Baba davulcuları
Parasını düzgün şekilde kazanan veya babadan kalma zarif bir hayırsever mi...
Yoksa karanlık yollardan kazanılmış parayla vicdan yıkamaya çalışan bir günahkâr mı...
Gerçi İngiliz Robin Hood’u da neticede iyi kalpli bir haydut ama en azından yolsuzluk ve mafya gibi işlere bulaşmıyor.
*
Tabii bir de şu ihtimal var...
Acaba bu kişi, muhafazakâr Türkiye’de meçhul kalmak isteyen bir Noel Baba olabilir mi...
İMDAAAT DERİN DEVLET GEL VE BİZLERİ KURTAR
Amerikalı düşünür Françis Fukuyama, 1989’da yayınladığı “Tarihin Sonu” makalesiyle büyük bir tartışma yaratmıştı.
Yazar şu tezi ortaya atmıştı:
“Sovyet Bloku’nun çöküşü ile birlikte kapitalizm ve demokrasi artık nihai zafere ulaşmıştır ve böylece tarihin sonu gelmiştir.”
*
Aynı Fukuyama, 30 yıl sonra, geçen hafta 20 Aralık 2019 günü Wall Street Journal’da bir başka makale yayınladı. Gözlerim fal taşı gibi açılarak okudum.
Trump’ın başkan olmasından sonra Amerikan demokrasisi ve sisteminin tehdit altında olduğunu yazan Fukuyama açık açık şunu söylüyor:
“Bütün modern demokrasiler gibi Amerika’nın da bir derin devlete ihtiyacı vardır. Çünkü kanunların işlemesi ve yolsuzluğa karşı mücadele için bu derin devlet gereklidir.”
Orada da kalmıyor ve arkasından şunu ekliyor:
“Bugün derin devlete saldıranlar aslında bu ülkenin hukuk devleti olmasını istemeyenlerdir.”
Ve sonunda baklayı da ağzından çıkarıyor devlet içindeki vatansever bürokratları, savcı ve hâkimleri, dışişleri bürokrasisini göreve davet ediyor.
*
Allahım bu dünyaya akıl fikir ver. 20’nci yüzyılın sonunda bütün diktatörlükleri, derin devletleri tarihe gömdük derken, 21’inci yüzyılın üçüncü 10 yılına girerken dünyanın düştüğü şu zavallı hale bir bakın...
En demokrat insanlar “derin devlete” gel bizi kurtar diye çağrı yapıyor yahu...
KADINLARIN SIR SAKLAMA SÜRESİ SON 10 YILDA ARTTI MI AZALDI MI
Önceki gün bir gazetede okudum. 3 bin kadın üzerinde yapılan bir anket şunu ortaya koymuş:
Kadınların sır saklama süresi 47 saat 15 dakikaymış.
Merak ettim, geriye yönelik bir araştırma yaptım.
2009 yılında haber7.com’da yayınlanan bir habere göre yani tam 10 yıl önce kadınların sır saklama süresi yine 47 saat 15 dakikaymış.
2014 yılında aktüelpsikoloji.com sitesinde yayınlanan bir habere göre kadınların sır saklama süresi hâlâ 47 saat 15 dakika.
Ve önceki gün bir gazetede yayınlanan habere göre de kadınların sır tutma süresi 47 saat 15 dakika...
Tabii insan ister istemez düşünüyor... Bunca WhatsApp’lar, Instagram özel kanalları, Snapchat’lar, sosyal paylaşımlar... Yahu bu sır tutma süresinin teorik olarak azalması gerekmez mi... Aynı mı kalıyor... Yoksa gazetelerin yazıişleri, internet siteleri 10 yıl önceki aynı çalışmayı alıp ısıtıp ısıtıp yeniden önümüze mi sürüyorlar...
MEDYADA KADINLAR MI DAHA ETİKTİR YOKSA ERKEKLER Mİ
Henüz Türkiye’ye gelmeyen Apple Plus’ın lokomotif dizisi “The Morning Show”u izledim.
Dizi, Amerika’da büyük bir televizyon kanalının sabah kuşağı haberlerini sunan ekibi anlatıyor. Ve dizi, iki sunucudan erkek olanın cinsel taciz dolayısıyla işten atılması ile başlıyor. Hemen söyleyeyim.
Son yıllarda izlediğim en başarılı üç-beş diziden biri...
Senaryo olağanüstü...
Jennifer Aniston ve özellikle Reese Witherspoon çok iyi oynuyor.
Ve dizi bize MeToo hareketi ile başlayan işyerinde cinsel taciz olaylarının her türlüsünün ne kadar karmaşık bir etik sorun yarattığını çok güzel anlatıyor.
MeToo hareketinin yarattığı şu küresel psikolojik konjonktür içinde “İşyerinde kadın mı erkek mi daha etik” tartışmasına girmem.
Çünkü bugün rastladığımız cinsel taciz olaylarının hemen tamamı erkekler tarafından yapılanlar... Ama hırs sorusuna gelince, ben medyada kadınların daha hırslı olduğunu düşünüyorum.
Bu dizi de bunu açıkça gösteriyor.
Sırf bu dizi yüzünden de diyorum ki Apple Plus da streaming pazarına kuvvetli girdi.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü:
Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama:
Selma Songül Zengin
Paylaş